~22~ Dağ Evi

479 15 0
                                    

Afşa, ormanın içinde, iki katlı ahşap bir eve getirmişti beni. Ev çok güzel görünüyordu dışarıdan. Dışarısı böyleyse, içerisini düşünemiyordum. Ben eve ve etrafa hayranlıkla bakarken, Afşa bagaja yöneldi. Yolda gelirken aldığımız malzemeleri alacaktı. Ben de ona yardım etmek için yanına gittim. Hafif torbaları bana verdi ve kendisi ağırlarını aldı.

"Ben de taşıyabilirdim onları." dedim önümde, sanki elinde ağır bir şey taşımıyor gibi rahat rahat yürüyen Afşa'ya. Kapının önüne geldiğimizde, elindekileri yere bırakıp kapıyı açtı.

"Taşırsın tabi gülüm. Sen yorulma diye ben taşıdım bu seferlik." dedi ve yanağımdan öpüp, bana yol verdi içeriye girmem için. Yüzümde gülümsemeyle içeri girdim.

Akşam olmak üzereydi ama içerisi batmak üzere olan güneşle az da olsa aydınlandığı için az biraz görebiliyordum. Daha sonra Afşa ışıkları açınca, burasının da en az dışı kadar güzel olduğunu gördüm.

Işıklar yanınca karşıdaki mutfağı gördüm ve elimdeki poşetleri oraya götürüp bıraktım. Mutfak ve salon birleşikti. Amerikan mutfakli bir evdi. Bir de üst katı vardı burasının.

"Üst katı da görmek ister misin?" diyen sesle Afşa'ya baktım. Başımla onayladım ve yanına yürüdüm. Elimi tuttu ve ahşap merdivenlere yöneldik.

Duvarlarda fotoğraflar vardı. Çok güzel bir kadın ve yakışıklı bir adam vardı fotoğraflarda. Kim olduklarını bilmiyordum ama sanırım evli bir çiftti. Fotoğraflarda yakınlardı çünkü.

Üst kata çıktığımızda, üç oda olduğunu gördüm. Karşıda bir balkon vardı. Sağ tarafta iki oda yan yana duruyordu. Kapılar kapalıydı. Sağ tarafın duvarına baktığımda, yine aynı kadın ve adamın fotoğrafını gördüm.

Afşa'nın elini bırakıp, fotoğrafın olduğu yere gittim ve fotoğrafta bakmaya başladım. Bu kez kadın oturuyordu ve kucağında 5-6 yaşlarında bir çocuk vardı. Adam da ayakta, kadının hemen sol kısmında duruyordu. Elinin biri, kadının omuzundaydı.

Gözlerim, tekrar çocuğa kaydığında bu çocuğu tanıdığımı farkettim. Afşa'ydı bu çocuk! Evde, abimin çocukluk fotoğraflarında, Afşa'yla çocukken çekildikleri fotoğraflar vardı. Orada da görmüştüm.

"Bu..." dedim ama sesim fısıldar gibi çıktı. Arkamdan duyduğum sesle irkildim. Afşa hemen arkamda duruyordu.

"Annem, babam ve ben." dedi. Demek ki burası da onların eviydi. Yanıma geçti ve anlatmaya başladı. "Annemle babam, ben daha on beş yaşındayken öldüler biliyorsun. Dedeme gidiyorduk. Trafik kazası geçirdik. Sadece ben kurtuldum. Sonra dedem benimle ilgilendi. Bir süre dedemin yanında kaldım. Üç sene kadar." dedi. Başımı salladım. "Reşit olunca, İstanbul'a geri geldim. Dedemle bağları hiç koparmadık. O şu an 75 yaşında. Antalya'da yaşıyor. Dedemden başka kimsem yok." dedi. Son cümlede sesi titremişti. Hemen yanımda duran bedenin beline sarıldım.

"Nasıl kimsen yok? Ben varım." dedim. Elini saçlarıma attı ve bir öpücük bıraktı. Kollarını bedenime sardıktan sonra cevap verdi.

"İyi ki varsın küçüğüm."

ARSIZ (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin