-------
Sinirlendim ben. Sabahtan beri yaşadıklarım bana yeter!
"Cevap verir misin?" dedi.
Dayanamadım.
"Sen kimsin be kardeşim!" Dedim.
Bir dakika Ne? bunu söylemeyecektim ki ben. Ağzımdan kaçtı ya. İçimden geçiriyordum ben bu cümleyi, dışımdan s...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Var mıydı giyen? Benim buna benzer bir şeyim vardı sanki yanlış hatırlamıyorsam. Neyse beğenirseniz oy bırakmayı unutmayın lütfen. Ve yorumlarınızı merakla bekliyorum.
Zırr zırr zırrrrrrrr
Ya bu telefon beni deli edecek yine sabah sabah! "NE VAARR?" diye bağırarak açtım telefonu.
Ses gelmeyince; "İndirimli fırsat paketi falan diyecekseniz gebertirim burda kendimi!" dedim.
Yine ses gelmeyince telefonu kulağımdan çekip baktım. Numaranın son 4 hanesi tanıdık geliyordu.
Allllaaaahh! Bu dün oğuzun annesinin verdiği numara değildir inşallah.
Direkt telefonu kapatıp not kağıdını bulmaya koşturdum. Masamın üzerindeki kağıdı alıp baktım. Hakketen oymuş.
Rezil oldum ya. Hem telefonda sataştım adama hem de suratına kapattım. Ama suç benim mi yani bu saatte insan aranır mı?
Saate bakınca ikinci bir şok geçirdim. Hadi ben günlerdir telaştan unutmuşum alarm kurmayı. Bu oğuz niye uyandırmadı beni acaba bu saate kadar.
Kapıyı açıp seslenmeye başladım; "Saat iki buçuk olmuş iki buçuuuukk. İnsan bi uyandırır alooo kime diyorum ben?"
Ev boştu galiba. Salona geçince tost ve limonata gördüm tezgahta. Bir de not;
'Bu jeste karşılık işi kabul edersin herhalde?'
Oflayıp lavaboya gittim sabah rutinimi hallettim. Günlerdir bakım yapmaya hiç fırsatım olmuyordu biraz bakım yaptım. Tostumu yedim ve oğuzu aradım ikinci çalışta açtı;
"Nedir bu iş meselesi acaba? Kabul etmeye niyetim yok iki defa oluyor artık ayıp yani." dedim.
"Saçmalama aksu. Annem torpil yapmaz. Güvenli bir yeri nerde bulacaksın hem? Fazla fazla çalıştırıp paranı vermezlerse ya da az verirlerse ne yapacaksın?" dedi oğuz.
Tam cevap verecektim ki kapı çaldı. Kapıyı açınca karşımda oğuzu gördüm. Bayağı terlemişti. Telefonları kapattık. İçeri geçip salona çöktü.
Nefes nefese "Çok yoruldum" dedi.
"Neredeydin ki sen?" dedim.
"Spora gittim, basketbol falan oynadık, sonra da koşu yaptım. Sen uyurken dünya bir tur daha döndü prenses ohoooo" diye dalga geçti.
Yastık fırlatıp ben de koltuğa oturdum. "Bu iş meselesi canımı sıkıyor oğuz istemiyorum." dedim.
"Ama o kadar tost yaptım ya hiç mi işe yaramadı?" dedi.
"Yani şu işi isteseydim bile bu tost beni vazgeçirirdi oğuz. Şaka mısın ya? Dün geceden bir ton yemek kaldı oğlum. Akşam heveslenmiştim sabah yerim diye ama bir baktım tost var. Boşa gitmesin diye yedim." dedim.
