Selamlar! Nasılsınız?
Yeni kurgumun ikinci bölümüne hoş geldiniz!! Bu bölüm yarı texding olacak. İşler biraz karışacak...
Oy ve yorum atmayı unutmayın!!
Neydi insanı en çok korkutan? Kimsesizlik mi? Ölüm mü? Ama... Kimsesiz olan biri zaten ölü değil miydi?
Ölüler de kimsesizdir. Tek kimsesiz olan ölüler midir? Bana kalırsa, her insan kimsesizdir. Çevresi en kalabalık olanlar, ailesi mutlu ve tam olanlar, sevilenler ve bolca parası olanlar bile. Kimsesiz olan hiç kimse yoktur.
"Kendini tanıtır mısın kızım?" Dediğinde hoca, tahtada bekleme sebebimi hatırladım.
"Ben Afra," Dedim çekinmeden. "On sekizinci yaşımı doldurmak üzereyim, iki ay sonra falan on dokuz olacağım. Almanya'dan yeni geldim."
Tartıştığım çocuğun gözü hep üzerimdeydi. Kız ise bana aşağılar şekilde bakıyordu. Özgüvenimi düşürmek istiyor gibiydi.
Biraz gözlerini korkutmam gerekiyor...
"On beş yaşından belli tekvando ve boks eğitimi alıyorum. Siyah kuşağım var." Dediğimde, sınıftakiler şaşırmış görünüyordu. Kimse benden böyle bir potansiyel beklemiyordu.
"Bu kadar hocam." Dedim gülümseyerek. Hoca başıyla oturmamı işaret etti. "Oturabilirsin kızım."
Sanki köpeğe emir veriyor! Hah!
Bir şey demeden yerime oturdum ve masanın üzerinde duran kitaba baktım.
Dersi mi dinlemeliyim yoksa kitap mı okumalıyım? Bence kitap okumak daha iyi bir fikir. Hem en heyecanlı sahnede kaldım.
Başrol kız ve çocuk her an öpüşebilir! Bu anı asla kaçıramam.
Kitabın kapağını açıp okumaya başladım. Bu kitaba cidden bayılıyorum. Kız biraz aptal, çocuğu sürekli elinin tersiyle itiyor ve sadece onu kullanan çocuğa gidiyor. Çünkü o bir aptal.
Bir sonraki sayfaya geçip ilk cümleyi okuduğum an gözlerim fal taşı gibi açıldı. Dudaklarımı birbirine bastırıp sahneyi okumaya başladım. Taa ki üzerimde bir gölge hissedene kadar.
"Afra," Duyduğum ses ile gözlerimi kapattım. Birkaç saniye öyle durduktan sonra, korkarak kafamı kaldırıp bana bakan hoca ile göz göze geldim.
"Ne okuyorsun sen? Ver o kitabı." Yutkundum ve kitabı yavaşça ona uzattım. Hoca kitabı alıp sayfayı dışından okumaya başladığında kıpkırmızı kesilmiştim.
"Siktir..." Kendi kendime sessizce mırıldandım. Tam şu an rezil oldum. Kahretsin...
"Beni kendine çeken ıslak dudaklarına baktım ve bir an bile düşünmeden dudaklarını, dudaklarıma hapsettim. Bu benzersiz hazdan zevk alıyordum. Alex, sonunda şaşırmayı bir kenara atıp üst dudağımı emmeye başladı. Bu bana daha çok haz veriyordu. Öpüşü sert ve tutkuluydu. Yumuşak ve yavaş değildi."
Hoca kaşlarını kaldırıp bana baktı. Utancımdan domatese döndüğüme adım gibi eminim.
Tüm sınıf kahkahalarla gülüyordu. Rezil olmuştum ve bu onlar için komik bir durumdu.
Hoca bana bakarken ben kafamı kaldırıp ona bakamıyordum bile. Kadın resmen öpüşme sahnesini okumuştu. Eğer biraz daha okursa, seks sahnesine denk gelecek.
"Alex'in eli yavaş yavaş bacaklarımdan yukarı çıkmaya başlamıştı-" Hoca tam okumaya devam ettiğinde aceleyle kitabı elinden çekiştirdim.
Üzgünüm canım kitabım... Seni şu an çok kötü halde yıpratıyorum. Lanet olsun!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİHAŞK
ChickLitYarı kurgu yarı yaşanmış bir hikaye... Aşık olmak kadar zor, intihar etmek kadar kolaydı seni sevmek... Bana yaşadığım her şeyi unutturacağımı sanmıştım, meğer yanılmışım. Bana hepsini yeniden, daha beter ve daha çok acıtacak şekilde yaşattın. "N...