Bu sınıfın oturma düzeni. Kimin nerede oturduğu ve sınıfta nelerin olduğunu gösteriyor. Biraz önemli, belirtmek istedim o yüzden. Kafanız karışsın istemedim. İyi okumalar...
Oy ve yorum atmayı unutmayın.
En büyük acı, kimsesizliktir. Ben o kimsesizim.
Kimdim ben? Çevresi insanlarla dolu olan, çoğu kişi tarafından sevilen ama, herkesin içten içe nefret ettiği o kız. Sıradan bir kızdım ben. Tek farkım, yaşadığım ve sürdüğüm o boktan hayatım.
Ne bir babam vardı ne para dışında kayda değer güzel bir şeyim. Parası pulu yerin dibine batsın, insan mutsuzken paranın bir önemi olmuyor. Mutlu bir ailem, iyi bir babam olması için tüm paramı verirdim oysa.
Hoş, babam olsa bile iyi olamaz. Annem, babam ile nasıl evlendi anlayamıyorum. Evlense bile, beni dünyaya getirmeyi nasıl göze alabildi? Hiç düşünmedi mi, ona bunları yapan bir adam kızına neler yapmazdı? Düşünmedi.
"Babam bile sevmemişken, o nasıl sevsin?" Dedim çaresizce. Dolaptan mavi kot şortu çıkardım ve yatağın üzerine fırlattım.
"Saçmalama Afra!" Diyerek beni azarladı Vuslat. Burnumu çekip dolaptan beyaz bir gömlek çıkardım ve onu da yatağa koydum. "O Deniz sana kurban olsun be!"
Sıkıntılı bir nefes aldım ve çıkardığım beyaz tişörtü yatağın üzerine fırlattım. "Haksız mıyım Vuslat?" Dedim titreyen sesim ile. "Bir erkeğin bende bulabileceği tek bir şey bile yok. Eğer olsaydı zaten babam severdi."
"Haksızsın Afra'm," Dedi Vuslat nazikçe. Sesi hem ağzıma sıçmak istiyor hem de kıyamıyormuş gibiydi. Başımı arkaya attım ve elimde telefon ile yatağa ilerledim. "Bir erkeğin arayıp da bulabileceği en mükemmel kızsın sen. Ya Deniz kim ya? Kim olarak seni beğenmiyor?" Diyerek çıkıştı.
Alayla ve acıyla tebessüm ederek üzerimi çıkardım. "Afra," Dedi Vuslat telefonun diğer ucundan. "Efendim?" Dedim üzerimi giyinirken. "Hızlı gel, film gecesi yaparız." Dedi.
"Çıkacağım şimdi." Dedim ve telefonu kapatıp koltuğun üzerine attım. Beyaz belimi açık bırakan tişörtün üzerine gömleği giyindim ve düğmelerini açık bıraktım. Siyah günlük bir çantanın içine telefonumu, kulaklığımı ve biber gazını koydum.
Çantayı koluma taktığım anda, aşağıdan gelen bir bağırma sesi ile kaşlarımı çattım. Bu ses anneme aitti ve öfkeyle birisine bağırıyordu. Hızlı adımlarla odamdan çıkıp merdivenlere yöneldim. Merdivenlerin ortasında durdum ve konuşmaları dinlemeye başladım.
"Saçmalama Şeyma!" Diyordu annem öfkeyle. "Eğer Alperen öğrenirse, Afra da öğrenir! Bunu göze alamam!" Neyi öğrenirim? Alp'in ne alakası var ve annem neden Şeyma Teyzeye bağırıyor? Annem genellikle sakin bir kadındır ve kolay kolay sinirlenmez ama şu an sesi, öfkeden delirmiş gibi çıkıyordu. Annemi bu kadar ne delirtmiş olabilir ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİHAŞK
ChickLitYarı kurgu yarı yaşanmış bir hikaye... Aşık olmak kadar zor, intihar etmek kadar kolaydı seni sevmek... Bana yaşadığım her şeyi unutturacağımı sanmıştım, meğer yanılmışım. Bana hepsini yeniden, daha beter ve daha çok acıtacak şekilde yaşattın. "N...