Ders Bahane Yüzün Şahane

1.6K 92 81
                                    

Gözlerimi dikmiş Açelyayı inceliyordum. Bende olmayan ne vardı onda? Neden benim yerime bu kızı tercih etmişti?

Düşünmeye devam edip karar verdim. Benim bu kızdan eksiğim yok fazlam vardı. Kendimi ezmeye lüzum yoktu. Ben gayet güzel bir kızdım. Bana yapılanlar ise tamamen bu ikisinin iğrençliğiydi.

Aldatmanın ne bir affı ne de bir nedeni olur.

Hep söyledim, yine söylerim ; bir kere yapan bir daha yapar.

"Niye bakıyorsun öyle kıza dik dik?" diye sordu yanımda oturan Barış sessizce.

"Teneffüste bizim ekibi topla, söyleyeceğim." dedim gözlerimi kızdan aldığımda.

"Ciddi mi?"

"Çok ciddi."

"Barış, Lavin! Kendi aranızda konuşmayın." dedi hocamız. Aman bu da bir bizi duyuyordu zaten. Hani anlamadığım o kadar sessiz konuştuğumuz halde nasıl duyuyordu?

Sıkıcı bir dersin ardından zil çaldığında gerindim.

Barışa işaret edip ekibi bahçeye getirmesini söyledim.

Önden ben arkamdan da onlar çıktı bahçeye. Boş olan banklardan birine oturduğumda tüm ekip - Kerem de dahil- başımda bekliyordu.

"Seni dinliyoruz." dedi Erenay.

Derin bir nefes alıp konuştum :

"Sınıfa yeni gelen kız..."

"Eee nolmuş, Acun gibi taksit taksit söyleme şunu." diye çıkıştı Yunus.

"Of tamam be. İki dakika heyecan yaratalım dedik."

"E artık söyle ama sen de." diye bu sefer de Tuğçe çıkıştı.

"Siz beraber takıla takıla iyice birbirinize benzediniz. Bir susun da söyleyeyim!"

Şimdi herkes susmuştu ve meraklı gözlerle bana bakıyordu.

"Açelya, eski sevgilimin beni aldattığı kız." dediğimde Barış, Altay, Erenay ve Arda'nın bakışları değişti, ifadeleri soğuklaştı. Yunus ve Tuğçe ile çok yakın değildik o zamanlar. O yüzden neler yaşadığımı sadece bu dörtlü biliyordu.

"Senin gibi birini kim niye aldatır? Ben olsam bırak aldatmayı öpmeye bile kıyamazdım." dedi Kerem.

Şimdi hepimiz şaşkınca ona bakıyorduk. Ne demek istemişti bu şimdi?

"Yani öyle demek istemedim. Yanlış anlamayın ama haksız mıyım? Siz de öyle düşünmüyor musunuz?" diye durumu kurtarmaya çalıştı Kerem.

"Evet, hepimiz öyle düşünüyoruz. Benim aslan kuzenim var ya dünya modellerine taş çıkarır." deyip yanıma geldi ve beni kolunun altına alıp resmen boğdu.

"Barış dur boğuluyorum!" dedim eline vururken. Sonunda elini çektiğinde bir tane vurdum omzuna.

"Ah! Kızım napıyorsun ya?"

"Boğdun beni Allahın cezası." dedim sinirle.

"Neyse, son olarak bu kızla konuşmanızı istemiyorum." dedim.

"Kızın suçu ne ki?" diye sordu Kerem.

"Ne demek suçu ne?"

"Yani kızın haberi yoktu sonuçta değil mi?"

"Hayır. Bal gibi de vardı haberi." dedi Altay benim yerime.

"Ha anladım." dedi Kerem.

"İstersen sen konuşabilirsin Kerem. Sonuçta sana karışamam."

Yavrum Baban Nereli - Kerem Aktürkoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin