Elimle kara kaplı defteri tutarken ince dudaklarıma yerleştirdiğim gülümsemem ufak bir iç çekişe bırakmıştı. Vay anasını sayın seyirciler, ben ve Hunnie artık otuzlarını bitirmiş iki yetişkin birer baba olduğumuz yetmezmiş gibi kızımızı evlendirmek üzereydik. Küçük daha pıtı pıtı yürümeye çalıştığı günler dün gibi aklımdayken şimdi gelin olmuş gidiyor bize veda ediyordu.
Ne yalan söyleyeyim kızım tıpkı babası gibi. Ketum suratlı, sivri çeneli ve ne istediğini bilmekte oldukça zorlanan bir kız. Bunu söylüyorum çünkü bu çocukla birlikte olurken bir de kız arkadaşı vardı. Senaryo tanıdık gelmiştir diye umuyorum yoksa baştan sona hikayeyi yeniden okumak isteyebilirsiniz.
Aynada kendime bakıp papyonumu düzeltirken belime sarılan kaslı kollar ile anında arkamdan sırtımı direkt göğsüne yaslamıştım. Yaslamak isteyeceğim inanın tek şey sırtım değildi ancak malum düğün sahibiyiz.
"Napıyosun Luluş?" Size bir şey söyleyeyim mi evlendikten sonra Hunnie bir oldu, ama bir oldu. Mmmm. Yeme de yanında yat. Gerçi ben yatıyorum siz yatmasanız da olur.
"Hiç öyle takılıyorum, sen?" Ona dönüp yakalarını düzeltirken ona aldığım kolonyanın kokusu ciğerlerime dolmuştu. Gözlerimi kısaca kapatıp hemen keskin bakışlarına çevirmiştim.
"Hayır yani bu kadar seksi olmak zorunda mıydın bana desene?" Gözleri kısılırken gülüp yanağımdan çok acıtmadan ısırık almıştı.
"Evet, başka soru?"
"Dua et düğün sahibi biziz yoksa götünü koparırdım." Ellerimi pençe gibi yapıp üzerine saldırırken gülüşmüştük.
Gelin odasına giderken arkadaşları çevresinde deli gibi duvakla uğraşırken tam da gelinliğin kabarık eteğinde bir kıpırtı vardı. Dikkatlice elime aldığım yastıkla geçirmeye başlamıştım.
"kışt!kıştkışt!"
"Ya! Luhan!" Aha sümüklü. Oğlum o senin yeğenin yeğenin. Kızımın götünde ne işin var? Gay mey demem alırım ayağımın altına.
Aklımdan geçen şeyler yüzüme bir ifade gibi yansırken cevap verme ihtiyacı duydu.
"Kızın tarlatanını bağladım ne bakıyorsun. Yeğenim o benim!" Ha şunu bileydin der gibi kaşlarımı kaldırdıktan sonra nefes verdim.
Kızıma baktım. Gözlerim dolmuştu. Yaşlanıyor muydum? Ah hadi ama hala 20liklere taş çıkaran cildim ve bebek gibi suratımla çok zor ama bi olgunluk, bi şeylik vardı üstümde.
"Babiş."
"Kızım." Burnum sızlarken zoraki konuşmuştum.
"Baba"
"Güzelim." Kızım olmasa trip atardım ama nys.
Üçlü kucaklama yaptığımızda bazı şeyleri daha net anlıyordum. Yıllar geçer, bir çok olay yaşanır, bazen kavgalar edilir, bazen çok sevdiklerinizi geride bırakırsınız, bazen bıraktığınız şey tanıdığını insanlar da olmaz. Bazen siz olursunuz geride kalan ama hala o ana bakıp tebessüm edebiliyorsanız şu an; siz büyümüşsünüz demektir. Ben büyüdüm. O eski cazgır Luhan hala içimdeydi, hala yatakta yaptıklarım konusunda Sehun şaşırıyordu ancak o Luhan o Luhan değildi.
Geri çekildik, aşağı bir misafirler için gittiğimizde abimi kapıda gördüm. Gelenlerle el sıkışıyor yerlerini gösteriyordu. Pis Yoda, pek de yakışıklı olmuştu. Baekkie ile bebek denemeleri yapsalar da açıkçası biz kadar şanslı olamamışlardı. Şimdi arkadaşlar her gay pat diye hamile olamıyor. Çok fazla fic okuduğunuzu biliyorum ama bizimki bile bir mucize. Ayrıca biz Hunhan'ız bırakın da bize özel kalsın bir şeyler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Can We Start With BABY?
FanfictionHer şeyin bu kadar basit bittiğini mi sandınız? Sevimli çiftimiz henüz yolun çoook başında!!! Can We Start With Kissing? adlı hikayenin 2. sezonu sizlerle...