Evet gençler yanlış görmediniz yeni bölüm... Şimdi sakin olun ve okumaya başlayın.
Warning!!!!
Oldukça sıkıcıdır msosslsl nys.
Media'daki şarkı oldukça uyumlu. Dikkatle dinleyerek okumanızı tavsiye ederim.
--------------Neler olduğu konusunda bir fikrim yoktu. Görüşüm karanlıktı, soğuktu ve yorgunluk dışında bir şey hissedemiyordum. Üzerime yüzlerce ton ağırlığında taş konulmuştu sanki.
İyi değildim.
Gerçekten değildim. Öyle ağır geliyordu ki...
Tek güvendiğiniz kişinin güveninizi kırması demek hayatınızın çöküşünü kendi elleriyle gerçekleştirmesi demekti.
Karanlık görüşüm projeksiyon ışığı ile aydınlatılmış şekilde bugün olan tüm görüntüleri tekrar tekrar görüntülerken yeniden ağlamaya başlamıştım. Hıçkırıklarım kulaklarımı dolduruyor, karnımda acı bir kasılma vardı. Ancak elimi tutan yabancı bir sıcaklık ile biraz olsun iyi gibiydim.
Nefes almayı unutmuş şekilde derin derin nefesler alırken gözlerimi açmak belki de ilk kez bu kadar ağır geliyordu bana.
Kulağıma çalınan, uğultular eşliğinde duyduğum sesler sayesinde görüntüler yerini yeniden karanlığa bırakmış, gözlerimi yavaşça aralamıştım.
Hastane odasının keskin beyaz ışığı gözlerimi acıtırken kırpıştıra kırpıştıra baktım etrafıma.
Güzel yüzümü kaplayan yeşil bir şey vardı ancak sayesinde nefes alabiliyordum.
Yanımda bana endişeyle bakan -En son gördüğüm kişi- ponçik gamzeli ile bir süre bakışmıştık. Ancak boğazımdaki kuruluk yüzünden canım yanıyor, söyleyecek bir şey bulamıyordum. Fısıldayarak yalvarmıştım adeta."S-su.."
Sesimi duyduğundan emin değildim ancak hemen doğrulup yanı başımdaki sürahiden plastik bardağa su doldurmuştu. Ağır ve acele etmeden benim doğrulmama yardım ederken yüzümdeki maskeyi yavaşça indirmiş kuruyan dudaklarıma bardağı sürtmüştü. Başımı yavaşça eğerek sudan zorda olsa yudumlar alabilmiş, boğazımı ıslatabilmiştim.
Bardağı dudaklarımdan çekip yeniden beni yatırdı. Yorgun olsam bile meraklı bir tavırla yüzünü inceliyordum.
Güzelim çocuğum yüzünde az delik vardı bir tanesini de ben açacaktım bu gidişle.
Şaka falan ama çocuğun yüzündeki tavşan çukuru çok güzeldi ve ona yakışıyordu. Her ne kadar bu konuda rahatsız görünüyor olsa da.
Evet... evet belediye çukuru değil, tavşan çukuru. Ya ben değişik bir insanım. Beni böyle sevin.
Sehun sevmedi bari siz sevin...
Bu düşünce ile vücudum ani acı dalgası ile kasılmıştı. Yeniden elimi sıkıca kavradığında başımı yan yatırarak ona baktım.
"Şey... ben Yixing.. yani Lay.. Um..." Kelimeleri kullanmakta zorluk çekiyor gibiydi. Aksağını sevimli ve insan da gülümseme isteği uyandırıyordu. Çinli olduğunu yalnızca isminden değil konuşmasından da anlamıştım. Çevirmen olmanın yararları arkadaşlar.
Kendimi konuşmaya zorlamış, yorgun, çatallı ve boğuk ses tonuyla konuşmaya başladım. Öyle halsizdim ki nefes almaya bile yorulduğumu hissediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Can We Start With BABY?
FanfictionHer şeyin bu kadar basit bittiğini mi sandınız? Sevimli çiftimiz henüz yolun çoook başında!!! Can We Start With Kissing? adlı hikayenin 2. sezonu sizlerle...