İkilem

159 17 15
                                        

Odaya korkunç bir sessizlik hakimdi. Bir anda Notch sırtındaki gizli kılıcı çekip Herobrine'ım savunmasız duran karnına doğru sapladı, Herobrine Notch'un yakasını bırakıp geriye ışınlandı. Bu sırada ben de hareket edebilir bir hâle geldim, istemsizce sarsıldım. Herobrine "Alçak!" Diye bağırdı, Notch'un ayağını tutup onu taht odasına sürükledi. Arkalarından koştum, telaşla kılıcımı elime aldım. Bunu gören Herobrine sağ elini bana uzattı, güçlü bir rüzgar beni odanın köşesine savurdu. Yine beni etkisi altına almıştı, kımıldayamıyordum.

Herobrine Notch'u boynundan tutup taht odasının tepesine fırlattı. Geniş ve yüksek taht odasının tavanına doğru onlarca blok uçtu Notch, sonra düşmeye başladı. Herobrine tam onun düşeceği yerde kılıcını havaya kaldırmış bekliyordu. Kılıç tam Notch'un göğsüne saplanacakken Herobrine kılıcı çekip diğer elini uzattı Notch'a. Notch havada asılı kaldı, kaburgalarından korkunç bir ses çıktı. Notch acı dolu bir çığlık attı, sonra yere düştü. Herobrine elini yumruk yapıp Notch'a uzattı, Notch tahtın olduğu basamağa kadar uçtu. Bu sırada kafasındaki taç da düşmüştü. Ben sıkıştığım yerden kurtulmaya çalışırken Notch bir anda atağa geçti ve Herobrine'ın gövdesine kılıç darbeleri indirmeye başladı. Kafamı güç bela camdan tavana çevirdim, gece yarısı olmuştu. Daha önce de dediğim gibi, Herobrine'ın en güçsüz olduğu zaman bu zamandı.

Her kılıç darbesinde Herobrine geriye gidiyor, her vuruşta gücünü toparlaması zorlaşıyordu. Ama savaşmaktan asla vazgeçmiyordu, en sonunda Notch'un bacağına doğru kılıcını salladı. Notch "AH!" Diye bağırıp yere düştü, sol bacağının dizinden aşağısı kopmuştu. Herobrine gücünü yeniden toplamaya başladı, ortalığı kan götürüyordu. Herobrine kuvvetini toplarken gücü benim üzerimden çektiğini fark ettim, saldırabilirdim. Ama kime? Güçten kurtulamamışım gibi bir süre daha izledim olan biteni.

Notch sürünerek tacına uzandı, Herobrine bunu fark edince Notch'un sağlam kalan bacağından tuttu. "Koparayım mı bunu da ha? Tek kalan bacağını da koparayım mı?" Diye bağırdı Herobrine, Notch'un ağzından "Baba!" Diye bir feryat çıktı. Herobrine durup tüyler ürpertici bir kahkaha patlattı, "Baba ha? Tanrı, kral... O öldü, anlasana!" Diye bağırdı. Notch çaresizce bana baktı, Herobrine'ın yüzü de bana dönüktü, ikisini de çok net görüyordum. Aramızda on blok var ya da yoktu. Herobrine delirmiş gülümsemesini yine takındı, "TANRI ÖLDÜ! TEK TANRI, TEK KRAL BENİM!" diye gürledi. "TANRI'NI BEN ÖLDÜRDÜM!" Diye bağırdı Notch'a. Herobrine belindeki çantasından altın rengi, elmas ve zümrütlerle kaplı bir taç çıkardı. Tacı havaya kaldırdı, "Tanıdın mı? Kimin bu?" Diye bağırdı. Notch'un gözlerinde yaşlar birikmişti, "Hayır, hayır bu olamaz! İblis!" Diye haykırdı Notch. Artık kendini tutmuyordu, ağlıyordu Notch. "Bundan böyle senin koca kıçını koruyacak kimse kalmadı, eski varis Notch..." dedi Herobrine, sonra ikisi de birden dönüp bana baktı.

"Bir şeyler yap Steve! Ona inanma! O iblis, şeytan unuttun mu?" Diye bağırdı Notch. Herobrine güldü, "Sevgili Stevecik eskisi kadar aptal değil, senin yalanlarına kanmayacak, kel herif." Dedi Herobrine, kendinden emin duruyordu. "Seni ben büyüttüm! Sana savaşmayı öğrettim, senin için bir baba oldum ben!" Dedi Notch, haklıydı. O benim kralım, üstadımdı. Ben küçücükken beni ölmekten kurtarmıştı, o olmasa buralarda olamazdım. Herobrine başını iki yana salladı, "Bu da palavra! Sana gerçeği anlatacağım Steve. Seni bu adam kurtarmadı, tam tersine aileni bu adam öldürdü." Dedi Herobrine, sonra elini yavaşça bana doğru uzattı. "Gel, doğru tarafı seç." Dedi buyurgan sesiyle, Notch atladı "Ne bekliyorsun Steve! Yıllarca bu anı bekledik, hadi sapla kılıcını. Bak gece yarısı geçiyor..." dedi, rengi bembeyaz olmuştu, çok kötü kan kaybediyordu. Herobrine dudağının yanına sıçrayan kanı elinin tersiyle silip "Sana bahsettiğim karar zamanı geldi de geçiyor Steven." Dedi, heyecanlıydı. Notch bir kere daha itiraz etti "Senin aileni öldüren asıl kötü adam bu, bana güvenmelisin Steve. Seni ondan korudum, hâlâ da korumaya çalışıyorum gördüğün gibi." Dedi. Biraz soluklanıp devam etti Notch, "İntikamını al. Gebert şu iblisi!". İkisi de benden gelecek cevabı bekliyordu, yüzlerinde en inandırıcı ifadeleriyle bana bakıyorlardı. Ne yapacaktım ben şimdi?

İçinde bulunduğum ikilem yüzünden başım dönüyordu, kusacak gibi hissettim.

"Sen bana aitsin..." (Herobrine X Steve)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin