Uzun bir aradan sonra Merhaba! Bir sürü dersim ve sınavım vardı o yüzden bölümü yazamadım. Yeni bölümle karşınızdayım. İyi okumalar!
-
Süsen hastaneden çıkalı iki gün olmuş. Ömer onu bir kere bile bırakmamış, onun yanında kalmıştı. Bu iki günde çok güzel vakit geçirdiler. Film izlediler, birlikte yemek yaptılar, dertleştiler. Şimdi ise okula dönme vakti geldi. Ömer misafir odasında hazırlanırken, Süsen odasında yatağa oturmuş düşünüyordu. Okula gitmeye pek hevesli değildi. Tolga'dan korkuyordu hâlâ. Ömer onu ne kadar yatıştırmaya çalışsa da o korku onu terk etmiyordu. Haklıydı bir nevi, Tolga ona çok kötü bir şey yaptı. Ama bu korkuyla yaşanmazdı ki. O yüzden kendisini toparlaması gerektiğine inandırdı ve ayağa kalkıp hazırlanmaya başladı.
Ömer'in hazırlığı bitmişti, Süsen'in kapısını çalıp konuştu "Sevgilim müsait misin?".
"Evet sevgilim, gel. Zaten ayakkabımı giyiniyorum" dedi Süsen.
Ömer kapıyı açıp duvara yaslanmış Süsen'i izliyordu "Ben nasıl seni bırakıp gideceğim ya. Keşke bizimle yaşasaydın" dedi.
Süsen güldü Ömer'in bu dediğine. Oturduğu yerden kalktı ve karşısında durup ellerini boynuna sardı "Ya sevgilim çok tatlısın sen. Ama iyiyim ben aklın kalmasın. Hem Asiye ve Emel iki gündür yalnız, içim rahat değil biliyorsun. O yüzden gitmen gerekiyor" dedi.
Ömer Süsen'e daha da yaklaştı "Hmm ne yapsak acaba, bir gece daha mı kalsam?" dedi boğuk sesiyle.
"Bana kalsa ömür boyu yanımda kalmanı isterdim ama kardeşlerini de daha fazla yalnız bırakmana izin vermeyeceğim" dedi Süsen.
"Tamam o zaman biz şöyle yapalım. Birkaç gece gel bizde kal. Zaten yeni eve geçeceğiz iki üç güne. Hem Asiye'yle Emel çok mutlu olurlar. Tabi ben de. Ha? Ne dersin güzelim" dedi Ömer tüm şefkatiyle.
"Ne diyeceğimi bilmiyorum, çok teşekkür ederim Ömer. Ama rahatsız etmek istemem. Yani size gelip vakit geçiririm elbette ama geceleri kalmam" dedi Süsen.
"Öncelikle hanımefendi, sen bizi rahatsız etmezsin. Bir de teşekkür ediyorsun gerçekten alındım sana" dedi Ömer alınganlık yaparak.
"Hayır ya, alınma hemen. Ne demek istediğimi gayet iyi biliyorsun Ömer, yapma lütfen" dedi Süsen şirinlikle.
"Tamam yavrum da, ben gerçekten seni yalnız bırakmak istemiyorum. Asiye'yi ve Emel'i de daha fazla yalnız bırakamam. Yani tamam iyiler, her şey yolunda çok şükür ama ne bileyim, aklım onlarla kalıyor" dedi Ömer.
"Biliyorum sevgilim. Haklı olarak bunu hissediyorsun. Gerçekten senin gibi korumacı ve sevecen bir abisi oldukları için çok şanslılar" dedi Süsen içtenlikle.
"Bir de iltifat edermiş sevgilisine. Gel buraya kız" dedi Ömer ve Süsen'i kendine çekip sarıldı.
"Hadi kırma beni, bu akşam bizimle kal" dedi Ömer.
Süsen kafasını biraz geriye attı "Tamam, öyle olsun bakalım. Kırmayacağım seni" dedi.
"Ohh be!" dedi Ömer ve Süsen'in yanaklarını öptü.
Ayrıldıklarında "Hadi hadi çok oyalandık. Okula geç kalacağız" dedi Süsen.
Arabaya binip okula gitmek için yola çıktılar. Okula vardıklarında onları bekleyen arkadaşlarını görüp yanlarına gittiler.
"Günaydın çifte kumrular" dedi Oğulcan sevinçle.
"Günaydın" dedi Süsen tebessümle.
"Nasılsın Süsi, daha iyi misin?" diye sordu Berk.
