Merhaba tekrardan bu bölüm 1000 bölüm olmadan kalkmıyorum masanın başından, iyi okumalar, sağlıcakla kalın..
Okurken şarkıyı açmayı unutmayın..
Benim yine uykum geldi bıraktım dün ya... Neyse tekrar okuldayım tekrar okulda yazıyorum..
Düzenleme; Düzenleme yazdım, önceden okuyan kişiler onu okursa sevinirim :)
Ve ayrıca bomba gibi bir bölüm, wattpadden beni takip etmeyi unutmayın orada duyurular yapıyorum. Tiksineceğiniz ve bol bol küfür edeceğiniz bir karakter ekledim..
-
İlahi Bakış Açısı
Agah Bey, ne yapacağını bilememekle beraber hızla oğlunu aradı. Agah Bey; her ne kadar asker olsada onunda duyguları vardı ve bir anda boşluğa düşmüş gibi hissediyordu.
Aslan, Agah Beyin onu aramasına şaşırdı, kimse onu iş saatlerinde aramazdı. Fakat arandığında da önemli olduğunu bilirdi.
Agah Bey, Aslan'ın açtığını görünce hızla konuya giriş yaptı.
"Aslan, kızımı kaçırdılar." Aslan'ın dosyaları karıştıran eli durdu.
"Kim baba, yıllardır benim yanımda büyüyen kıza kardeşim olmadığını söylediğim ve sizin bana inanmadığınız kız mı, yoksa benim küçük olduğumdan dolayı kokusunu unuttuğum kız kardeşim mi?"
Agah, derin bir nefes aldı. Ne kadar araştırsa da ne kadar DNA testi yaptırsa da hep onun kızı çıkmıştı o kız. Ve bir yerden sonra şüphelenmeyi bırakmıştı. Yanlış yaptığının farkındaydı fakat o da bir kızı olsun istiyordu. Onunla bıcır bıcır konuşan, diken üstünde olmadığı, şüphe duymadığı bir kızı olsun istiyordu. Nasip olmamıştı, hayallerindeki gibi bir kız çocuğu.
"Evet Aslan, kokusunu unuttuğun kız kardeşin." Asker olduğundan dolayı ne kadar olayları çabuk kavrayabilen ve harekete çabuk geçen birinin kendisini toplayamamasına şaşırmıştı Aslan. Ama bir yandan da onu anlıyordu, kimi zaman insanlar, askerler güçlüdür, askerlerin duyguları olmaz! Dese de onların da bir insan olduklarını bilmeleri gerekiyordıu.
"Nasıl yani, biz daha kavuşamadan tekrar mı gitti benden?" Boğazında yumru oluşmuştu. Kendini toparlamak ve acilen harekete geçmek istiyordu ama, nafile. Olmuyordu. Ağlayası gelmişti. Fakat, hemen işe koyulacaktı. Bu iş böyle olmazdı. MİT'ten arkadaşlarını aradı. Evet, kendisi aynı zamandan MİT ajanıydı. Ailesinin haberi bile yoktu bundan. Sadece babası biliyordu.
"Şafak, bana hızla Lamia Koç'un bilgilerini atmanı istiyorum."
"5 dakika zaman ver." diyerek kapatmıştı Şafak. Aslan 5 dakikanın sonunda telefonun titremesiyle bakışı anında ona döndü.
Gönderen: Şafak
Lamia Koç, 17 Yaşında, Koç Okullarına gidiyor, Babası, Turan Koç, Annesi, Pelin Koç, Üç kardeşler, Mert, Lamih, Lamia, Hayatında hiç yurtdışına çıkmamış, Fiziksel özellikler; Mavi göz, 35 kilo, kumral ile sarı arası saç, kan değerleri kötü. Astım hastalığı var, Kansızlık, Yeme bozukluğu. Kankacım bu kızı neden soruyorsun bilmiyorum ama kızın durumu baya kötü bir durumda. Burada özellikle verilmiş bir kan tahlili vb. yok, sürekli darp yaraları yüzünden gelmiş ve doktoru o fark etmeden kan tahlili yapıp, sonuçlara bakmış. Durum vahim.
(Yazar notu; burada birleşik yazmaya çalıştım ama farklı farklı şeyler oluyor, o yüzden birleşik oldu yani)
Gönderilen: Aslan
