Bölüm 11 "Sesini duymaya ihtiyacım var."

3.6K 255 186
                                    

Umarım yaptığım videoyu beğenirsiniz.
Ve evet yeni bölüm dlldlslsös

--------------

Gördüğüm o gerçekçi rüyanın üzerine yeniden uyumayı denesemde becerememiştim. Omzumun üstünde bir ağırlık, vücudumu saran tanıdık bir sıcaklık ve silik karpuz kokusu vardı odada.

Ağrıyan gözlerimi ağır ağır aralarken önce camdan dışarıya bakmıştım. Hava kötü görünüyordu. Gökyüzü bile Luhan olmadan güneş açmayı reddediyordu anlaşılan.

Kafamı çevireceğim sırada yanağıma sürtünen saç ile irkilmiştim. Başımı sakince çevirdiğimde omzuma yatan biri vardı.

Oda karanlık olduğundan yüzünü seçmekte zorlanıyordum. Koluma sıkı sıkıya sarılmışken hafifçe eğilmeye çalışmıştım. Ancak mümkün değildi. Kalbim dört nala koşarken gerçekten düşündüğüm kişi olmasını diliyordum.

Gözlerimi omzumdaki bedende dolaşırken kapının açılıp ışıkların yanması ile oda aydınlanmış, ani ışık yüzünden gözlerimi yummak zorunda kalmıştım. Anlaşılan giden elektrikler gelmeye karar vermişti.

Kafamı yeniden omzundaki bedene çevirirken nefesim kesilmişti.

Luhan...
Bu... bu benim sevgilimdi.

Sakin ve kesik kesik nefes alırken orada öylece rahatsız olduğunu görebiliyordum. Gerçek olmamasından korkuyordum. Hayal ürünüm olmasından korkuyordum.

İçeriye dalan fantastik dörtlü -bunlar Kai, Soo, Chan ve Baek'ten başkası değildi- kafamı onlara çevirmiştim. Onlarında yüzündeki hüzün ifadesi şaşkınlığa dönerken yeniden sevgilime dönmüştüm.

"O-o gerçek değil mi? B-bir tek ben görmüyorum onu?" Emin olamayarak sorduğum soruya karşılık herkes omzumdaki bedene bakarken Chan'ın yüzünde oluşan o ifade... Tanrım kelimelere dökülemezdi.

Yanına gelip miniğimin ellerini avuçlamıştı. Saçlarını okşayıp şakaklarını öpüyordu. Ben de dokunmak istiyordum sevgilime.
Dolu gözlerini bana çevirmişti.

"Yeterince dinlendin serseri biraz kayda yanına yatıralım."

Kafamı hızla sallayıp kenara kaymıştım. Abisi dikkatlice bir bebek gibi onu kucaklayıp yanıma yatırmıştı. İç güdüsel olarak eliyle karnını sararken başını boynuna gömmüştü.

O yaşıyordu..
Onunla birlikte ben de yaşıyordum. Gözlerimi yumup elimi elinin üstüne koymuş,kokusunu derin derin içime çekiyordum.

Teşekkür ederim Luhan..
Teşekkür ederim miladım olduğun için.
Teşekkür ederim hayatıma gün ışığı gibi doğduğun için.
Teşekkür ederim hayatıma dahil olduğun için.
Teşekkür ederim bebeğimiz için.
Teşekkür ederim vazgeçmeyip benim olduğun için.

Herkes pür dikkat olmuş bizi izlerken Chanyeol, Baekhyun'a sıkıca sarılmış, Kai ve abim ise el ele tutuşuyordu.

"Lulu konuştun mu? Kimse seni görmeden ge-" Kapıyı açıp dikkat etmeden konuşan Yixing'i gördüğümde hafifçe tebessüm etmiştim. "-ri götürmeliyin diyecektim ki.. Yakalanmışız." Sevimli şekilde başını önüne eğmişti. Sanırım geyiğin işbirlikçisi bu unicorndu.

" Teşekkür ederim Yixing, onu buraya getirdiğin için."

"Uh.. şey.. rica ederim."

Chanyeol gözlerini kısarak gamzeliye bakarken Xing uzun bir adamın içeri girmesini fırsat bilerek arkasına saklanmıştı.

"Yifan? Ne işin var burada?" Anlaşılan bu yabancıyı Chan tanıyordu.

Can We Start With BABY?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin