Beni götürdükleri yer bir depoydu. Arabadan indik ve içeri girdik. Deponun ortasında bir sandalye vardı iki duvar da işkence aletleri ile doluydu. Hiç itiraz etmeden oturdum. Ellerimi bağladılar. Hala Mateo'nun bana olan ihanetini düşünüyordum. Kalbim sızlıyor, başım çok ağrıyor, bacaklarımın gücü tükendi ve ben hepsini öldürebilecek iken yapmadım.
"Mateo beni onlara verdiyse vardır bir bildiği."
O bırakmaz ki beni. Yapamaz. İhanetin bir nedeni yoktur ki. Biz tanışalı ne kadar oldu ki bana ihanet etsin?
Sadece bir noktaya odaklanmıştım. Başımda dönen düşünceleri her hücremde hissediyordum. Mateo ve ihanet kelimesi yan yana başımın içinde döndüğünde sanki kızgın demir ile kalbime vuruyorlar gibiydi.
Ben neden bunlara mağruzdum? Ben ona ne yaptım ki? Pek çok kişi ile öldüresiye dövüştüm ben. Herşeyi geçtim de Mateo'nun bu insanlarla ne alakadı vardı?
Hissettiğim acı ile düşüncelerimden uzaklaştım. Odaklandığım noktadan gözlerimi ayırdım ve karşımda ki adama baktım. Kimdi bu adam?
Liam - Nereye daldın öyle iki saattir bağrıyorum.
Kaya - Depo çok hoşuma gitti de ona bakıyordum.
Liam - Ne güzel. Dayak ta mı hoşuna gitti?
Kaya - Bir vuruşa dayak mı diyorduk biz?
Liam - Ne bir vuruşu lan? Deminden beri vuruyorum ben sana.O kadar çok alışmıştım ki dövüşmeye bunu bile hissetmemiştim fakat adam bana odun ile vuruyordum.
Liam - Madem bunu hissetmiyorsun bir de bunu deneyelim.
Başım dikti. Asla eğmemiştim ve şimdi de dik tutmaya çabalayacağım.
Elinde ki kırbaç ile bana yaklaşıyordu orta yaşlarda ki adma. Tişortümü yırtarak üzerimi çıplak bıraktılar. Adam elini geri götürdü ve kızışarak bana vurdu. Hiç tepki vermedim fakat canım yanmıştı.
Kırbaç acısı bir başkaydı. Bu ne aşk acısına ne de bir yaraya benziyordu. Bu değdiği yerde yangın etkisi veriyordu.
Kendimi tuttum. Bir nida bile çıkmadı ağzımdan. Adam öfke ile tekrar vurdu. Tekrar sustum. Birkaç vuruşunun ardından midem ağırmaya başlamıştı. Tabii ya, gıda zehirlenmesi. Adam bu işten zevk almıyor gibi görünüyordu. Kendini yana çevirdi öyle bir kızışarak vurdu ki gözlerim dolmuştu.
Bu işkenceyi çekme nedenim aklıma geldi. Mateo. Tüm göz yaşlarım çekildi. Canım deliler gibi yanıyordu.
Kaya - Kimsin sen lan?
Bağırarak konuştum. Sesim titremedi bile. Adam gülümsedi.
Liam - Ben Liam Lightwood. Luke Lightwood'un abisiyim.
Ve bende lamba o an yandı. O adamın öleceğine eminim. Mahkemelik oldum ama serbest bırakıldım ben bu iş yüzünden.
Liam denen şerefsizin telefonu çaldı.
Liam - Efendim Mateo?
Mateo? Cidden mi? Bir de iletişme mi geçtiler?
Liam - Konum gönder de resmi ortaklar olalım!
İşte şu an kalbime bir hançer saplandı. Liam'ın tutku dolu konuşması ve Mateo'nun onunla ortak olucak olması.
Bunlar bir kabus gibiydi ama çektiğim acı çok gerçekti. Bir insan gördüğü kabusta gerçekmiş gibi acı çekebilir mi?
"Allahım nolur bir kabus olsun."
İçimden bu beş kelimeyi sayıklıyordum. Dua ediyordum, fakat ben herşeyin ne kadar gerçek olduğunun farkındayım. Tüm adamlar depodan çıktığında tek kaldım.
![](https://img.wattpad.com/cover/352514559-288-k408475.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Acımasızlığı [B×B]
Acción~[B×B] ~Cinsellik ~Aksiyon ʙᴜʀᴀᴅᴀ sɪᴢʟᴇʀᴇ ᴍᴀᴛᴇᴏ'ɴᴜɴ ᴋᴀʏᴀ'ʏᴀ ʏᴀşᴀᴛᴛıᴋʟᴀʀıɴı ᴏᴋᴜᴛᴀᴄᴀğıᴍ. "𝐴ş𝑘 𝑎𝑐ı𝑚𝑎𝑠ı𝑧𝑑ı𝑟. 𝐴𝑠𝑙𝑎 𝑏𝑖𝑧𝑖 𝑑üşü𝑛𝑚𝑒𝑧. 𝐴𝑠𝑙ı𝑛𝑑𝑎 ş𝑢 𝑎ş𝑘 𝑑𝑒𝑑𝑖ğ𝑖𝑚𝑖𝑧 𝑛𝑒𝑦𝑑𝑖 𝑘𝑖? 𝐵𝑖𝑟 𝑑𝑜𝑙𝑢 𝑢𝑚𝑢𝑡, 𝑏𝑖𝑟 𝑑𝑜�...