Biz Olamayız

1.4K 87 50
                                    

Kerem'den

Sınıfta Lavin ile sohbet ederken Halilin geldiğini fark edince yüzüm düşmüş biraz da sinirlenmiştim.

Lavine inanıyordum ve güveniyordum ki o yalan söylese bile etrafındakiler söylemezdi değil mi?

"Günaydın kardeşim." dedi gülerek Halil.

"Halil, bundan sonra konuşmayalım." dedim soğuk bir ifadeyle. Uzatmanın bir manası yoktu.

Öyle dediğim anda kaşları havalanmış, sorgular gibi yüzüme bakıyordu.

Sonra bakışları Lavine döndüğünde narsistik bir gülüş sergiledi.

"Saçma saçma konuşup seni de zehirledi değil mi? İnanma oğlum bu kıza. Yer bitirir bu seni."

"Saçma saçma derken Halil? Asıl sen saçma saçma konuşma." diye çıkıştı Lavin.

"Gel, dışarıda konuşalım Kerem."

"Önden buyur." dedim elimle kapıyı işaret ederek.

O çıkmıştı ve ben de ayağa kalkıp gidiyordum ki Lavin kolumu tuttu.

"Kerem.." dedi endişeli gözler ve yumuşak sesle. Güldüm ve kolumdaki elini tuttum.

"Merak etme Lavin. Kötü bir şey olmayacak, sadece konuşacağız."

Onu orada bırakarak bahçeye çıkan Halilin yanına gittim.

"Bak Kerem, bu kız böyle. Herkesi zehirliyor, saçma ve sıkıcı bir kız."

"Neye dayanarak karar veriyorsun buna? Aldatan sen değil misin?" dedim alaycı çıkan sesimle.

Kaşları çatılmıştı bu dediğime karşı.

"Ben kimseyi aldatmadım." dedi sinirle.

"Aaa, Halil olmuyor böyle. Sadece onu da aldatmadın." diyerek yanımıza geldi Açelya.

"Açelya sus."

"Susmayacağım, beni de aldatmadın mı? Herkesle gönül eğlendirmiyor musun sen?"

"Eh, ilahi adalet. İnsan yaşattığını yaşamadan ölmezmiş." dedim yine alaycı sesimle.

Açelya da sinirlenmişti galiba.

"İleri gidiyorsun Kerem."

"Yalan mı söylüyorum, Lavinle çıktığını bile bile gitmedin mi Halile. Yazık, acınası."

"Düzgün konuş Kerem!" diye bağırdığında sırıtıyordum. Bu bile onu sinir etmeye yetiyordu.

Daha fazla dayanamayıp çekip gitti Açelya. Tüm bu olanlar yaşanırken sessiz kalan Halil de tam karşıma geçti bu sefer.

"Lavin'den uzak dur. İlk ve son kez uyarıyorum seni."

"Sana mı soracağım?"

"Evet, bana soracaksın."

"Nedenmiş o?" diye sordum histerik bir gülüşle.

"Çünkü Lavin hâlâ bana ait." dediğinde sinir katsayım en üst seviyedeydi artık.

"Lavin sahiplenilecek bir eşya değil. Ne sana ne de bana ait o. Ayrıca onunla konuşup konuşmayacağımı sana soracak değilim. Şimdi ben sana söyleyeyim ; eğer Lavin senin yüzünden üzülürse o zaman külahları bozuşuruz Halil. Canını yakarım."

"Ben seni uyardım Kerem. Olacaklardan ben sorumlu değilim."

"Hay hay, buyur napabiliyormuşsun görelim."

Yavrum Baban Nereli - Kerem Aktürkoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin