Bölüm 6: Gurur Benim Neyime?

6.6K 494 176
                                    

🎵 Kolpa - Gurur Benim Neyime?

***

Elimdeki pet bardağın içindeki çayı sıkıca tutarken kahvede oynayan maçı seyrediyordum, şükür ki anlı şanlı Galatasaray'ım şampiyonlar ligine kalmıştı ama bu bana fitil fitil basur olarak geri dönüyordu. Heyecandan altıma sıçacak gibiydim.

"OROSPU ÇOCUĞU PORTEKİZLİ!"

Hakeme bir dolu küfrümün ardından çayı dudaklarıma götürdüm, penaltımızı vermemişti gavur şerefsiz. Sıcak içecek boğazımdan geçerken hakemin mal kararlarına sinirlenmemeye çalışıyordum.

Sacha Boey orta sahadan uzun oynadığında elimdeki çayı yanımdaki masaya bıraktım, Emre çoktan ayaklanmıştı. Top Kerem Aktürkoğlu'nun ayağına düştüğünde nefesimi tuttum, iki elimle oturduğum plastik sandalyenin kollarını kavramıştım. Tüm kahve yavaş yavaş ayaklanıyordu, Kerem cezasahasından Icardi'ye pas gönderdiğinde 50 erkek aynı anda bağırmıştı. "ŞUT!"

"GOOOOOL...!

"93. DAKIKADA, LIGIN YILDIZI, TEKRAR ŞOVUNU YAPIYOR..!"

Spikerin bağırışıyla çığlık atarak Emre'nin kollarına atıldım, birkaç kişi daha bize katılırken kolkola girerek zıplamaya başlamıştık. Herkesin içinde bağırmıştım. "MAUROOO.!"

"ICARDI!"

"MAUROO.....!"

Tüm kahve benden sonra bağırdı. "ICARDI!"

"LAY LAY LAY LAY LAY LAY LAY LAY LAAAAY
LAAAAY CİMBOMBOMMM!"

O heyecanla Emre'nin yanağına sulu bir öpücük kondurmuştum, maçın tekrar başlamasıyla yerlerimize geçerken dakikalar sonra hakem maçı bitirmişti.

3-2 son anda kazanmıştık. Kalbim hâlâ güm güm atıyordu. Acayip terlemiştim. Giydiğim çakma Icardi formamı yakasından tutarak kendime hava yaparken Emre'ye döndüm. "Oğlum," demiştim ciddiyetle. "Sen Icardi'ye vermez misin?"

"Veririm kanka." demişti tereddüt etmeden. "Paşamın hakkıdır."

Söylediğine güldüm, kahveye olan borcumuzu ödemek için ayaklanırken başımla çıkışı gösterdim Emre'ye. "Gel garaja geçelim, sana bir galibiyet birası ısmarlarım."

"Eyvallah ağa," demişti Emre peşimden gelirken. "Arzu arkadaşlarıyla dışarı çıktı, onu almaya gideceğim."

Teklifimi reddettiğinde omzumu silkmiştim. "Sen bilirsin kardeş." Cüzdanımdan çay ve maç ücretinin parasını çıkartıp Hüseyin Abi'ye uzatmamın ardından Emre'yi kolumun altına alarak kahveden çıkmıştım. "Gelmiyorsun o zaman. Kesin mi?"

"Aynen gülüm, başka zamana artık."

"İyi," dedim sırıtarak. Emre'nin sırtını birkaç kez patpatlamamın ardından kolumu omzundan çekmiştim. "Teklif var ısrar yok. Arzu'ya selam söylersin."

Başını olumlu anlamda salladı Emre, uzattığı elini kavrayıp sıkmamın ardından kafalarımızı tokuşturmuş ve kahvenin önünden ayrılmıştık. O karşı caddeye geçerken ben bizim sokağa doğru geri adımlamıştım.

TAMİRCİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin