Yeniii ficisskoyaa basliooozz YEHUUUĞ🥳🥳
Küçük olan soğuktan titremeye başladığında onu hızla kucağına almıştı Jungkook.Küçük çocuk rüzgarda yaprak gibi titrerken, genç adam bazen onu kaçırdığına pişmanlık duyuyordu ama sonra gördüğü manzaralar aklına geliyor ve bu düşüncesinden hemen vazgeçiyordu.Ona göre bu en iyi hamleydi."Kar taneleri ne güzel anlatıyor, birbirlerine zarar vermeden de yol almanın mümkün olduğunu..ne kadar da güzel görünüyorlar."
Kucağında çocukla otobüsü beklemeye başlayan beyaz tenli adam, kucağındaki çocuğa mırıldanıp gülümsedi.Bir anda çocuk büyük olanın yanaklarını ovuşturmaya başladı, Jungkook'u kendi ebeveyni olarak tanımak istiyordu. Böylece ailesinin sevgisini hissedecek ve yerini dolduracaktı.
"Yanaklarım sıcak mı?" Jungkook kıkırdayarak söyledi.Çocuk hızla başını salladı.Ellerini bu şekilde ısıtabilirdi.
"Sabırlı olman lazım, yakında bir yer bulacağım.Tamam mı?"
Hayatın zorluklarıyla mücadele ederken küçüğün gözlerindeki ışıltı, dudaklarındaki gülümseme hiç sönmüyordu, sıcak kalbi bu soğuk dünyaya daha dayanıklıydı.Güçlü olmanın yaş umurunda değildi ki, Jungkook bile artık çocuktan daha çok korkuyordu.
"Bu hata sana pahalıya mal olacak!"
Bir anda Jungkook, telefonla konuşan takım elbiseli bir işadamının öfkeli adımlarla yanına gelmesiyle irkilmiş ve korktuğu için diğer tarafa bir adım atmıştı.Artık yabancı bir ülkedeydi ve insanlar ona çok tuhaf ve soğuk geliyordu. Sanki birisi gözlerine baktığı anda sırrını anlayacakmış gibi herkesten korkuyordu.
"Tanrım, benim gibi ünlü bir iş adamı senin yüzünden otobüs bekliyor! Gerçekten inanılmazsın! Yarın otobüste dururken haberlere çıkarsam şaşırma!"
O telefonda konuşurken, kucağındaki küçük çocuk kıkırdamaya, bu işadamına bakmaya devam ediyordu.Jungkook çocuğun kahkahası karşısında korkuyla gözlerini açarken ona susmasını işaret etmişti.Adam zaten kızgındı, şimdi de öfkesini onlardan çıkarmasını istemiyordu.
Takım elbiseli genç, koyu tenli adamın gözleri, kendisine paralel duran genç adama gitmiş, sonra gözlerini devirerek önüne dönmüştü. Bu saniyelerde Jungkook çocuğu gülmemesi için tutmaya çalışıyordu.
Otobüs nihayet geldiğinde takım elbiseli adam telefonu kapattı, içini çekip otobüse binenleri izlemeye başladı.
Jungkook nereye gideceğini bilmiyorken çocukla birlikte otobüse binmişti hemen.Bu sonsuz labirent nereye gidiyordu böyle? Bir çözüm bulması gerekiyordu ama yanında çok az parası vardı. Otelde kalacak kadar yoktu hiç ki.Birinin evinde sadece bir gece bile kalması konusunda kimseye güvenemezdi de.
Hayatla umutsuzca savaşıyordu sadece.
"Yol açın! Tanrım, burada olmamalıydım ben!"
Kalabalık otobüste dururken kaşlarını çatan Jungkook, çocuk ona biraz sorun çıkarırken işadamına onaylamayan bir bakışla bakmıştı.Dışarıdan bakıldığında egoizmiyle zengin olduğunu hemen hissettiriyordu. Ego, Jungkook'un hiç hoşlanmadığı bir şeydi tabii ki. Bu nedenle adama yumruk atmamak için kendini zorlayarak sessizce yüzünü diğer tarafa çevirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
We are a protector// TAEKOOK
Hayran KurguYaşadığı bazı travmalarla psikolojik sorunlar yaşayan Jungkook, yetimhaneden bir çocuk kaçırmış, dört yaşında küçük o andan itibaren Jungkook'a baba demeye başlamıştı.Artık saklanmaları gerekiyordu. Seme~Taehyung Uke~Jungkook