MasterChef All-star | Alican & Barbaros

Havaalanı

Kıvanç ve Alican oturduğu masada sessizce duruyorlardı. Alican konuşmaktan yorulmuştu, Kıvanç ise duyduklarını sindirmekte zorluk çekiyordu.

Alican gözündeki yaşı sildi ve küllükte duran sigarayı dudakları arasına koyarak içine çekti dumanı.

Fazla içmezdi sigara, en azından Barbaros kadar. Şu sıralar ise sadece sigara içmek hatırlatıyordu Barbaros'u ona.

Onun kullandığı parfümle birleşen sigara kokusu, her seferinde sigara dumanının kendisine gelmemesi için uğraşması ve daha bir çok şey.

"Alican.."

Kıvanç'ın sesini duydu ama cevap vermedi. Ne diyebilirdi ki Kıvanç ona?

"Oğlum.. ne yapacaksın peki?"

Alican derin nefes verdi, bununla beraber içine çektiği duman da dışarı çıkmıştı.

"Ne yapacaksın mı? Hiç bir şey yapmayacağım Kıvanç. Ben daha ne yapabilirim?"

"Böyle oturup tüm hayatın boyunca dertleneceksin yani?"

"Öyle yapmayacağım ama iyileşmek için de bir çaba sarf etmeyeceğim."

Kıvanç sakalına elini koydu ve ofladı.

"Ben nasıl sana kızacağım lan şimdi?"

Alican sessiz kaldı. Sigaranın izmaritini söndürdü ve paketten bir tane daha çıkardı.

Sormak istediği bir soru vardı ama utanıyordu, kendinde sorma hakkı bulamıyordu. Yutkundu ve sızlayan burnunu görmezden gelerek konuştu.

"Kıvanç.."

"Efendim kardeşim?"

"Barbaros... Barbaros nasıl?"

Kıvanç önce ne diyeceğini bilemedi. O kadar boktan bir durumun içerisindeydi ki, kimi suçlasa elinde kalıyordu.

Her bir zerresi düşünüyordu çözüm için, bu olaydaki en masum kişi olan Barbaros'un ise bu kadar acı çekmesi içine sinmiyordu.

"Barbaros kötü halde. Uyumuyor, düzgün yemek yemiyor, sigara ve kahve ile besleniyor. Yaptığımız yemeklerden yemesi için zorladım onu ama Nuh diyor peygamber demiyor."

Alican boğazındaki yumrunun büyüdüğünü hissediyordu.

"Beni affetmeyecek."

"Senin bunu neden yaptığını öğrendiğinde affedecek."

"Kapıdan çıkarsan silerim dedi."

"Yine de peşinden geldi ama."

Alican ofladı ve eline telefonunu alarak duvar ekranına baktı.

Barbaros'un çocukluk fotoğrafı vardı hala.

"Bana Ali demedi."

"Kızgın sana.. onu da anla."

Alican gözünden akan yaşı sildi.

"Ona.. Kıvanç ben Barbaros'a onu sevmediğimi söyledim."

Boğazından yükselen hıçkırığı durdurmadı.

"Çok seviyorum lan."

"Madem bu kadar seviyorsun, neden böyle yapıyorsun Alican?"

"Kıvanç, anlattığım şeyleri beynin almıyor mu abi senin? Zorundayım diyorum lan sana, zorundayım. Ben Barbaros'tan vazgeçmek zorundayım!"

Elini sertçe masaya vurdu.

"Bu adam ne halde olur eğer devam edersek senin haberin var mı?"

Kıvanç sinirlendiğini hissetti.