Bağlantı

44 8 2
                                    

-Şu Bengü Çimen'in arkadaşı olan kız
-Asya Yıldırım
-Her neyse. Ondan bir haber var mı?
-Hayır efendim yok.
-Bana onu sorguya çekeceğini söylemiştin ama elinde hiçbir bilgi yok öyle mi?
Ne diyebilirdim ki Asya gerçekten zeki bir kız, ölen kişi de en yakın arkadaşı bu kadar erken konuşmak doğru olur mu?
-Efendim, arkadaşını daha yeni kaybetti ne diye-
-Ben onu geçen gün Bengü'nün öldürüldüğü yere götürdüm
-Ne?!
Nasıl böyle birşey yapabilirdi o daha bir çocuk.
-Karşında başkomiserin var saygılı ol.
-Üzgünüm efendim.
-Çıkabilirsin
Kafamı eğerek odasından çıktım. Bu dava benimdi ama herhangibir ilerleme kaydedememiştim. Telefon sim' ini çıkarttığına göre Asya'nın bahsettiği mesajla cinayetin bir alakası olabilir. Evlerinin yakınında bir bakkala girdiklerini söylemişti gidip bakabilirdim ama ondan önce yakın mahallelerdeki kameralara tekrar baksam iyi olurdu. Kamera odasına girdim, şansıma yemek molasındalarmış rahat bir şekilde çalışabilirim. Bilgisayarı açtım ve teker teker mahallelerdeki 11 sularındaki hareketlere baktım. Hiçbir şey yoktu sadece sokaklarda gezen çöpçüler vardı. Dikkatimi elinde poşetle gezen bir kadın çekti.mahallelerin kesişim noktasında aynı kadın aynı poşedi taşıyordu. Bu daha önce dikkatimi çekmemişti. Hem kurbanın bulunduğu yer ile birbirine yakındı. Görüntüyü durdurdum ve başkomisere haber vermek için odadan çıktım. Kapıyı tıklattım
-Gir!
Başkomiserin tok sesi vücuduyla bütünleşmişti. Benimkilerden bir ton daha siyah olan saçları yeşil gözlerini daha da belirgin hale getiriyordu. Benden muhtemelen 3-4 yaş büyük olan komiser kaslı ve iri bir vücuda sahipti.
-Bengü Çimen'in davasında gelişme var efendim
-Birşeyler bulman için azarlanmaya ihtiyacın var sanırım. Ne buldun?
Bu adam beni delirtiyor. Karşımda benden rütbece büyük biri olmasa gözünün yaşına bakmazdım. Gülümsedim
-Kamera odasında son bir kez kameraları kontrol ederken bir kadın dikkatimi çekti. Kamera odasındaki nöbetçiler de sanırım yemek molasında, gelip bakabilir misiniz?
-Peki gidelim
Bana tebessüm etti. İnanamıyorum bu tür insanlar da ağzını oynatabiliyormuş.
Kamera odasına gelmiştik zaten açıkta olan görüntülere bakmasını istedim, beni kafa sallayarak destekliyordu.
-Doğru, bunu fark etmen güzel birşey, kadını bulursak katili, bağlantıyı veya bir şahidi bulmuş oluruz.
-Katılıyorum bu saatlerde burada gezen bir insan kesinlikle bu olayı görmüştür.
-Ve eğer şu ana kadar gelmediyse bu sadece bir tanık değildir.
Başkomiser yakından kesinlikle çekici bir adam. Kokusu bile ne kadar şekilci bir adam olduğunu gösteriyor. Bu ondan hoşlandığım anlamına gelmiyor. Bazen insanlar hoşlanmasa bile karşısındakini ister. Sanırım benimkisi hırs yada tatmin olma duygusu.
-Benim içeride işlerim var eğer birşeyler daha bulursan bana haber ver...

Saatlerce kamera odasında uğraştıktan sonra kadının yüzünü çıkartmayı başarmıştık. Geriye bir tek tanımlamak kalmıştı. Başkomiser ofisinin hemen yanındaki kahve makinesinden kendime bir kahve aldıktan sonra tuvalet çıkışının çaprazında kalan duvarla bitişik olan masama oturdum
-Gülçin komiser!
Arkamı döndüm
-Sonuçlar çıktı mı?
-Evet
-Kimmiş şu kadın?
-Geçen gün davet ettiğiniz Asya Yıldırım'ın annesi Neslihan Yıldırım.
-Ama nasıl olur böyle bir şeyi neden Asya'nın annesi yapar. Kızının en yakın arkadaşını neden öldürür?
-Efendim bizde bir süre düşündük, sonuçta kurbanımız kızının en yakın arkadaşı. Tekrar tekrar baktık ama kesinlikle yoldaki kadın Neslihan Yıldırım.
Neslihan yıldırım... Ünlü parfüm markasının sahibi, neden böyle bir cinayete bulaşır. Asya bana geçen gün katili bulmak istediğini söylemişti, annesini bulmak ister miydi? Ya da annesi sadece bir bağlantıydı. Atladığım bir yer olmalıydı bu davada Neslihan Yıldırım'ın katil olduğu kanısına çok erken varıyorduk.
-İnanmak istemiyorsun değil mi? En yakın arkadaşının annesi vakası... Tüyler ürpertici
Kafamı kaldırdığım gibi duvara yaslanmış bana bakan baş komiseri görmem çok da zor olmadı. Vücudu bütün görüş açımı kapsıyordu.
-Hala onun sadece bir bağlantı olduğunu düşünüyorum sanırım.
-Hadi ama burada ne kadar vaka gördük sence de biraz fazla basit değil mi?
Anlayamıyordum. Nasıl bu kadar çabuk kabul etmişti. O gerçekten duygusuz bir insandı.
-Öyle, yine de araştırmaya devam etmek istiyorum. Kaçırdığımız bir yer olmalı
-O zaman şimdilik Neslihan Yıldırım birkaç gün daha evde diyorsun.
-Buna siz karar verirsiniz ben değil.
-Sen ne olsun istersin?
Garip, bana ilk defa böyle yaklaşıyor. Soru sorarkenki tavrı onu daha çok seksi yapıyor.
-birkaç gün daha bekleyelim.
Beni başıyla onayladıktan sonra arkasını dönüp odasına geri girdi, değişik bir adam...

Her şeyi kontrol ettikten sonra ofisten çıkmak üzere eşyalarımı aldım. Dışarya çıktığımda baş komiserin arabasının önünde sigara içerken gördüm. Sanırım selam vermeliydim. Beni gördü, uzaktan bir el sallamak yeter diye düşündüm.
-Gülçin! Gelir misin?
Beni mi çağırıyor bu? Hemde lütfen kalıbıyla? Koşarak yanına gittim. Yürüyerek gitsem kesin azarlardı.
-Birşey mi oldu efendim?
-Bana karakol dışında adımla seslenebilirsin.
-Peki Kaya komiserim
Her ne olursa olsun bu adamın karşısına geçtiğimde adıyla seslenemiyorum.
-Hadi bin
-Efendim?
-Hadi gel, madem araştıracağın şeyler var beraber araştıralım.
-Nerede?
-Nerede olmasını istersin?
Altında yatan mananın ne olduğunu ikimiz de biliyorduk ve buna ramen sırıtıyorduk. Evet seksi bir kadındım ince vücut hatlarım ve güzel bir yüzüm vardı. Ama başkomiserin dikkatini çekeceğini daha önce hiç düşünmemiştim.
-Muhtemelen bir kütüphane
-Hay aksi herhangibir kütüphane yolu bilmiyom malesef.
-Bu biraz üzücü oldu. O zaman taksi kullanacağım.
Sanırım onun adımlarını bozmuşum ve bu hoşuma gitmişti. İmkansız kadın olmak herkesin hoşuna gider.
-Bunun yerine gideceğimiz kütüphanenin yerini bana tarif edebilirsiniz.
Naifçe yanıma yaklaşıp arabanın kapısını açtı. Parfümü her neyse çok güzel kokuyordu.
-Bunu bir düşüneyim Kaya başkomiserim.
-Peki Gülçin
O bana Gülçin diyordu ama ben ona Kaya diyemiyordum. Mesleki defarmasyon diye buna deniyor sanırım. Rahat ve duygusuz bir adam. Karakterinde başka ne tür özellikler var merak ediyorum doğrusu...

Kütüphaneye gelmiştik. Arabadan eşyalarımla beraber indim sanırım bana lazım olacaktı.
-İstersen yardım edebilirim?
-Teşekkürler, gerek yok ben taşırım
İçeriye girdiğimizde ona bilgisayar bölümüne geçmemiz gerektiğini söyledim. Hiçkimse yoktu, gerçekten bu saatte çalışan tek insanlar biziz.
-Kimse yok
-Evet, isterseniz şuraya oturalım komiserim.
-Peki geçelim
Dosyaları açtım ve sırasına göre dizdim. İlgilendiğimiz dosya Bengü'nün yani Neslihan Yıldırım' ın dosyasıydı.
-Sizce bu kadar zengin ve onuru üzerinden bilinen bir kadın neden böyle birşey yapar?
-Bazen insana zenginliği ve onuru yeterli gelmez, hırs bir insana herşeyi yaptırabilir.
Doğru, çoğu cinayet hırs veya onur kavgaları yüzünden yaşanıyordu.
-Neslihan Yıldırım'ın katil olduğundan şüpheliyim açıkçası, eğer katil olsaydı kızının bu denli cinayetle ilgilenmesine izin vermezdi.
-Belki de rahat görünmek içindir. Arkasında iz bırakmadığına inandığı için şüpheleri üzerinden çekmek istiyordu. İşe yaramadı da değil, neredeyse herkesi sorguya aldık ama onu çağırmak aklımızı ucundan bile geçmedi.
Doğru söylüyordu Asya yı bile çağırmıştık ama annesi aklıma bile gelmemişti.
-Peki cinayeti ortadan kaldıran kişiyse?
-O nasıl olacak?
-Suçu üstlenen kişi olabilir
Yüzüme bakmaya başladı. Sorularım gaip değildi. Aksine gayet mantıklıydı. Madem suçlu, kameraların olduğunu bile bile yüzünü kapatmadan neden sokaklarda siyah poşetle geziyor.
-Zeki kadınları her zaman daha çok beğenirim
-iltifatınız için teşekkürler
-Seni beğendiğimi söylemedim.
Odun, pislik adam yüzüm birden düştü ve ciddileştim
-Beğenmediğimi de söylemedim
-Bence siz bir süre bir şey söylemeyin.
Yüzü gülmeye başladı. İlk defa gülerken görüyordum. Garipti ama gülse bile çekici bir adamdı.
-Sen de çekici bir kadınsın.
Nasıl yani beni duyabiliyor muydu? Ben ona çekici olduğunu söylemedim ki.
-Anlamadım?
-Çekici olduğumu düşünüyorsun. Nefes alış verişinden bile belli. Benimle konuşurken sürekli dudaklarını yalıyorsun.
-Sanırım gözünüz sürekli orada.
Tebessüm ettim o ise ciddiydi. Yüzünü bana doğru yaklaştırdı. Ardına ise ufak bir gülümseme bıraktı. Ben bunu yapamazdım karşımdaki adam benim başkomiserimdi ve yaptığımız şey doğru değildi. Ufaktan geriye doğru ittirdim, istemediğimi anladı ve geri çekildi
-Afedersin bunu yapmamam gerekiyordu.
-Önemli değil bir anlıktı. Unutalım bunu başkomiserim
Kafasını salladı, yüzüme bakamıyordu. Bu durum hoşuma gitmişti, onu istediğimi bilse muhtemelen durmazdı ama aramızdaki şey etik değildi.
-Yarın Neslihan Yıldırımı evinden alalım
-Peki başkomiserim...

Beni evime kadar bırakmıştı sanırım bana karşı kendini borçlu hissediyordu. Buna gerek yoktu.
-İyi geceler Gülçin komiser
Hala yüzüme bakmıyordu. Eğildim, dudaklarına buse kondurdum ve fısıldadım
-İyi geceler Kaya komiserim...

Ruhumu Geri VerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin