Can We Start With BABY?

Bölüm 15 "H-hyung?"

Medyada yaptığım video var.. Açıkçası seveceğiniz bir couple olduğunu sanmıyorum ancak yorumlarınızı esirgemezseniz çok sevinirim..

---------

Abime sarılamadan o evden çıkmak açıkçası içime oturmuştu. Pis sümüklü böcek yüzünden kıçına yandığımının abisine sarılamamıştım.

Götü büyük falan ama tam ellemelik bu arada.

Ihm.. Neyse bu gereksiz ayrıntıyı vermem kötü oldu eğer Baek bunu duyarsa büyük bir ihtimalle sizlere veda etmem gerekecek. Ehi~

Taksiye doğru ilerlerken Sehun belimden tutuyor yürümeme yardımcı oluyordu.

Götümü ellediğini fark etmiyorum sanma sakın koca oğlan.

Gözlerim dolu abime bakarken açıkçası bir an koşup "kardeşim!" diye bana geleceğini, "açaydım kollarımı, gitme diyeydim" falan diyeceğini zannediyordum ancak elbette öyle bir şey olmamıştı.

Çok film izliyorum lanet.

Taksiye bindiğimizde hala gözüm evdeydi. Kesin biz gittikten sonra "ev bize kaldım yehu!!" sevişmesi yapacaklardı. Ben biliyorum mallarımı yaparlardı.

Araba hareket ettiğinde kapı da kapanmıştı.

Sehun başımı zorla göğsüne yatırdığında iç çekmiştim Yahu ben çekiyorum o tutup yaslıyor, aşkım anlamıyorsun meme uçların batıyor.

Neyse ki öylece yatarken içimdeki korkunç his büyüyor, büyüyordu. Derin nefes almak pek fayda sağlamıyordu.

"Ne oldu bebeğim?" Adam Sehun'un "bebeğim" demesi ile boğazını temizlerken ben de yutkunup tebessüm ettim. Çünkü adamda öyle bir tip vardı ki "aşkım" desem ikimizi de Han nehrinde sallandıracaktı.

"İyiyim Hun.." Sesimdeki bozukluk öyle belliydi ki ben bile şaşırmıştım açıkçası bu soğukluğa.

"Değilsin küçük prens. Ne oldu?" ciddiyetle sorduğunda açıkçası bu sorunun cevabını bilmiyordum.

Küçük prens diyen ağzını ham yapsın mı bu Lu?

Kötü bir his var desem "gazdır o" diyecekti. Alt dudağımı sarkıtarak sevimliliğimi kullandım.

"Ama.. Ama iyiyim ki been." Gözleri anında dudaklarıma takıldığında dili hemen bana el sallamıştı. Avucu ile kalçamı sıktığında dudağımı dişledim.

Heheyt be seksiliğimi kullanarak ne de güzel konu değiştiriyorum ama ya da bu Sehun'un azgınlığından da kaynaklanmıyor olabilir tabii şimdi kendime yüklemeyeyim ama.

Eli kalçamda gezinirken dizimle dizine vurmuştum. Şoför zaten kılın tekiydi. Bir de durduk yerde sorun çıkaracaktık. Sonunda kendine geldiğinde boğazını temizleyip camdan dışarı bakmaya başlamıştı. Bu haline hafifçe gülümseyip boğazımı temizledim.

Kısa bir süre sonra havalimanına vardığımızda Sehun inmeme yardımcı olmuştu. Adam karnıma yeni dikkat ediyor olmalıydı ki dudaklarından İsa'nın adının çıktığına şahit olmuştum. Pekala.. Asıl Çin'de nasıl bunlardan sakınacaktık.. Orası daha tutucuydu ve gider gitmez idam cezasına çarptırılamazdım.

Daha Sehunla sevişmem gerek. Hem çocuğum doğacak hem bu dünyadan benim gibi seksi biri bu kadar çabuk göçemez lütfen ama. Yalan mı?

Sehundan zoraki aldığım sırt çantasını takıp ağır adımlarla ilerlerken bana dönmüştü.

"Güzelim istersen tekerlekli sandalye isteyelim sen yorulma ne dersin?" Şöyle baktım ona. Kaşlarım çatılmış dudaklarımın arasından "hah" lafı çıkmıştı.