17.bölum

203 52 6
                                    

Bir insan yarım kalabilir mi? Sevdiği terk ederse yarım kalır. 

Hani derler ya biz olmak diye bir kavram vardır. Biz olmak : İnsanın sevdiğine koşulsuz güvenmesi , karşılıksız sevmesi , acısı ile tatlısı ile her an yanında olması değil miydi? .

Aşk biz olmak için bir gerekçe değil miydi ? İki kişi sever , sonra mutlu olmak için bir yola girer ve ilelebet mutluluk ile sonuçlanır. Çocukluğumuz da okunan masalların sonu her zaman mutlu sonla biterdi. Peki gerçek hayat neden öyle değildi. Biz olamadık bir türlü , her tarafımız kırık dökük , her tarafımız acı içinde kaldı . Bazen düşünüyorum da neden bu kadar acımasız bu Dünya .

Biz sevdik , severken acı çektik . Biz öldük , ölürken dahi ihtiraslar yakamızı bırakmadı. Biz başkaları ne derse ona inandık , sevdiğimize inanmayı bir türlü öğrenemedik. Biz herkese güvendik ,bizi seven insanlara bir türlü güvenemedik .

Hayatın acımasız tarafına aldanıp intihar ettik ,Bizi seven insanları hiç düşünmedik. Biz ,işte asıl mesele bu ,BİZ bir türlü BİZ olamadık.

Bir sela okundu sabahın erken saatlerinde .Kimine göre içinde biriken acıların selası ,kimine göre bir canın yıldız olup aramızdan ayrılması.

Bir tufan koptu , küçük bir beden amansızca kendi canına kıymış bir şekilde bulunmuş, nedeni ise belli değildi.

Bir hıçkırık koptu en derinlerden ,bir annenin feryadı tüm köyü sardı .Bir inleme koptu yürek yakan cinsten ,bir babanın feryadıydı . Hani dedim ya bir türlü biz olmayı beceremedik. Ardımızda kalanları hiç düşünmedik .Bizi bu hale getiren insanlara boyun eğdik. Biz her zaman yarım kaldık.

Fatih haklı taraftı '' KIZ KISMI YALNIZ BIRAKILMAMALIYDI '' işte şuan bunun doğru olduğunun kanıtıydı .

Bir kız çocuğu intihar etmişti ,ardında gözü yaşlı ailesini bırakarak . 14 yaşında bir çocuk neden bunu yapardı . Tüm ahali sabah erken saatlerde cenaze evinde yerini almıştı .

Sabah anne ahıra inince görmüştü kızının cansız bedenini . Sonra bir bağrış duyulmuştu tüm mahallede. Kızlarımız bizim en değerlimizdi. O YÜZDEN BU KADAR ÇABAMIZ DEĞİL MİYDİ? 

Çatıya bağlanmış urgan ipe asmıştı kız çocuğu kendini. Kurtulmuştu bu Dünyadan ,ebedi hayatı hiç düşünmeden . Emanet olan bu cana hiyanet edip gitmişti .

Fatih savcı ile görüşüyordu . Polis , emniyet ,jandarma herkes yerini almış bir şekilde bu durumun neden olduğunu araştırıyordu. Yavuz ve ailesi sela sesini duyar duymaz gelenlerdendi . Annenin feryadı hiç bitmiyordu : Yaaavruum ,kızıııım , neden bunu yaptın bize . Ayşemmm götürmeyin onu bırakın ,daha o küçüktür . Bırakın evladı mı ben onu iyi ederim .Uyan Ayşee , kalk kızım sabah oldu uyan hadi ''

Babanın sesi dahi çıkmıyordu .Ahırda duran kolonun önüne diz çökmüş bir şekilde yere bakıyordu . Ömründen ömür gitmişti. Bir baba bugün diri diri toprağa gömülmüştü.

Dedikodu kazanı yine fokur fokur kaynıyordu . Hatice hanım dayanamayıp : Yeter gidin ALLAH aşkına , bugün dedikodularınızı alın  defolup gidin. Yarın sizin başınıza gelmeyeceği ne malum ,utanmaz allanmazlar işiniz gücünüz yok mu ?  Kadıncağız perişan olmuş ,siz burada boş boş konuşun '' dedi. Ana yüreği ,Allah korusun bir oyun oynamıştı ,ipin ucuna kızını koymuştu . Kızı sevmişti ,sonra da yarım kalmıştı . 

Yasemin dayanamadı  çıkıp dış kapının önüne çöktü. Sessizce ağlıyordu .Nefesi kesildi , nefes dahi alamadığını hissetti. Nasıl olabilirdi , nasıl böyle bir son olurdu ? Nasıllar zihninin en ucra köşelerinde soru yağmuruna tutuyordu . Cevapsız kalan binlerce '' Nasıl '' sorusu .

Fatih sevdiğini gördü .Korktu onun halinden. Sonra akşam konuştukları geldi aklına .'' Bizi ben değil ,sen yarım bıraktın '' O haklıydı , Zehra'yı korumak zorundaydı .Neler görüyordu tacizler , tecavüzler , para karşılığı satılan kadınlar , yanlış arkadaşın peşinde birilerin eğlencesi olan kızlar, en kötüsü sonu intiharla biten hayatlar .

Yasemin şanslıydı .Ardında duran dağ gibi babası vardı .Zabıta olsa da korkusuz Yasemin' i her koşulda koruyan bir erkek kardeşi vardı . Annesi Hatice Hanım tam bir kaynana tipi olan kadınlardandı. Kızı uğruna tüm köylüyü karşısına alırdı . Güçlü olan kadınların kızları güçlü olmaz mıydı ?

Dayanamadı gidip sarıldı ,etraftaki insanlar onlara baktı, umursamadı .Kimseyi umursayacak hali yoktu . Sevdiğinin canı yanarken kendi canı daha fazla yanıyordu . Yasemin' de Fatih' e sarıldı . Hıçkırarak ağladı .

Fatih : şiiiişt '' dedi . Daha fazla sarıldı ,sarılınca Yasemin kendine gelecek sandı. '' Sakın ağlama sen güçlü kadınsın ağlama ,göz yaşların ciğerimi yakarken ağlama Yasemin, yalvarırım benim için ağlama '' dedi.

Yasemin : Bul Fatih , yalvarırım bul neden intihar ettiğini bul '' dedi.

Fatih : Söz veriyorum bulacağım , sen ağlama yeter ki, gece gündüz uyumam nedenini araştırırım'' dedi. Komutan yanına gelince birlikte gittiler.

Yasemin kapı eşiğinde yalnız kaldı. Onları öyle gören biri daha vardı .Zehra kıskanarak bakmıştı. Yasemin' in yanına gidip : Bakıyorum da Fatih yanımdan ayrılmasın diye yapmadığın düzmece kalmıyor '' dedi alayla karışık.

Yasemin: Sen ne aşağılık biriymişsin . Senin oyununu açığa çıkarmayana Yasemin demesinler '' dediği an Zehra neye uğradığını şaşırdı .

Zehra : Oyun mu ederim sanırsın izle beni '' deyip Fatih' in yanına gitti .Ayağı tökezlemiş gibi yapıp yere düştü. '' Aaaaahhhh Fatih yardım et ayağım kırıldı ,aahhh çok acıyor  bak şurası acıyor '' dediği an yengesi gelip kaldırıp içeri götürdü. Dudu Hanım kapı önüne çıkmaya karar vermişti. Zehra ile Yasemin ' i görünce biraz dinledi . Zehra  ne yapacak diye bekleyince düştüğünü görüp Fatih ' ten önce gidip müdahale etmişti. Zehra bozulmuş bir şekilde içeri gitmek zorunda kalmıştı . 

Şimdilik Zehra'nın oyununa eşlik ediyordu .Kocası Zehra'nın gerçek yüzünü görmeden bu konuda bir şey yapamıyordu .

Fatih giden kadınların ardından baktı .Sevdiği can çekişirken yapışkan gibi Zehra ile uğraşıyordu.'' Anlayana Sivrisinek Saz, Anlamayana Davul Zurna Az '' diye boşuna dememişlerdi.

Karşı duvarda bir adam vardı .Elinde kürdan ile cenaze evine bakıyordu . Gıcık ve tuhaf hareketleri vardı. Fatih şüphelendi ama gidip ne diyecekti ? Elli yaşlarında beyaz saçlı  biraz yüzü sivri ve uzundu .Göz hatları kırışmış , ne hikmetse yaşından daha ileri seviye bir giyimi vardı. İsmi köyde Haşat olarak biliniyordu . Köylü kadınlara laf atar dururdu . Kızlar evde tek başlarına kalınca o civardan ayrılmazdı .Şimdiye kadar ileri gitmemişti .Şimdi de meraktan gelmiş olmalıydı. 

Kaymakam müsaade isteyip gitti. Yavaş yavaş delilleri toplayan polis ve jandarmada gittiler. Cenaze defnedilmek için yıkandı . İmam  gelince tabuta konulmuş cenaze mezarlığa götürüldü. Defin işeri halledilip herkes dağıldı . Kadınlar da yavaş yavaş dağılmaya başladı .Hepsinin işleri vardı .Cenaze yerine teslim edilmiş artık kalmanın lüzumu yoktu.

Akşam yemek yapıp tekrar gelirlerdi. Bir kaç gün yalnız koymazlardı cenaze evini. Kazma ekmeği yendikten sonra bir daha unutulurdu .İçi yanan bir baba ve gözü yaşlı ana sadece dedikodu malzemesi olarak kalırdı . Öldünüz mü ; hepsi bir hafta sonrası hatırlanmayan bir can olarak kalırdı .

Başta dedim ya ;biz bir türlü BİZ olmayı beceremedik .

Bölüm sonu ......



*SENSİZ OLMAZ*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin