Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bir kişi yorumlarda Zeki Ve Kağan'dan prenseslerim olarak bahsetmiş... Duygulandım🥺❤️
Onlar artık benim minik ayıcıklı prenseslerimmmmm🥺🥺🥺💕💕💕💞😻
***
Bazı şeyleri algılayabilmek zordu. Mesela bu iri yarı, mafyavarimsi herifi haftalar önce tanımıyordum bile. Onu dolandırmaya kalkarken beni yakamdan kavrayıp da yanına çekeceğini hiç tahmin etmemiştim. Kötülüğümün karşılığı iyilik olarak dönmüştü, hayat bazen sıradışıydı.
Bahsi geçen herifin, şu an yanımda atak geçiriyor olduğu gibi.
3 hafta öncesinde herif motor kazası geçirerek ölümden döndüğünde, oldukça soğukkanlı davranarak yarasına dikiş atmıştım. Şimdi ne diye telaşlanıyordum? Üstelik o ölüm kalım meselesiyken, şu an ne olduğuna dair de bir fikrim yoktu.
Derin nefesler alıyordu karşımda, yaşama tutunmak ister gibi. "Zeki..." Sesim titremişti. Arka cebimden telefonunu çıkarttım, 112'yi tuşlarken diğer elimle Zeki'yi tutuyordum düşmemesi adına. "Bende kal. Bayılma. Hadi..."
"Arama."
Dudaklarının arasından mırıldandığını duyduğumda bakışlarım ona çevrildi, başımı olumsuz anlamda salladım. Arayacaktım.
"Arama dedim, çocuk. Kaçarım."
"Siktir git. Öleceksin lan burada, karışma bana." Tam telefonu kulağıma götüreceğim sıra, o yargı baygın hâliyle bileğimden kavramıştı beni. Sertçe oturduğu banka dorğu çektiğinde bu hâlde olmasına rağmen hâlâ güçlü olmasına hayret ettim.
"Kusmam lazım. Önemli değil."
Bakışlarım ona çevrildi, çakmak çakmak parlayan yeşilleri resmen solmuştu; normalde beyaz olan teni mümkünmüşçesine daha da beyazdı şimdi.
Bir ruhu, ruhu andırıyordu.
"Daha rahat bir yere götür beni." Derin bir nefes aldı, tek eliyle üstündeki tişörtü çekiştirdi. "Söz dinle biraz, sikeyim..."
Son Türkçe kelimesi de bu olmuştu, sonrasında gözlerini yumarak Rusça bir şeyler mırıldanmaya başladı. Yutkundum, kafam deli gibi karışıkken ne yapacağımı düşündüm.
"Senin ben aklını sikeyim ya e mi?"
Küfrede küfrede tek omzunu havaya kaldırmıştım Zeki'nin, onun omzunun altına girdiğimde alttan destek vererek yavaşça ayağa kaldırdım. Vücut ağırlığını üstüme doğru çektiğimden başı omzuma düşmüştü. Nefes seslerini duyuyordum. Tek elimi de beline sardım, diğer elimle de omzuma attığı elini tutmuştum.
