bölüm 16

955 54 37
                                    

Ömer arabayı sürüyor. Ağzını bıçak açmıyordur. Kıvılcım endişeli bir şekilde bir yola bir Ömer'e bakar. Nereye gittikleri hakkında en ufak bir fikri yoktur. Tek bildiği İstanbul dışına bir yere gittikleri. Yol git gide ıssızlaşıyor. Hafiften yağmur yağıyordur. Tek ses arabanın camına çarpan yağmur damlalarının sesidir. Bir süre böyle devam ettikten sonra arabadan sesler gelir. İkisi de ne olduğunu anlamaz. Ömer arabayı durdurur.

K: Ömer ne oluyor?
Ö: bilmiyorum. Bakıcam şimdi.

Ömer arabadan iner. Arabanın kaputunu açar, bakınmaya başlar. O sırada yağmur yağmaya devam ediyordur.

Ö: hay allah.

Kıvılcım pencereyi açıp Ömer'e seslenir.

K: halledebilecek misin?
Ö: hayır. Servisin bakması gerekiyor.
K: ıslanmışsın, hasta olucaksın. Gel arabaya.

Ömer Kıvılcım'ın kendisini düşündüğünü görünce tüm siniri gider. Yerini gülümseme alır. Arabaya geçer.

K: ee şimdi ne olucak. Kaldık yolda.
Ö: Servisi arıyım gelirler yarım saate.

Ömer telefonunu eline alır. Çekmiyordur.

Ö: Çekmiyor. Seninki çekiyor mu?

Kıvılcım çantasında telefonunu çıkartır, bakar.

K: ı ıı çekmiyor. Off kaldık burda, hepsi senin yüzünden.
Ö: benim yüzümden mi?
K: başka kimin olucak. Baksana kimse de yok yağmur da yağıyor.
Ö: fena mı işte. Sabaha kadar takılırız baş başa arabada.
K: Ömer!
Ö: ne var. Sabah yağmurda durur çeken bir yere gider ulaşırız birilerine.
K: hı hı tabi sabaha kadar donmazsak burda ulaşırız.

Ömer kafasını koltuğa yaslar. Kıvılcım' a bakar.
Ö: Seni izleyerek ölmek. Güzel fikir.

Kıvılcım utanır.
K: ciddiyim ben.

Ömer Kıvılcım'ın haklı olduğunu biliyordur.

Ö: gideceğimiz yere az kalmıştı zaten. On, on beş dakka yürüme mesafesi. Bekliyelim biraz, yağmur dinerse yürüyerek gideriz.

K: bu karanlıkta.

Ömer ufak bir kahkaha atar.

K: ne gülüyorsun.
Ö: korkuyor musun?
K: onu mu dedim.
Ö: korkma, ben yanındayım.

Bir süre sessiz sessiz beklerler.
Ömer Kıvılcım'ı izliyordur.
Ö: üşüyor musun?

Kıvılcım Ömer'e taraf döner.
K: hayır klima açık zaten.
Ö: iyi misin. Miden, bebek?
Ömer Kıvılcım'ın karnına bakar. Kıvılcım'ın eli karnına gider.
K: iyiyiz. Annemler merak etmiştir şimdi.
Ö: biliyorlar.
K:  nasıl?
Ö: benimle olduğunu biliyorlar. Alev' e bir kaç gün olmayacağımızı söyledim.
K: bir kaç gün mü? Ömer annem çıldırmıştır.
Ö: merak etme her şey kontrolüm altında.
K: off!
Ö: yağmur dindi sanki gidelim mi.

Kıvılcım bir şey demez. Arabadan inerler. Yürümeye başlarlar. Ömer telefonunun flaşını açıp yolu aydınlatıyordur. Yağan yağmurdan dolayı yolda yer yer çamur oluşmuş Kıvılcım yürümekte zorlanıyordur.
Bunu farkeden Ömer sırıtır.

Ö: kucağıma alıyım ister misin?

Kıvılcım'ın gözleri açılır.

K: yalın ayak yürürüm daha iyi. Kıvılcım ayakkabısına uzanır çıkarır.
Ö: ne yapıyorsun hasta olucaksın
K: kimin yüzünden acaba.

Ömer kendi ayakkabısını çıkarır.
Ö: al giy.
K: Ömer saçmalama sen?
Ö: bir şey olmaz bana.

Kıvılcım Ömer'in ayakkabılarını giyer eline de kendi ayakkabısını alır. Çok büyük olmuştur. Ömer dayamaz güler.

KıvMer Ayrılık Rüzgarı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin