Uzun Gece

1.4K 64 57
                                    

"Komiserim, kolundan vurdum!" diyen polisi duyduğumda rahatlamıştım.

"Kerem.. İyi misin?" diye sordum titreyen sesimle.

"İyiyim, iyiyim güzelim."

"Vurulmadın değil mi?"

"Hayır birtanem, iyiyim. Sen iyi misin?"

"Sen iyisin ya ben de iyiyim." dedim yaş olan gözlerimle.

Kerem de gözyaşlarımı silip sarıldı bana.

Sonra yerde acıyla kıvranan Işık'a döndük.

"Siz iyi misiniz Kerem Bey, Lavin Hanım?"

"İyiyiz, tam zamanında yetiştiniz. Sağolun komiserim." dedi Kerem.

"Bize haber vermekle iyi yaptınız Kerem Bey. Işık'ı takip ediyorduk, bir şey yapmasın diye. Birimlerimiz konumu alır almaz harekete geçti."

"Tekrardan çok teşekkür ederiz."

"Görevimiz bu. Ama sizi de karakola götürmem gerekiyor. İfade vermeniz gerekli."

"Tabii ne gerekiyorsa yaparız."

Bu sırada ambulans gelmiş, yanında polislerle beraber Işık gitmişti.

Biz de diğer polis aracıyla karakola gidip ifademizi verdik. Şikayetçi de olduk tabii.

Evimize dönebileceğimiz söylendiğinde dışarıda magazincilerle karşılaştık.

Ben hâlâ şokta olduğum için Kerem ufak bir açıklama yaptı.

"Kerem Bey neden buradasınız?"

"Arkadaşlar bir saldırıya uğradık ama Allah'a şükür ikimiz de iyiyiz. Şimdi izninizle." deyip diğer soruları takmadan yürümeye başladı.

Arabamızla gelmediğimiz için polis arkadaşlar bırakacaktı bizi yine.

Eve geldiğimizde gidip kendimi rahatlatmak için bir duş aldım.

"Kerem bana kıyafetlerinden getirebilir misin? Yanıma almayı unutmuşum!" diye bağırdım duştan.

Kerem kıyafetleri getirdiğinde giyinip çıktım duştan.

"Güzelim saçlarını kurutmayacak mısın?"

Hayır anlamında kafamı salladığımda ayağa kalkarak fön makinesini alıp geldi.

"Hasta olmanı istemiyorum, kurutacağız saçını." deyip saçımı kuruttu.

"Güzelim bu arada duştayken menajerim yazdı bana."

"Ne diyormuş?"

"Bir hafta izinliymişiz. Yaşadığımız olaydan dolayı."

"Benim izinli olduğumu nereden biliyorsun?"

"Senin menajerin de aradı, ben açtım. O yüzden."

"Anladım canım. Gel hadi yemek söyleyelim. Acıktım ben biraz."

"Tamam sevgilim, söyleyelim."

Yemeklerimiz geldiğinde televizyonun karşısında yedik.

Yemek yediğimiz yeri toplayıp tekrardan oturduk.

"Sevgilim şey diyeceğim."

"Hm?"

"Bana mı taşınsan?"

"Evet olabilir ama Barış nolacak?"

"Bence anlayışla karşılar."

"O zaman arayıp sorayım?"

Yavrum Baban Nereli - Kerem Aktürkoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin