Nether'a Giriş

157 18 0
                                    

"Bunu başarabilirsin." Dedim kendime. Gözlerimi kapatıp burnumdan derin bir nefes aldım. Kendimi hazır hissettiğim an portaldan içeri adımımı attım. Birden vücudum bir girdaba kapılmış gibi hissettim, sesler kulaklarımı tırmalıyordu. Sesler kesilip girdap hissi sona erince yavaşça gözlerimi açtım. Evet, başarmıştım. Nether'daydım.

Hava çok kuruydu, her nefes alışımda ciğerlerime kül ve toz doluyormuş gibi hissediyordum. Etrafıma şaşkınlıkla baktım. Burası gerçekten insanların dediği gibiydi, bir cehenneme benziyordu. Koca lav denizleriyle kaplıydı çoğu yer, adım atarken bile ürküyordum. Şimdi önemli olan kaleyi bulmaktı. Yola koyuldum.

Kulağıma garip sesler geliyordu, kendi dünyamda duyduğum hiçbir yaratığın sesine benzemiyordu bu sesler. Bahsettikleri korkunç yaratıkların sesleri olmalıydı. Dikkatimi yola verip kaleyi aramaya devam ettim. Bir elimi de belimdeki kılıca yakın bir yerde tutmaya gayret ediyordum. Yanıma aldığım pusulayı cebimden çıkarttığım an hayal kırıklığına uğradım, pusula bozulmuştu. Pusulanın ibresi deli gibi hareket ediyor, attığım her adımda yön değiştiriyordu. Sinirlenip pusulayı tekrardan cebime sokarken dişlerimin arasından "Kahretsin." Diye fısıldadım. Nereye gideceğimi asla bilmiyordum. Görünürde kale falan da yoktu. Bu saçma cehennemde tek başıma kalakalmıştım.
Temkinli adımlarla ilerlerken etrafımı incelemeye başladım. Burası devasa bir mağara gibiydi, yukarıya baktığımda zor da olsa tavanı görebiliyordum. Etrafın karanlık olması buraya ayrı bir ürkünçlük katmakla beraber görüşümü kısıtlıyordu. Biraz daha ilerledikten sonra ileride parlayan bir şey gördüm. Adımlarımı hızlandırıp oraya doğru yürümeye başladım. Parlayan şeyin yanına ulaşınca bunun bir kızıltaş meşalesi olduğunu gördüm. Meşalenin hemen yanında bir tabela vardı, tabelanın üstünde parlayan bir yazı ile kocaman bir ok karanlık bir tüneli gösteriyordu. Oku takip edip etmeme konusunda biraz düşündüm. "Başka çarem yok, mecbur gideceğim." Diye düşündüm. Karanlık tünele girip yürümeye başladım. Bu tünel oldukça dar ve rahatsızlık vericiydi. Vücudum buraya zar zor sığıyordu, kafamın tepemdeki nether taşlarına sürttüğünü hissediyordum. Tünelin sonundaki ışığa odaklandım, çıkış olmalıydı. Adımlarımı hızlandırdım ve nefesimi tuttum. Kurtuluşuma çok az kaldı diye geçirdim içimden. Yaklaşık beş dakikalık yürüyüşten sonra tünelin sonuna ulaşmıştım. Tünelin çıkışında da bir tane kızıltaş meşalesi ve tabela vardı. Tabela yine bir yeri işaret ediyordu. Tabelanın işaret ettiği yere bakınca korkudan nefesim kesildi.

"Sen bana aitsin..." (Herobrine X Steve)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin