Ben Yasemin Arslan..
23 yaşında okul öncesi öğretmeniyim. Her zaman hayalimdi öğretmen olmak . Düşünsenize küçücük çocuklar size öğretmenim diye hitap ediyor. O kadar güzel bir duygu ki anlatamam.
Kız meslek lisesinde staj yaparken karar verdim bu mesleği yapmaya. Normal de staj da öğretmenim demek yerine abla derlerdi çocuklar. Benim bulunduğum sınıftaki öğrenciler öğretmenim dediler.
Allah var sınıf öğretmeni de abla kelimesine sinir olduğu için bir şey dememişti. Bir kelime yapacağınız mesleğe aşık olmanızı sağlar mı ?Benim sağlamıştı. Ben öğretmen Yasemin olmak için doğmuştum.
Bir hayalim vardı başarıp memlekete dönüp "bakın ben öğretmen oldum ,siz de başarabilirsiniz kızlar. 18 yaşını bulmadan evlenip , kocanızın aldığı koltukların havasını günlerce atmak yerine okuyup mesleğinizin havasını atın, haydin kızlar kocaya değil okula ,okuyan kadın çocuğunu eğitir, eğitimli kadın geleceğine sahip çıkan çocuklar yetiştirir. Cahil insanın kendine faydası yok ki, etrafına olsun, kadının saçı uzun-aklı kısa diyen büyüklerin zihniyetini değiştirme zamanıydı. Sırtından zopayı , karnından çocuğu eksik etmeyeceksin diyen cahil zihniyete baş kaldırma zamanı" demek kadar güzel bir duygu olamaz her halde. Düşünsenize bir de başarıyor muşum ve etrafımız okuyan kızlarla doluyormuş. İşte o gün gerçek bir öğretmen olacaktım.
Mezun olduktan sonra ilk atamalar da atandığımın hayalini kurardım. İnsan hayal ettiği şeyi yaşarmış ya ,ben de ilk atamalar da Ankara'ya atandım. Tam tamına üç yıl olmuştu Ankara'ya geleli. Neler yaşamıştım burada küçük şehirden, büyük şehire gelmek ayrı bir dert ,burada yaşamak bambaşka bir dert .Havası suyu her şeyi farklı. Kışın ısınmak bilmez ,yaz gelmez, yaz gelince alıştım sıcak havaya dersin geri soğur, değişik bir memleketi Ankara. İlk geldiğimde alışması çok zor demişti velilerimden biri, alışırsanız gidemezsiniz hocam demişti .Ben alışamayanlardan oldum galiba.
Arabama eşyalarımı akşamdan koymuştum, eve gitmeme gerek yoktu anlayacağınız . Cuma günü ve okulların yaz tatilini girmesi ile köye gidip güzel bir tatil yapacaktım. Tabi ki yer değiştirme talebinde bulunmak için müdürün odasına gidip dilekçemi verdim .3 yıl geçmişti burada , en doğal hakkımdı yer değiştirmek , kanunların bana verdiği bu hakkı kullanmamak aptallık olurdu. Ailem yalnızdı , yanlarında olmak istiyordum ve öyle de olacaktı.
Okulda velilerimle vedalaştım. Ağlayan çocuklarım içimi burkmuştu. Onlarda elimde büyümüşlerdi. İlk geldikleri gün hepsi ayrı telden türkü çağırıyordu.
Başarı karnelerini ve önceden hazırladığım karne hediyelerini verdim. Sınıfımızı dün toplamıştık. Her yıl okullar tatil olunca tüm oyuncaklar ve dolapların içindeki eşyalar çöp poşetlerine konup ağızları bağlanıyordu.
Okullar açılınca temiz bir şekilde poşetleri açıp tekrar yerleştiriliyordu. Sınıfın eski hali yoktu. Eski tadı da yoktu. İçleri boş dolaplar ve masalar vardı sadece.
Aileler sırası ile teker teker okuldan ayrıldılar. Boş bir sınıf ve ben kalmıştım. Eşyalarımı çalışma masamın üzerinden alıp müdür beyin odasına gittim. Arkadaşlarımla vedalaşmıştım. Onlar hala velileriyle vedalaşıyorlardı. Ben memlekete gideceğim için erkenden veda törenini bitirmiştim.
Müdür beyin kapısını çaldım ve beklemeye başladım. İçeriden gel sesini duymamla kapının kolunu indirdim ve içeri girdim.
Yasemin: Kolay gelsin hocam'' deyip elimdeki evrakları masasına götürüp bıraktım.
Müdür bey masasına koyduğum evraklara göz gezdirip imzasını attı.
Müdür bey :Hakkınızda hayırlısı olsun hocam, bu kararınız bizi ne kadar üzdü bilemezsiniz. Gittiğiniz okul çok şanslı sizin gibi bir öğretmene ev sahipliği yapacak "dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
*SENSİZ OLMAZ*
RomansaFatih ile Yasemin'in çocuklukları aynı yerde geçmiş okul okumak için gittikleri yerlerde ayrı düşmüş iki gencimiz. Zehra kuzeni Fatih' e büyük hayranlık duyan bunu aşk sanan kızımız Aileler bir karar verecek bunun sonucunda neler olacak bakalım. On...