Konuşma

1.1K 102 473
                                    

Barbaros kaldırımda ne kadar oturdu bilmiyordu ama içindeki sıkıntı gitmedi, gitmeye yaklaşmadı bile.

Ailesini o şekilde bırakması doğru olmamıştı saygısızlık yapmıştı ama o şekilde bir akşam yemeğinin varlığı da kendisine, kendisinden öte hala kalbinde olan Alican'a saygısızlıktı.

Kendisine yapılan her şeyi kaldırabilirdi, Alican olmasaydı ve annesi ile bu durumda olsaydı evlenirdi o kızla. İsmini bile hatırlamıyordu ama yine de evlenirdi ve hayatı boyunca ona aşık olmasa bile numarasını yapardı.

Yine de bu duruma nasıl geldiklerini anlamıyordu, annesinin en değerlisi değil miydi? Öyle demez miydi annesi ona?

Bir anda nasıl bu duruma gelebilirlerdi? Kafayı yiyecek gibi hissediyordu, annesini bırakmaya hazır mıydı gerçekten?

Annesini bırakmaya hazır mıydı bilmiyordu ancak Alican'ı bırakmaya hazır olmadığını çok iyi biliyordu.

Alican bir kaç dakika sonunda geldi ve Barbaros'un yanına oturdu. İkisi de kaldırımda otururken omuzları birbirlerine değiyordu, bu bile heyecanlandırmıştı Alican'ı.

Şimdi ne olacaktı peki? Ne konuşacaklardı?

İkisi de bilmiyordu o yüzden sustular. Ne kelimeler konuştu, ne de ruhlar. Her şey sustu, arada cızırtı yapan ışık ve bir kaç sokak hayvanı dışında etrafta haraket eden hiç bir şey yoktu.

Alican konuşmayı nereden başlatacağını bilmezken Barbaros başlatmak için hiç bir ön adımda bulunmuyordu.

Bu kadar zor olması normal miydi? Herkes mi bu kadar zorlanıyordu yoksa sadece ikisine mi özgüydü bu?

Bir sürü soru vardı akıllarında, çözümü var mıydı o ise şüpheliydi zaten.

Saniyeler, dakikalar ve sonunda saatler geçti. Gece yarısı olmuştu artık, soğuk işliyordu bedenlerine, Alican kalın giyinmişti ama Barbaros o kadar da hazırlıklı değildi bu soğuğa, evden apar topar çıkmıştı zaten. Ayakkabılarını giyebilmeyi düşündüğü için kendisini tebrik ediyordu.

Alican üstündeki kabanı çıkartıp Barbaros'un sırtına doğru koydu. Barbaros buna itiraz etmedi ancak Alican'ın üstünü iyice süzmüştü, kalın olduğu için bir şey demedi.

Alican'ın kokusu buram buram vuruyordu burnuna, çok özlemişti.

Alican ona baktı ve boğazını temizledi.

"Özür dilerim."

Barbaros dinlemeye başladı.

"Seni kırdığım için, o sözleri söylediğim için ve gitmeyi bırak bu aklıma düştüğü için özür dilerim. Benim suçum değildi, ben sadece-"

Barbaros onu böldü.

"Sen sadece annemle görüştün."

Sesi yumuşaktı, en azından kendisi öyle düşünmüştü.

Alican için bu sesin tonu farklıydı, can yakıyordu bir kere. Kırgınlık sezmişti o tonda, biraz da yorgunluk.

"Evet.. evet annenle görüştüm. Bana seni bırakmamı söyledi, hayır dedim Barbaros ama-"

Alican derin nefes verdi.

"Bana niye gelmedin?"

Barbaros'un kısık tondaki sesiyle ona döndürdü kafasını Alican.

"Nasıl gelebilirdim? Bir yanda annen, bir yanda ise ben?"

"Ben her bok için sana geliyorum, çözeceğini güvenerek. Sen niye bana gelmedin?"

MasterChef All-star | Alican & Barbaros Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin