Ustam Ordan 200 Gr Beyin Tartıver

236 15 0
                                    

Şunu toplu mesaj olarak atasım var gxkgdlhdİyi okumalarrrBeğendiyseniz vote ve yorum bırakın lütfen ❤️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Şunu toplu mesaj olarak atasım var gxkgdlhd
İyi okumalarrr
Beğendiyseniz vote ve yorum bırakın lütfen ❤️

"Aksuu"
"Aksuu"
Biri beni dürtüyor galiba. Hafifçe gözlerimi araladım. Oğuz beni uyandırmaya çalışıyor.

"Aksu hadi kalk saat 9 oldu. Serumun da bitti, eve gidelim." dedi oğuz.

Koluma baktım, serumu ve iğnesini çıkarmışlar. Nasıl uyanmadım acaba?
Koluma da ufak bir yara bandı yapıştırmışlar. Oğuz da yeni uyanmış galiba. Uyku mahmuruydu çünkü. Sonra odadaki tuvalete gitti.

Ben de kalkıp üstüme başıma biraz düzen vermeye çalıştım. Sol kolum iki serum yüzünden biraz ağrıyordu. Ama boğazımın ağrısı neredeyse geçmişti. Başım da ağrımıyor, dönmüyor. Kendimi çok daha iyi hissediyorum.

Oğuz lavabodan çıkınca ben girdim. Elimi yüzümü yıkayıp ihtiyacımı giderdim. Daha sonrasında da hastanenin çıkışına gittik. Ben lobiye ilerleyince oğuz beni durdurdu;

"Nereye gidiyorsun çıkış bu tarafta?" dedi.

"Hastaneden çıkış yapmak için para ödememiz gerekiyor ya hani?" dedim.

Unuttu herhalde.

"Ben sana söylemeyi unuttum ya. Hastane bizim. Ama sadece bizim değil aynı zamanda bir ortağımızın. Yani paramız falan geçmez burada hadi çıkalım" dedi.

Şimdi anladım. O yüzden Cihangir ve asistanı da buraya gelmişti. O yüzden istediği yemeği yollayabildi bana. O yüzden acilde değil de, odada kaldım. O yüzden serumum bittiğinde değil de istediğimiz zaman taburcu oldum. Ama içim rahat etmedi;

"Ya oğuz hastane sizin de hasta sen değilsin ki. Ayıp olmaz mı?" dedim.

"Aksu vermeye kalksan bile tembihlemiştir abim herkesi. Bir kısmı beni zaten tanıyor. Gidelim hadi hastane daraltıyor beni." dedi.

Sabahtan beri yüzü asıktı zaten. Daha fazla üstelemedim. Kafamı salladım ve çıktık. Çıktıktan sonra hastanenin ismine baktım:

ÖZEL TANKAYA HASTANESİ

Ortaklarının soyadı kaya herhalde. Daha sonra oğuzun çağırdığı taksiye bindik.

Sonra da eve girdik. Girer girmez oğuz;

"Sen yat dinlen ben de şu anahtardan sana bir tane yaptırayım. Marketten de ıhlamur, nane limon falan alırım." diyip çıktı.

Morali bozuk belli. Evde durmak istemiyor. Niyesini iyi biliyorum, benim yüzümden. Gece belli etmedi ama hem sinirlendi hem de kötü hissetti. Ailesine rest çekip gidiyor. Ama kaldığı yere bak.

Her ne kadar Cihangir küçümser konuştuğunda sinirlensem de haklıydı. Evimiz kesinlikle kötü değil, ama muhtemelen onların evi burayı 40'a katlar. Ve ben ailesinin bunu görmesine izin verdim. Hatta bunu sağladım.

Böyle olmaz. Adam gibi bir özür borçluyum. Koşarak kapıyı açıp dışarı çıktım. Merdivenlerden inip apartmandan çıktım, sokağa baktım. Biraz ileride ellerini cebine sokmuş yere bakarak yavaş yavaş yürüyen oğuzu gördüm.

Hemen ona doğru koşup seslendim.

"Oğuuuz"
Durup arkasına döndü. Nefes nefese yanına geldim.

"Aksu ne işin var burada? Daha yeni hastaneden çıktık dinlenmen gerekiyor." diye payladı beni.

"Ya oğuz bırak böyle konuşmayı. Ben biliyorum senin moralin bozuk sinirlisin. Ailen yarın gelecek diye. Bak ben gerçekten özür dilerim. Ama gerçekten bak diyorum sana yapabileceğimin en iyisini yapacağım.

Söz veriyorum sana fena şekilde şaşıracaklar. Gerçekten yaptığımı telafi edicem. Lütfen bozuk olmayalım. Bana kızma, kendini de üzme olur mu?" dedim.

Biraz yere bakarak durduktan sonra bana bakıp;

"Plan ne peki? Beğenmezsem 2 hafta daha trip atarım ona göre. Ha bir de bir daha kesinlikle böyle bir şey yapmayacağının sözünü vermen lazım tabi." dedi hafif gülümseyerek.

Ben de, 'herhalde yani' anlamında bir yüz ifadesi takınınca gülmeye başladık.

"Plan şu; sanırım tıra tekrar ihtiyacımız olacak." diyip biraz arkamızda duran dev tıra baktım. Sonra yine gülerken oğuz kolunu omzuma attı. Ben de kolumu beline sardım ve tıra doğru yürümeye başladık.

Ben de o sırada kafamdakileri anlatmaya başladım. Bana kızgın olmayışı aramızın düzelmesi ve iyileşmem çok iyi hissettirdi gerçekten.

"Şimdi şöyle, 3.odanın boş durması gerçekten hiç güzel olmaz. Ben kalan paramı oraya vericem. Ama yiyecek işini senin paranla halletmemiz gerekiyor."

Oğuzun bakışını görünce konuşmasına fırsat vermeden;

"İtiraz istemiyorum oğuz. Zaten kalan paramla hem koltuk takımı, hem halı, hem perde, hem sehpa bulmak zor olacak bir de sen darlama beni." dedim.

Bir şey demedi. Kafamda var bir şeyler ama. Halı ucuz zaten. Sehpa ve biraz dekorasyon eşyasını bit pazarından epey ucuza hallederim. Bir kaç tane çiçeği de seyyar satıcıdan hallederim.

Perde biraz sıkıntı. Yani bunlar sadece 3.oda için değil tabii. Özellikle dekorasyon eşyaları evi epey değiştirir.

Tıra bindik ve dünden çok daha farklı ve yorucu olmayan bir alışveriş için yola çıktık. Yarın, oğuzun düşündüğünden çok daha güzel geçecek.



Bölüm sonuuuuuuuu
Vote ve yorum bırakırsanız seviniyorum.









SEN KİMSİN BE KARDEŞİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin