Selman, mesai çıkışı yorgun bir şekilde markete doğru gidiyordu. Haftasonu olduğu için mutluydu. Ertesi gün tatildi ve iki gün boyunca uyumak istiyordu.
Markete doğru giderken, Selim'in kankası Muzaffer'i gördü. Yanında bir kız vardı ve epey yakın duruyorlardı. Adımları durdu ve birkaç yüz metre ilerisinde gülerek konuşan ikiliyi izledi.
Birkaç dakika boyunca oraya doğru baktı kıpırdamadan. Muzaffer, birinin onu izlediğinden haberdarmış gibi, Selman'ın olduğu tarafa çevirdi başını ve Selman'la göz göze geldi. Selman, hiçbir şey olmamış gibi yürümeye devam etti.
Muzaffer, yanındaki kıza hızlı bir veda edip, Selman'ın peşine düştü. Gördüklerini açıklaması gerekiyordu.
Selman, markete doğru yürürken, koluna dolanan elle duraksadı ve arkasına doğru döndü hafifçe. Muzaffer'i görünce şaşkınlığını gizleyemedi çünkü peşinden geleceğini düşünmüyordu.
"Konuşalım mı biraz?" diye sordu Muzaffer. Selman, son günlerde bu çocukla ister istemez sürekli muhatap oluyordu. Şimdi yine bir şekilde bu durumla karşılaşmıştı.
"Ne konuşacağız?" dedi ve kolunu kurtarıp, tamamen arkasında duran oğlana döndü. "Ne konuda?" dedi ve kollarını göğsünde bağlayıp, karşısındaki genç oğlanı dinlemeye başladı.
"Şey... az önce gördüklerin..." derken, Selman yanağının içini dişliyordu. Çocuğu sevimli buluyordu ve onu akşamın bu saatinde bir kızla görmek hiç hoşuna gitmemişti.
"Az önce gördüklerim mi? Bir kızla flört etmenden mi bahsediyorsun tam olarak?" diye sordu. Muzaffer, yutkunarak karşısındaki adama baktı. Elle tutulur bir biçimde gerginlik vardı ortamda sanki. Bunu iliklerine kadar hissediyordu.
"Tam olarak öyle değil aslında." dedi dik dik bakarak. Selman, bir adım yaklaştı karşısındaki asi oğlana.
"Bana neden açıklama yapıyorsun ki? Ben senin abin miyim sevgilin mi?" diye sordu. Muzaffer, Selman'ın dudaklarının arasından çıkan son kelimeyle yutkundu. Sevgili mi?
"B-bilmiyorum. Yanlış anlama diye." dedi güçlükle. Selman, kollarını çözüp, sol elini saçından geçirdi.
"Bu niye senin için önemli? Yanlış anlasam ne anlamasam ne? Neden bu kadar önem veriyorsun buna?" dedi. Selman, bunları söylemek istemiyordu ama içindeki öfkeye engel olamıyordu. Neden öfkeliydi bunu bile bilmiyordu?
Muzaffer, birkaç dakika suskunluktan sonra dudaklarını ısırdı. Dokunsalar ağlayacaktı. Dolu gözlerle Selman'a baktı.
"Haklısın Selman abi." dedi kısık çıkan sesiyle. Selman, karşısındaki oğlanın dolu gözlerini görünce, içi sızladı. Dudaklarının arasından çıkan son kelime de olabilirdi kalbini sızlatan. "Selim'e bu akşam gelemeyeceğimi söylersin." dedi ve hızla arkasını dönüp koşar adım ayrıldı oradan Muzaffer.
Selman, elini sinirle saçından geçirdi. Siniri kendineydi. Bu çocuğa niye böyle davrandığını bile bilmiyordu.
"Sikeyim senin sinirini Selman tamam mı?!" dedi ve markete yöneldi. Canı çok sıkılmıştı az önceki durumdan dolayı. Bunu düzeltmesi gerekiyordu.
Yeni ship kilidi açıldı 🔐
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARSIZ (BxB)
RomanceSelim çok arsızdı ve mahallenin ağır abisi Afşa'ya yanıktı. Afşa'da bunu çok iyi biliyordu.