5

3.3K 423 60
                                    

Beni hayatım boyunca annem dışında kimse sevmedi. Ne zaman arkadaş edinmeye kalksam hep dışlandım. Beni hep hor gördüler. Kışı çok severdim. Her kar yağdığında koşa koşa balkonun koltuğuna oturur yüzümde tebessümle camın arkasından dışarıya bakakalırdım. Dışarıda oynayan çocukları izlerdim. Gülüşlerine gülerdim. Onlar orada kardanadam yaparken ben heyecandan yerimde duramazdım. O koltukta da uyuyakalırdım. Çok severdim kışı. Bende çıkıp oynamak istesem beni de alırlardı ama hevesim kursağımda kaldırdı çünkü grup olup bana kartopu atarlardı. Bende ağlaya ağlaya eve gider annemin kucağına sığınırdım. Çok üzüldüm onlar bana öyle davranınca, çok ağladım. Küçükken babam yok diye zorbalık gördüm. Büyüyünce türüm belli değil diye. Bu konuda yaralıydım.

İlk izlenimin önemli olduğunu düşünürdüm hep. O yüzden ilk defa tanıştığım insanlarla konuşurken kendimi sevdirmeye çalışırdım. Benim savunma mekanizmam buydu. Ama başaramamıştım. Olmamıştı yine. Sevdirememiştim kendimi. Yine birileri sevmemişti işte beni.

Kim Taehyung.

Ona birşey yapmamıştım. Niye bana bağırdı,niye beni evinden kovdu bilmiyordum. Tek bildiğim çok kırıldığımdı. İçim acıyordu. Sanki kalbimi paramparça etmişlerdi. Elimde değildi üzülüyordum.

Hep böyle oldu. Bana hep böyle davrandılar. "Yine mi sen geldin?" ,
"Senin gibi ezikle uğraşamayız." ,
"Daha türün bile belli değilken nerden buluyorsun kendinde bu haddi?" ,
"Utan kendinden." Ve daha niceleri...

Ben bunlarla büyüdüm. Ne kadar kötü söze maruz kalarak büyüsem de umursamamayı öğrenememiştim. Hep sanki ilk defa duyuyormuş gibi kırılıyordum. Şimdi de içimdeki çocuğun kırıklığı batıyordu içime.

Nefeslerim daralıyordu. Kaç saat geçti bilmiyordum. Geldiğimden beri yatağıma kıvrılıp ağlıyordum. Ne yapmıştım ki ben ona bunları hak edecek? Bakmamdan mı rahatsız olmuştu? Evine izinsiz girdiğim için mi kovmuştu beni? Parmaklarım acizce saçlarıma tutundu,kollarım kafama.  Ağlamayı durduramıyordum.

Kötü bir insan mıydım ben? Bu yüzden mi sevmiyorlardı beni? Kimse en sevdiğim rengi bilmez, kimse en sevdiğim içeceği, şarkıyı, diziyi, filmi bilmez. Neden bu kadar yanlızdım? Gerçekten nasıl bir insandım ben? Canım çok şey anlatmak istiyordu ama yorgundum. Beynim yorgun, bedenim yorgun, bunca şeyi çeken kalbim bile yogundu artık. Zaman geçtikçe acının azalacağını söylerler. İnanırsınız. Ama ben bilirim geçmez, yine aynı yerden kanarsınız. Kanıyordu işte benim yaram. Hiç kapanmamıştı ki zaten.

Acizce açtım gözlerimi. Etraf kapkaranlık, ben darmadağın haldeydim. Her bir uzvum ağrıyordu. Akşam olmuştu. Çatlayan başımla ayağa kalktım. Yorgan bile yük olmuştu bedenime. Dizlerim tutmuyordu. Dik tutmaya çalıştığım belim doğrulmuyordu. Tanrıya dua ettim. Canımı alacaksa ağrısız yapmasını istedim. Çektiklerim yetmişti bana. Zor da olsa girdim banyoya. Canım yanıyordu. Göğüsümde bir boşluk vardı. Kapanmayacak gibi büyüdükçe büyüyordu. Keşke dedim içimden keşke annem olsaydı yanımda. Yatırırdı başımı bacaklarına okşardı saçlarımı. Şevkatle öperdi yanaklarımı. Çok yanlız hissediyordum. Yaralarımı saracak kimsem kalmamıştı.

Adımladım bonyonun içinde beyaz fayanslara dayadım kolumu. Aynaya baktım. Uzun saçlarım anlıma yapıştış, gözlerimin beyazı kıpkırmızı olmuştu. Bomboştu bakışlarım. Korktum kendimden. Ne hale gelmiştim ben böyle? Güldüm. 3 günde kaybetmiştim benliğimi. Toparlanmak isterken daha çok dibe batmıştım. Hayat yerde yatan bedenime tekmelerini vurmaktan geri durmamıştı. Çektim gözlerimi aynadan. Yıkadım yüzümü titreyen parmaklarımla. Daha fazla durmak istemiyordum burda. Eriyen bedenimi daha fazla incelemek istemiyordum.

Geçtim odama üzerime yapışmış kazağımdan kurtuldum yenisini giyindim. Yatağıma oturup telefonumu elime aldım. Hiçbir bildirim yoktu. Yapayalnızdım koskoca dünyada. Rehberden annemin numarasını bulup aradım. Beni annemden başka kimse iyi edemezdi. Kendim bile.

♡ Bianco e Nero ♡ // Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin