Selam bebeklerim, nasılsınız? Oy ve yorum atmayı unutmayın.
"Açım." Dedi Deniz. Vedat sabırla derin bir nefes aldı.
"Lan anlatamıyor muyum? Yemek yemen yasak!" Dedi sert bir tavırla. Deniz dudaklarını ıslatıp başını hafifçe aşağı yukarı salladı.
"Eğer bir daha, benimle böyle bir tavırda konuşursan doktorlara yediğin dayağın sebebini anlatmak zorunda kalırsın." Dedi tehditkar olan ama bir o kadar da sakin tavrıyla. "Ha bu arada, adam döverken yumruklarımı tercih ederim. Doktorlar sorarsa, söylersin. Şimdi ben anlatabildim mi?"
Vedat sessiz kalınca başını yavaşça aşağı yukarı salladı. "Anlatabilmişim." Dedi kendi kendine.
Vedat sessiz kalmak zorundaydı. Ona sesini çıkaramaz. İşinde ve hayatında son günü olur, ona karşılık verirse.
Vedat boğazını temizledi. "Yemek yemeniz yasak. Doktorlar başka bir şey söylemeden size yemek veremeyiz." Dedi saygıyla. Ne kadar saygılı olmaya çalışsa da ellerini çoktan yumruk yapmıştı.
"Çıkın." Dedi Deniz ve gözlerini kapattı. "Uyuyacağım."
Vedat ve Salih sesini çıkarmadan dışarı çıktı. Deniz hafifçe hareket edip uykusu için en rahat pozisyonu buldu ve kendin uykunun derin kollarına bıraktı.
Onun uyuması bu kadar kolaydı. Gözlerini kapattığı an uyuyabiliyor.
Bade de çok acıkmıştı. Yemek yiyemiyordu. Kilo almak istemiyor ve dolayısıyla hiçbir şey yiyemiyor.
"Bade," Suna odaya daldı. Bade, eteğini düzeltip annesine baktı.
"Tartıya çık." Dedi emir vererek. Elindeki tartıyı Bade'nin önüne koydu. Bade derin bir iç çekip tartıya çıktı ve gözlerini kapattı.
Kapatmak istediği kulaklarıydı ancak, bunu yaparsa annesinden çok çekeceği olur.
"Elli bir..." Diye mırıldandı Suna. "Elli bir kilo üç yüz elli gram?" Dedi sorar gibi. "İki yüz gram almışsın."
Bade dudaklarını birbirine bastırıp korkuyla yutkundu. "Dün çok stres yaptım..." Dedi sessizce. "Ondan-"
Suna, Bade'nin sözünü kesip kolunu sıktı. "Diyete başlıyoruz!" Dedi dişlerinin arasında.
Çoğul eki kullanmıştı ama diyeti yapacak kişi onlar değildi, sadece Bade'ydi. Bade o katı diyet listesine tek başına uyacak.
"Peki..." Dedi Bade sessizce. Dolan gözlerine aldırmadan annesinin yanından ayrılıp çantasını aldı.
"Ben çıkıyorum, okula gideceğim." Annesi ona cevap vermedi. Suna sadece sert bakışlarla baktı ona.
Bade'nin sağ gözünden bir damla yaş yavaşça süzüldü. Elinin tersiyle gözyaşını silip çantasının kulpunu sıktı. Odasından çıkıp derin bir nefes aldı.
Evde çıkar çıkmaz okula gitmeyecekti. Afra ve Deniz'i ziyaret edip öyle geçecekti okula.
Geniş villanın bahçesinden çıkıp taksi beklemeye başladı, taksi çok gecikmeden beş dakika içerisinde geldi. Bade taksinin arka koltuğuna oturup kapıyı kapattı.
"Korhan Hastanesi." Dedi kısaca ve arkasına yaslandı.
Başı deli gibi ağrıyordu. Dün gece hiç uyumamıştı. Eve geldiğinde saat sabahın üçüydü ve o hiç uyumadan olanları düşünmüştü.
Afra'dan hala nefret ediyordu. Deniz'i de pek sevdiği söylenemezdi ama, onlara bir şey olursa üzülürdü. Kendini bu olaylardan sorumlu tutardı.
Telefonu çalmaya başladığında kimin aradığını kontrol etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİHAŞK
Chick-LitYarı kurgu yarı yaşanmış bir hikaye... Aşık olmak kadar zor, intihar etmek kadar kolaydı seni sevmek... Bana yaşadığım her şeyi unutturacağımı sanmıştım, meğer yanılmışım. Bana hepsini yeniden, daha beter ve daha çok acıtacak şekilde yaşattın. "N...