Yaz tatilinde kuzenleriyle küçük, yazlık bir ilçedeki yazlık sitelerindeki evlerine gelen Sunoo her yaz olduğu gibi sitedeki erkeklere bakarken gözüne yurt dışından ablasının yaşadığı ülkeye tatile gelen Nishimura Riki takılır.
Düz yazı olcak ama il...
Bir aydan biraz fazla oldu gibi. Sonunda yeni bölüm yazabildim. Diğer bölümü de yazıyorum işte. Sınav haftası ya bu sefer daha fazla gecikebilir.
___________
Şu an uçuyorum resmen, hem mecazi hem gerçek anlamda...
Parka geldiğimiz zaman Haşmetlim beni elinde bir paketle karşıladı. Bir hediye paketi... O parktaki kaldırımın kenarına oturuyordu. Parkın ucunda beni görmesiyle ayaklandı ve kocaman gülümsemesiyle seke seke bana doğru geldi. Paketi bana doğru uzatarak "İçimden geldi." Dedi. Ben tabi şaşkınlık içinde elime tutuşturulan kutuya bön bön bakıyorum. Haşmetlimin yumuşak sesini duydum o sıra, "Açsana.".
Kurdalenin ucunu açmak amaçlı çektiğim zaman zaten pat diye açıldı kutu. İçine baktığımda çok tatlı, tilki figürlü bir mum ve yanında da bir bilezik. Pembiş pembiş bir bilezik... Üzerinde ise "Sunoo" yazıyor.
"Bu mumu ablam yaptı. Kokulu hemde, gül kokuyor. Seniniçinyapmasını istedim. Tilki aynı sana benziyor, özellikleregözleri."
Sunoo tilkinin büyük ama zarif olan gözlerine baktı. Dedigi gibi aynı aynadaki yansımasına benziyordu.
"Buda senin için, pembe agirlikli giyindiğini fark ettim, kıyafetlerinletakarsın diye kendim yaptım, ablamın malzemeleriyle."
Kulağıma eğildi.
"Az daha canımdan ediyordu."
Kıkırdadım. Geri çekildi ve o güzel gülümsemesini sundu bana.
Yanağımdan makas aldı. Kıkırdayarak,
"Çok tatlısın." Dedi.
Buda kekolar gibi... Hoşlandığı çocuğun keko çıkması yük olurmuş hiç sevgilisi olmamış yüksek standartlılara.
"Teşekkür ederim."
"Lafı bile olmaz."
"Hayır, cidden teşekkür ederim. Her şey için..."
"Sunoo..."
Derin bir nefes adlı. Devam etti.
"Sana sarılabilir miyim?"
Elimdeki hediyelere baktım. İki saniye falan sonra yandan iki tane el benim hediyelerimi almış kaçıyor. Bende tabi peşinden koşuyorum.
"Ya! Yang Jungwon, Kendini öldün bil!"
Bana dönüp tek eliyle nah çekti. Piç!
İki tür falan döndük herhalde parkın çevresinde. Şu an ellerim bacaklarıma dayalı ve ben ölüyorum.
"Su... Yang Jungwon! Bunun sebebi sensin, su ver bana."
Paketi yere koymaya yeltenecekti ki:
"Eğer onu yere koyarsan varya... SENIN AGZINA SICARIM YANG JUNGWON!"
Öbür tarafta dönüp Jay(hyung)'in kucağına koydu. Sonra dönüp baş parmakları kulaklarının arkasında olacak şekilde el sallarken dilinide eş zamanli olarak çıkardı ve dudakları büzük bir şekilde dilini salladı.
*şu sekil | \/
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
*aklımdan gecen dil çıkarmaşeysine en yakın bunu buldum çok sorgulamayin*
