Sorgu

47 10 6
                                    

-Neden burada olduğumuzu biliyor olmalısın
-O kadar aptal olduğumu düşünmüyorum
Beni sorgu odasına almamışlardı. Onlar için bir şüpheli değildim, sadece öğrenmek istedikleri şeyler vardı. Beni çağırdıklarına göre olayın yaşandığı yerde kamera kayıtları bulamamışlar demektir
-Bize Bengü hakkında biraz bilgi vermeni istiyoruz
-Hala bulamadınız mı?
Aslında bu sorunun cevabını biliyordum ama yüzlerinde oluşan o ifadeyi görmek istedim
-Soruları biz soruyoruz
Beni çağıran kadın komiserin arkasındaki iri yarı polisin verdiği cevap beni pek de ilgilendirmiyordu
-Size söylediğimi zannetmiyorum
Sanırım bu dağ ayısı söylediğim söze sinirlenmiş olmalı ki bana doğru iki adım attı ama öndeki ince yapılı siyah kısa saçlı, çekik siyah gözlü kadın komiser onu durdurdu.
-Komiserim siz gidebilirsiniz ben hallederim
Keltoş sinirlenmiş olacak ki derin bir nefes verip gitti.
-Ee nerede kalmıştık?
-Bengü...
-Bak canım biliyorum buraya gelmek istemiyorsun, ben polis olmasam ben de buraya gelmek istemezdim ama-
-Askine, dünden beri buraya gelmeyi bekliyorum. Bengü'nün katili her kimse onu ben bulmak istiyorum. Sizden yardım almak isterdim ama sanırım kameralarınız pek bir işe yaramamış, yarasaydı beni buraya çağırmazdınız
-Doğru, katil her kimse senin kadar zeki, kameraların görüş açılarının dışında halletmiş işini.
Aslında komiserden beni Bengü'nün öldürüldüğü yere götürmesini isteyebilirdim ama oraya kendim gitmek istiyorum.
-Size açık konuşacağım. Bengü evine giderken telefonuna bir bildirim geldi. Bu annesinden de olabilir farklı birinden de eğer telefonunu bulabilirseniz yapan kişiyi daha çabuk öğrenebilirsiniz
-Biz de bunu düşündük fakat telefonunu ne kadar arasak da bulamadık. SMS den bulabileceğimiz düşündük ama katil her kimse sim kartını çıkartmış.
Katil her kimse gerçekten zeki biri ama ben yine de onu bulacağım.
-Gitmek istiyorum
-İstersen seni komisere bıraktırabilirim
Aslında iyi olurdu ama daha önce uğramam gereken bir yer vardı.
-Biraz yürümek iyi gelicek sanırım
-Peki iyi günler
Kalktım, sandalyeyi çektim ve derin bir nefes aldım neden bilmiyorum ama gerilmiştim.
-Asya
Yine ne var. Arkamı döndüm
-Efendim
-Eğer bir gelişme bulabilirsen bana haber ver. Eğer ben bulursam sana haber vericem çünkü arkadaşını senin kadar önemsiyorum
Ardından samimi görünmek için bir gülümseme bıraktı. Aynı şekilde bir gülümsemeyle karşılık verebilirdim ama yapmadım çünkü Bengü'ye benim kadar değer veremez. Öyle zannedebilir ama bu insanların hepsi işin parasında. Ben ona haber versemde o bana vermeyecekti. Bunu biliyordum...

Evet beni sorgu odasına almamışlardı ama bunun nedenini şimdi anlıyorum. Suçlu gibi hissetmememi yani rahat davranmamı istiyorlar. Beni bir suçlu olarak görüyorlar ve açık vermemi bekliyorlar. Başta farklı düşünsem de şimdi nasıl düşüneceğimi arkamdaki polis sayesinde hissedebiliyorum. Peşime takılmasının nedeni başka ne olabilir ki? On beş dakikadır yürüyorum ve hala peşimde
-Şşşşt.
Bu arkamdaki polisti. Onu fark etmediğimi düşünmesi için yerimden sıçrayarak arkamı döndüm
-Memur bey beni neden takip ediyorsunuz?
Şimdi de masum ve gerizekalı başrolü oynamam gerekiyor sanırım
-İstersen seni Bengü'nün öldürüldüğü yere götürebilirim
Ne bekliyordu yüzümdeki ifadeye göre karar mı kılacakları, hayır desem korktuğumu mu düşüneceklerdi?
-Neden? Yani istesem kendim de giderdim
-Hadi gel götüreyim
Bunu reddedemezdim.
-Peki...

Burası bana çok tanıdık geliyordu sanki daha önce gelmiş gibiydim. Hala yerlerde küçük kan izleri vardı
-Sanırım çok kez bıçaklanmış
-12 kere. Nereden anladın?
-Kan akışı muhtemelen çok fazla olmuş ve olayın üstünden uzun zaman geçse bile akış devam etmiş. Eğer silahla vursalardı insanlar fark eder ve hemen yardıma gelirlerdi. Bıçaklanmış ,muhtemelen yarım saatten fazla da kimse görmemiş...
-Mantıklı
-Bazen yanlış konumlarda olduğumuzu düşünüyorum
-Efendim
Susmayı tercih ettim burada beni huzursuz hissettiren şeyler vardı. Havasını soluyunca boğulacak gibi oluyordum.
-Gitsek iyi olur
Sanırım durumumu fark etmişti...

Evin önüne geldiğimizde annemin beni kapıda beklediğini fark ettim. Endişeliydi
-Seni sorguya mı çektiler?
-En yakın arkadaşın ölmüş nasıl senden şüphelenebilirler?
-Üstünden daha 2 gün geçmişken nasıl sana Bengü'den bahsederler.
Niye bu kadar endişeliydi, sanki suçlu benmişim gibi
-Bengü' nün öldürüldüğü yere gittik
-Ne?!
-Seni nasıl oraya götürebilirler. Hiç mi vicdan yok bu insanlarda!
-Ben istedim!
Sesimi yükseltmek zorunda kalmıştım çünkü artık farklı bir derecedeydik.
-Onun nasıl öldürüldüğünü bulmak istiyorum!
-Kim, neden benim en yakınımı benden aldı bilmek istiyorum!
-Sence bunun zamanı var mı anne?!
Evet biraz abartmıştım ama bazı şeyleri bana bırakması gerekiyordu.
-Sen iyi değilsin, ne dediğini bilmiyorsun, bırak bu işi görevi olanlar yapsın, senin üstünde böyle bir yük yokken kendini bu işe karıştırma!
O kadar sinirlenmiştim ki arkama bile bakmadan kapıyı çarpıp çıktım. Kendimi hangi yola attığımı bilmiyordum ama koşmaya başladım
-Baba şu parktaki salıncaklar beni sallar mısın?
-Olur kızım gel hadi gidelim.
Sinirim gözlerimden yaş olarak akıyordu, baba kızın olduğu parktaki banka oturdum. Onları izlemek canımı acıtıyordu ama yaşamadıklarımı görmeyi seviyordum. Yüzümdeki yaşları saklamak için ellerimle yüzünü kapatım ve eğildim. Yanıma birinin oturduğunu gördüğümde sağıma doğru baktım.
-Baba?!
Yandaki çocuk ve babası bana bakıyordu, çocuk korktuğunu söyledi ve babası da onu parktan götürdü. Artık gözümdeki yaşlara engel olamıyordum.
-Baba bu sensin. Aman tanrım sen neredeydin bu zamana kadar, neden gelmedin?
-Yaptıkların hiç hoşuma gitmiyor
-Ne yaptım, ben bişey yapmadım. Odanı karıştırdığımı söylüyorsan, merak ettim baba
-Ağlama, neden ağlıyorsun?
-Seni görmek değişik geldi
-Sen böyle yaparsan daha çok kişiyi göremezsin
-Anlamıyorum ne yapıyorum ben?
-Kaan nasıl?
Neden bana Kaanı soruyor ve neden sorularıma cevap vermiyor.
-Bilmem iyidir heralde neden sordun?
-O da benim gibi biliyorsun değil mi?
-Nasıl yani huylarınız mı benziyor?
-Bilmem
Önüme döndüm babama parkı gösterdim.
-Benimle gelmek ister miydin?
Cevabı için babamın yüzüne döndüğümde yoktu.
-Baba? Neredesin?!
Cevap gelmiyordu. Sanırım doktor haklıydı ben bir deliydim.Artık ağlamıyorum hıçkırıyordum. İnsanlar etrafımda toplanmış bana su vermeye çalışıyorlardı...

Nasıl, ben nasıl buraya geldim?
-Asya Yıldırım sıra sizde
Doktor moruk? Neden burdayım, nasıl geldim?
-Asya kızım annen nerede?
-B-bilmiyorum
Boş boş yüzüne bakıyordum çünkü sadece annemin nerde olduğunu değil neden burada olduğumu da bilmiyordum.
-Seliha teyze annem nerede bilmiyorum ben neden buradayım bilmiyorum, nasıl geldim bilmiyorum
-Kızım önce bir sakinleş otur ben anneni arayayım olur mu?
-Y-yok aramayın, bana durumumdan bahseder misiniz?
Artık öğrenmek istiyordum kendimi, benliğimi
-Bak kızım ne oldu bana anlat olur mu
Ona babamdan bahsetsem beni hastaneye tıkarlar mıydı? Yada o günkü kutu olayından
-Ben kendimi pek iyi hissetmiyorum, nedenini bilmiyorum ama iyi değilim
Eve gitmek istiyorum şu anda daha fazla konuşmak istemiyorum. Bazı bağlantıları kuramıyorum, unutuyor muyum yoksa başka birşey mi oluyor bilmiyorum.
-Seni iki gün hastanede yatıralım olur mu ben seninle ilgileniyim annene de haber verelim He?
-Yok teşekkürler ee benim eve gitmem lazım annem merak etmesin iyi günler.
Ben hayır desem de annemi arayacak bunu biliyorum...

Eve dönmüştüm kapıyı çalmama gerek kalmadan annem kapıyı açtı ve sarıldı.
-Sen inatçı bir kızsın ama sözümü dinlediğin için teşekkür ederim. Sana bağırdığım için özür dilerim Birtanem
-Anlamadım?
-Doktor Seliha ya gitmişsin.
-He evet
Ah bir anlatabilsem benim gitmediğimi.
-Odama çıkıp dinlenmek istiyorum.
-Tamam benim de birkaç işim var bebeğim sen çık dinlen.
Yanağımdan öptü ve beni yukarıya yolladı. Bana iyi gelicek tek şey biraz dinlenmek...

Ruhumu Geri VerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin