Hoşlantı

2.7K 156 340
                                    

Barbaros duyduğu cümleyi daha idrak edemeden Alican kendini geri yatağa bırakmıştı.

"Stres yüzünden yapamadım bugün."

Barbaros sessizdi, odadan çıkan tek ses Alican'ın sesiydi.

"Normalde gözüm kapalı yaptığım yemeği bugün stres yüzünden yapamadım, kollarıma ağrı girdi sanki ellerim boşalmış gibiydi. Roll yapamadım, Pirinç yapamadım. Kalmayı hak ediyor muyum gerçekten?"

Tam olarak son kelimesinden sonra Barbaros devreye girdi ve onun doğrulmasına yardımcı olup önünde diz çöktü ve ellerini avucuna aldı kendisinden büyük olmasına ölümüne korumak istediği adamın.

"Ali, sen 2019'un ikincisisin. Sen buralara tırnakların ile kazıyarak geldin, sırf bu meslek için üniversiteni bıraktın. Önüne çıkan bazı insanlar yüzünden hayallerine veda mı edeceksin?"

Alican derin nefes aldı ve ağzında tuttuğu ama söyleyip söylememe ikilemi arasında kaldığı cümlenin dudaklarından dökülmesine izin verdi.

"Benim normalde aşçılık yapmamam lazım."

"Niye?"

"Hastayım ben. Kan hastalığı kalıtsal strese girmemem gerekiyor çünkü girince atak geçiriyorum."

"Adı ne hastalığın?"

"Hereditel Anjioödem. Pek bilinen bir hastalık değil."

Barbaros'un yüzünün söylediği her cümlede değiştiğini fark etti.

"Kalıtsal aileden geliyor demek değil mi?"

"Ailede yok işte bende var bir tek. Bunu bahane etmiyorum asla lütfen beni yanlış anlama."

Barbaros kaşlarını çattı bu sefer.

"Ali saçmalama istersen. Bana bu derece önemli bir şeyi söylediğin için teşekkür ederim. Bana güvendiğini bilmek benim için çok önemli."

Alican'ın yüzünde gözlerini gezdirdi. Yorgun görünen adamı daha fazla tutmak istemedi.

"Aç mısın?"

Alican ne kadar hayır diyecek olduysa da karnının sesi odayı doldurunca başka çaresi kalmayarak evet dedi.

"Hadi bakalım Alican Şef mutfağa gidelim de biraz şefliğimize yakışmayacak derecede basit ve sağlıksız yemek yiyelim."

Alican güldüğünde Barbaros'un içi rahatladı. Onunla beraber mutfağa indiler, çoğu kişi salondaydı.

"Evet şefim, canınız ne istiyor?"

Ellerini önünde birleştirerek hafifçe karşısında bulunan Alican'a doğru eğildi sanki onun için çalışan bir elemanmışçasına.

"Makarna patlar bu arada."

"Tabi ki efendim, kendimiz mi yapalım yoksa hazır olsa da kabul eder misiniz?"

Alican bu sefer kafasını geriye atarak güldü, Barbaros ise karşısındaki manzaranın tadını çıkardı.

"Bu seferlik hazır kabul edebilirim."

Barbaros kaynaması için su koydu bir yandan ise dolaptan tavuk çıkarıyordu.

"Chicken Alfredo?"

"Oooo, lütfen şefim sabırsızlanıyorum."

Tüm akşam Alican oturdu, Barbaros ise ona yemek yaptı.

Kahkahalar yükseldi mutfaktan. Bir kaç kişi gelip dahil olmaya çalışsa da almadılar aralarına, bu anı başkasıyla paylaşmak istemiyorlardı.

Barbaros pişen tavuktan bir parça alıp Alican'a uzattı.

MasterChef All-star | Alican & Barbaros Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin