-------
Sinirlendim ben. Sabahtan beri yaşadıklarım bana yeter!
"Cevap verir misin?" dedi.
Dayanamadım.
"Sen kimsin be kardeşim!" Dedim.
Bir dakika Ne? bunu söylemeyecektim ki ben. Ağzımdan kaçtı ya. İçimden geçiriyordum ben bu cümleyi, dışımdan s...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ss almayan bi ben varım herhalde hchlxkgxlhx neyse iyi okumalarr ❤️
Zırr zırr ne var ya sabahtan beri beynimin içinde? Kendimi bok gibi hissediyorum zaten. Ses daha fazla çalınca biraz ayıldım.
Hafif hafif gözlerimi açtım. Sandalyeden kafam düşmüş pencereye yapışmış halde uyumuşum. Belim, boynum her tarafım tutulmuş. Ve en kötüsü pencerenin dibinde uyuduğum için ve günlerdir dışarılarda olduğum için soğuk almışım.
Hatta buna soğuk almak denmez. Biri boğazımı deşmiş galiba. Burnum tıkanmış, boğazım feci şekilde ağrıyor, bademciklerim şişmiş, akşam dişimi fırçalamadığım için ağzımda berbat bir tat var ve üşüyorum.
Bu sesi allah kahretsin ne bu ya? Hala çalyor. Telefonuma uzanıp açtım. Açar açmaz kapattım. İnternet fırsatları bilmem ne cart curt.
Telefondan saate baktım. 6.00 olmuş. Sandalyeden kalkıp daha doğrusu kayıp yere oturdum, ayaklarımı uzattım. Sırtımı da duvara verdim.
Biraz rahatladım. Saatlerce sandalyede uyumak iğrençmiş gerçekten. Telefonu elime alıp bugün alışveriş yapabileceğimiz yerler üzerine biraz araştırmalar yaptım.
20 dk sonra vücudum biraz daha kendine gelince bavuldan, diş macunumu - fırçamı çıkarıp lavaboya gittim.
Evin 2 tuvaleti var. Biri banyoda diğeri de koridorda banyonun biraz yanında. Banyoya gittim. İhtiyacımı görüp dişimi fırçaladım. Elimi yüzümü yıkarken ateşimin epey çıktığını ve gözlerimin kızarmış olduğunu fark ettim.
Hem üşüyorum hem yanıyorum. Ama bunla ilgilenemem şimdi. Bütün gün epey işimiz var. Evi temizleyeceğiz, nakliye ayarlayacağız, alışveriş yapacağız, evi düzenleyeceğiz ohoo bi ton iş var.
Ev işi bittikten sonra güzel bir yemek yerim. Bi de ıhlamur. Hiçbir şeyim kalmaz.
Oğuz daha uyanmamış galiba. Onu uyandırmaya gittim. Odasının kapısını birkaç kez tıklayıp seslenince uyandı. "içeri gelebilirsin" dedi.
Odaya girdim. O benim aksime gerizekalı gibi sandalyede uyukalmak yerine, kıyafetlerini yastık yorgan gibi kullanıp yerde uyumuş. Şu anda da gözlerini ovalayarak doğrulmuş esnerken ayılmaya çalışıyor.
Esnemeleri bitince telefonuna uzanıp;
"Saat 7'ye geliyor noldu?" dedi uykulu bir sesle.
"Geç bile kaldık evi temizlememiz lazım kalk hadi" dedim.
"Biraz erken değil mi?" dedi.
"Erken falan değil anca yetişir." dedim.
Bir şey demeyip ayağa kalkınca ben de odadan çıkıp salona oturdum. Banyonun kapı sesi geldi. Oğuz işlerini bitirene kadar ben de oyalanmak için mutfak bölümünü kontrol ettim.
