22.Bölüm

29 2 48
                                    

Mert'den

Son süratle koşuyordum, sağ kolumdaki acıyı umursamadan durmaksızın koşuyordum. Nefes nefese kaldığım için durup soluklanmam lazımdı, ama eğer durursam büyük ihtimalle peşimde olan zebani beni yakalayacaktı…

Aras'tan

Etrafta koşup Mert'i arıyordum... O bunu ödeyecekti... Onu bir elime geçirsem ölmekten beter edecektim… Hiç durmadan onu aramaya devam ettim.

Mert'den

Sonunda ormandan çıkıp yola gelmeyi başarmıştım, hemen etrafa bakındım, yoldan geçen ilk arabanın önüne atladım. Pahalı bir arabaydı. Araba ani frenle durmuştu ve arabadaki adam küfürler savurarak arabadan çıktı.

Adam: Senin sorunun ne lan sikik!

Adam mosmor olmuş kolumu görünce duraksadı, hemen adama koştum ve omuzundan tuttum.

Mert: bana yardım et! Lütfen beni acilen götür burdan! Yalvarırım!

Adam arabasına doğru ilerleyip arka kapıyı açtı ve kafasıyla binmemi işaret etti, yüzündeki soğuk ifade hiç kaybolmamıştı.

Hemen pahalı arabaya bindim, bu adamı tanımıyordum ve niyetini bilmiyordum... Umrumda değildi açıkçası, Aras'tan daha iyi biri olduğu kesin....

Adam kapıyı kapattı ve sürücü koltuğuna oturdu, kontağı çevirip arabayı çalıştırdı ve sürmeye başladı.

Adam: Hayırdır dağda ayılarla mı savaştın?

Adam alaycı bir şekilde sordu ve dalga geçermişcesine sırıttı. Benim durumumda olmadığına şükret sen...

Mert: Lütfen beni bir hastaneye bırakır mısınız...

Adam: Adını söyle ve ne olduğunu anlat.

Mert: Ben Mert ve ne olduğu sizi ilgilendirmez.

Adam bana sert bir bakış attı ve arabayı aniden durdurdu.

Adam: İn lan arabamdan!

Şok oldum... Ne yani beni bu halimle kovuyor mu?! Bu insanoğlunda hiç vicdan yok mu?!

Mert: A-ama..! Lütfen bayım ne olduğunu anlatacağım ama beni lütfen kovmayın..!

Adam derin bir nefes aldı ve arabayı tekrar çalıştırdı, benim özel hayatım onu ne kadar ilgilendirirdi ki...

Adam: Benim adım Sinan. Şimdi hikayeni anlat küçük adam.

Göz devirdim ve derin bir nefes aldım, başımdan geçen herşeyi kısaca anlattım. O da dikkatlice dinleyip arada başını sallıyordu. Kolumun acısı devam etse de odaklanmamaya çalışıyordum.

Sinan: Neden polise gitmiyorsun?

Mert: Yapamam... O beni seviyor...

Sinan: Seviyor mu? Kendi halini görmüyor musun? Gerçekten zavallısın.

Sinan yine aynı alaycı ses tonunda söyledi. Orospu çocuğu sen ne anlarsın be! Anlatanda kabahat!

..........

Çok şükür hastaneye gelmiştik, kolumun röntgenini çektiler ve alçıya almışlardı, Sinan gitmemiş, benimle hastanenin içine kadar gelmişti

Doktor: Kolundaki kırık çok ciddi Mert. Birkaç aya anca iyileşir. Düzenli olarak kontrole gelmeyi unutma.

Doktor odadan çıkarak bizi yalnız bıraktı, Sinan'a baktım.

Mert: Bıraktığın için teşekkürler, artık gidebilirsin.

Düşmanlıktan Aşka [Gay] [BxB]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin