Bölüm 2: Motor Kazası

8.6K 573 71
                                    

"Orospu çocuğu. Paran yoksa beni niye uğraştırıyorsun lan it?"

Yakalarına yapıştığım adam benden kurtulmak için çırpınıyordu altımda, az önce adamın motorunu tamir ettiğimden ellerim yağlı olsa da sinirden sıkıca kavramıştım tişörtünü onun. "Lan babanın hatrına mı çalışıyor gibi duruyorum oradan he? Piç kurusu. Ver lan bana paramı."

Araba yağından siyaha boyanmış elimi yumruk yaparak adamın suratına geçirdim. Piç oğlu piç, arabasını bana tamir ettirip para vermeden kaçmayı planlıyordu. Yer miydin lan ben? Kaç yılını sokaklarda geçirmiş çocuğun tekiydim, yedirmezdim kendimi kimseye.

"Abi.. Abi sonra vereceğim diyorum. Bırak gideyim gözünü seveyim."

"Orospu çocuğu," Tek elimle adamın çenesini kavradım, suratına yaklaştıkça geri çekiliyordu benden. Tiksiniyordu pezevenk. "Şimdi ödeyeceksin diye anlaşmadık mı? Nereden çıktı sonra ödeyeceğin ha? Enayi miyim oğlum ben, bak! Bak. Suratıma bak."

Tek başıma tamirhane işleten, 20'lerinin sonunda bir delikanlı olduğumdan çoğu kişi beni toy sanıyordu. Durumum olmadığından vergiden de kaçırıyordum devletten. Hâliyle beni dolandırmaya çalışan çok oluyordu. Onlardan parayı yasal yollarla alamayacağımı bildiklerinden kötü işe bulaşıyorlardı, ben de illegal yollarla alıyordum.

Herifin suratına bir yumruk daha geçirdim, ardından az önce tamir ettiği arabasının sürücü koltuğunu açıp onu arabanın içine atmıştım. Çok geçmeden kolunu kendime çekip gümüş saatini tuttum tek elimle. "Orjinal mi lan bu?"

"Orjinal abi."

"Ne kadar?"

Yara dolu suratıyla bana baktığında yüzümü buruşturdum, bir tokat daha attım suratına. "Ne kadar lan söylesene."

"50 bine aldım... Geçen sene."

"Harbi mi diyorsun?" Siyahtan hallice gözlerim ışıldadı nerdeyse, bir çırpıda saati kolundan çözdüm. "Orjinal değilse var ya-"

"Orjinal abi. Yemin ederim orjinal. Git sat ne kadara istiyorsan."

Güldüm. Az önce beni kazıklamaya çalışan adam kuzu kuzu olmuştu böyle.

Arabanın içine doğru uzanıp adamın emniyet kemerini bağladım, artık bu hâlde nasıl araba sürerdi bilmiyordum ama sürmesi lazımdı. "İyi yolculuklar o zaman efendim."

"Piç..."

"Anlamadım?" Aslında anlamıştım ama keyfim öyle yerindeydi ki sırıtmadan duramıyordum. Sürücü koltuğunun kapısını kapatıp birkaç kez arabanın tavanına vurdum. "Yine bekleriz efendim. Görüşmek üzere."

Adam birkaç kez daha küfür etmesinin ardından arabayı çalıştırıp tamirhanemden uzaklaşmıştı. Aracı arkasından toz duman kaldırırken tek elimi mavi tulumumun cebine koydum, sırtımı binanın duvarına yaslayıp bir sigara çıkartmıştım kendim için. "Ulan bugün de yaşadım.."

Geçen hafta mafya bozuntusu heriften cukkaladığım 40 bin üstüne bu saat iyi gitmişti. Markası ne tam bilmiyordum ama pahalı olduğu belliydi. Saati sokak lambasına doğru tutup incelerken derin bir nefes aldım sigaramdan. Fiyakalı saatti. Belki satmayıp da takardım.

Sigaram bittiğinde saati tulumunun cebine attım, izmariti binanın duvarına sürtüp söndürmüş ve yere atıp atölyenin içine geçmiştim. Bugün çok iş yapmamıştım ama bu son işle günü kurtarmış sayılıyordum.

Çoktan gece olmuştu, her zamanki gibi tamirhaneyi kapatmak adına kepengin kilidini açıp indirdim. Atölyeyi kapatmamın ardından kepengi yere bağlayıp anahtarla kilitledim. Şalterleri indirip tamirhanenin kuytu köşesindeki kapıya doğru ilerledim.

TAMİRCİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin