Sevgiye Muhtaç

1.2K 80 19
                                    

Dudaklarımı dudaklarından ayırdığımda yüzüne bakıyordum bu sefer. Her bir ayrıntısına kadar ezberlemek istiyordum.

"Burası bizim yerimiz olsun Lavin. Sadece ikimizin bildiği ; üzüldüğümüzde, sevindiğimizde geleceğimiz yer olsun burası."

"Burası zaten ilk andan beri bizim yerimiz Kerem. Biz burada çok anı biriktireceğiz."

Kollarım onun boynunda, onun elleri de benim belimde öylece birbirimizi izliyorduk.

Kerem'in gözlerindeki o saf ve gerçek sevgiyi görebiliyordum sanki. Öyle bakıyordu ki bana, kendimi prenses gibi görüyordum.

Derin derin bakıyor, belimi okşuyor baş parmağıyla, diğer eliyle de saçımı düzeltiyor.

Şu hali bile beni benden alıyordu. Ona çekiliyordum, kendimi kurtarmaya da niyetim yoktu.

Ben onunla mutsuzluğa bile hazırdım. Öylesine seviyordum ki onu, en ufak bir parmak yarasında bile canım yanarmış gibi hissediyordum.

Öylece birbirimize bakarak zamanı geçiriyorduk. Güneş tamamen kaybolmak üzereydi. Rüzgâr esiyor, bedenlerimizi savuruyordu resmen.

Biraz daha orada zaman geçirdikten sonra eve dönmüştük artık. Sokağın önünde yanağına bir öpücük kondurup göndermiştim onu.

Eve girdiğimde çok mutluydum, olacaklardan habersiz.

Direkt olarak odama geçtiğimde kapım tıklandı.

"Lavin, üstünü değiştir içeri gel. Misafirimiz var." dedi annem.

"Anne yorgunum ben, uyuyacağım."

"Lavin, geleceksin." dedi sertçe ve kapıyı çekerek çıktı.

Bir kere bile benim ne yapmak istediğimi dinlemiyorlar. Bir an önce gitmek istiyorum bu evden.

Üstümü değişip içeri girdiğimde gördüğüm bedenle duraksadım.

"Lavin, kızım ne kadar değişmişsin!"

Bu cümleyi bile duymuyor, öylece ona bakıyordum. Annemin beni dürtmesiyle kendime gelmiş ve sert bakışlarıyla karşı karşıya kalmıştım.

"Hoşgeldiniz." dedim kısık çıkan sesimle.

"Hoşbulduk yavrum. Okul nasıl  gidiyor? Bizimkiyle aynı sınıftasınız galiba." dedi Halili işaret ederek.

"İyi gidiyor teyze. Evet, aynı sınıftayız." dedim soğuk bir şekilde.

"Neyse Lavin, siz Halille senin odana geçin. Ders falan çalışırsınız."

"Yok, gerek yok!"

"Anlamadım Lavin?" dedi babam sertçe.

"Yani şeyden dedim ben, ödevimiz falan yok. Burada sizinle oturup zaman geçirelim."

"İkiletme Lavin."

Sinirlenmiştim artık, bu gerizekalının odamda işi yoktu!

Odama doğru yürümeye başladığımda Halilin de arkamdan geldiğini fark ettim.

Odama girdiğimde o da girdi ve kapıyı kapattı.

"Sanırım ayrı kalamıyoruz. Napsak ki?" dedi Halil sırıtarak.

"Halil seni boğazlarım. Sesini kes, otur odanın bir köşesine."

"Aaa, hadi ama Lavin. Bence daha eğlenceli şeyler yapabiliriz." dedi oturduğum yatağıma yaklaşarak.

"Halil, uzaklaş. Bağırırım, herkesi toplarım buraya." dedim işaret parmağımı savurarak.

"Bağır, sence sana inanırlar mı?" dedi alay ederek.

Yavrum Baban Nereli - Kerem Aktürkoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin