Hao'nun üstün ikna yetenekleri sayesinde herkesi kapsayan bir date hazırlanmıştı. Oldukça kalabalıktı. Kuanjui, Matthew, Jiwoong, Areum, Soojin, Taerae, Gyuvin, Gunwook, Ricky ve Shuhua da bu davetin misafirleriydi. Hao Jun'u evden göndererek kendi evinde parti vermek istemişti. Yavaş yavaş geliyorlardı, Hao ise gelenlere hoş geldiniz derken diğer bir yandan Shuhua ile konuşuyordu. "Ricky'nin bir sorunu mu var?" Hua'nın Hao'ya yönelttiği soru ile Hao'nun kaşları çatılmıştı. "Neden?" Hua omuzlarını silkerken yaptığı pastanın yeterince dinlediğini düşünerek buz dolabına koymuştu. "Ne bileyim öylece koltuğa oturmuş yere bakıyor, seslendim duymadı" Hao'nun kaşları hala çatıkken içeri gitti ancak koltuklar bomboştu, içeride sadece Taerae ve Matthew vardı. Matthew ve Jiwoongla Hanbin onları tanıştırdıktan sonra samimi olmuştu. Yakın arkadaş grubuydular artık. Gyuvin ile hep tanışıyorlardı, Gunwook'un yıllardır sevgilisi olduğu için baya yakınlardı.
Lavabonun kapısı açılınca Hao'nun gözleri oraya döndü, Ricky ona mal mal bakıyordu. Yanına gidip Ricky'e sarıldı. "Ne oluyor? Neden böylesin?" Ricky yavaşça nefes verdi "Hiç öyle uykum var dün uyku tutmadı" oldukça yorgun gelen sesi ile Hao dudaklarını büzmüştü. Bunu yemiş gibi görünüyordu. Ricky bunu fark edince rahatlamış ve gülümsemişti. Hao'dan ayrılarak içeri girdi, Taerae anında yanına gelip ona sarılmıştı. "Hayırdır, daha dün bendeydin çok mu özledin?" Taerae gülerek kafasını salladı. Kesinlikle bir şey isteyecekti. "Bana kartını versene markete gidicem" beklenilen olmuştu. Ricky bıkkınlıkla nefes verdi, Taerae ona yalvaran gözlerle bakıyordu. "Selamlar!" arkadan gelen neşe dolu sesle Ricky sadece gözlerini kapattı. Yıllardır aklından çıkarmaya çalıştığı ses dibinde yankılanıyordu, o ise sadece o melodiye kendini kaptırıp duruyordu. Gunwook'da selam vererek Gyuvin'le Ricky'nin yanından geçerek koltuklarda yerlerini almışlardı.
"Ricky parayı versene artık be?!" Ricky tamamen dünyadan soyutlanmışken yakın arkadaşının çığlığı ile derin bir nefes verip koltukta duran ceketine uzandı. Cüzdanını alarak direkt Taerae'ye fırlattı. "Başımı şişirmekten başka bir şey yapma sen" Taerae cüzdanı yakalayıp hemen Ricky'nin yanına gelmişti. "Oh Ricky~~~" Gyuvin'in sesi Ricky'nin kulaklarını doldururken Ricky sadece adını hep ondan duymak istediğini fark etmişti. Gyuvin'e bakıp gülerken neşe dolu çocuk da ona bakarak gülüyordu. Ricky o an her şeyin bittiğini hissetmişti, o gülüş için her şeyi yapabilirdi. "Teşekkürler hayatımın anlamı" Taerae Ricky'i öpmeye çalışırken Ricky Taerae'nin kafasını tutarak onu engelliyordu. "Aldın istediğini git işte" Taerae göz devirerek geri çekilmiş ve Matthew'i de alarak evden çıkmıştı.
Ricky ise tekli koltuğa kendini bırakmış ve derin bir nefes almıştı. Kendine gelmesi gerekiyordu. Gunwook ayağa kalkıp Ricky'e baktı. "Ben bir Hao'ya bakayım geleceğim bebeğim" Son kelimesini bastıra bastıra Gyuvin'e dönerek söylemişti. Belki de bastıra bastıra değildi ama Ricky öyle hissetmişti.
5 yıl olmuştu. Ricky'nin Gyuvine platonik kaldığı seneydi bu. Sadece izlemiş, konuşmuş ama gerçekleri söyleyecek cesareti olmamıştı. Lise 2 de tanışmışlardı. Aynı sınıflardaydılar, okula kayıt olduğu ilk gün gözlerini alamamıştı gözlerini siyah saçlı çocuktan Ricky. Tamamen kapılmıştı ona. Yılları arkadaş olarak geçirdiler, Ricky içe dönük bir insandı ve Hao dışında arkadaşı olmamıştı. Taerae ile beraber Gunwook girmişti hayatına. Gunwook onlarla takıldığı ilk günden itibaren Gyuvin'in dikkatini çekmişti. Ricky hep Gunwook olmak istedi, hayır ona o olduğu için değil, Gyuvin onu sevdiği için özeniyordu, kıskanıyordu.
Gyuvin, Gunwook'tan sonra Ricky'e daha çok yakınlaşmıştı. Ricky'nin buna mutlu olması gerekirken asla olamıyordu, Çünkü sevdiği adam sürekli yakın arkadaşlarından birinin neleri sevdiğini, nelerle ilgilendiğini sorup duruyordu. En son ondan numarasını istemişti. İşte o an Ricky olmayacağını anlamıştı, umutsuzca arkadaşının numarasını verdi. Bir çok yazı yazdı bununla ilgili, şarkı yazdı, anı yazdı, paragraf yazdı, günlük yazdı, şiirler yazdı Gyuvin için. Ona olan sevgisini insanlar hariç her şey biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Into You-Haobin
Fanfiction"Başka bir isteğiniz var mı Bay Zhang?" dedikleri ile dudaklarını yaladı. "Yan masadaki beyefendiyi masama buyur ettiğimi söyleyiverin." dedi Hao önündeki garsona. Garson kafasını sallayarak sarı saçlı çocuğun yanına ilerledi. Gözüne kestirmişti bil...