Odaya girdiğimiz gibi ikilinin bakışları bize döndü. Daha doğrusu ilk önce Miraç'ın çünkü miraç kafasını bize çevirdiği an akın Miraç'ın kalesine gol attı ve sonra bize döndü.
Miraç işe abisini önemsememiş gözlerini ben ve hala kucağımda bana heyecanla bir şeyler anlatan eymenden ayıramıyordu.
Ah be Miraç kuşum senle de yiğit gibi olabilirdik!
Bu arada yiğitle test çözerken aramış ve konuşmuştuk ve yarın okul için alış verişe çıkmaya karar verdik.
Belki Miraç da gelirdi, sormak lazım.
Eymenle çizgi film hakkında konuşuyorduk tabi sonrasında küçük sultan başka konulara kaymasaydı iyiydi.
"Abla beni bıraksana bir bak sana ne getiricem." Diyip kucağından indi ve hızla koridorun sonuna ilerleyip gözden kayboldu. Ben ona şaşkın şaşkın bakarken diğerleri alttan alttan bana gülüyordu.
Sizde mi be kostoklar!
Sonrasında biz eymeni beklerken Leyla hanım ve Azat bey benle konuşmaya başlamış ve zamanla sohbete miraç ve akın da dahil olmuştu. Aslında iyi anlaşırdık ama ilk davranışlar benim için cidden önemliydi.
Eymen elinde resim albümü ile geldiğinde odadaki bütün sesler kesildi. Ve boğazıma bir yumru oturdu, yutkunamadım.
Gerçek ailemin bensiz geçen onca yılını görmek için hazırmıydım? Sanmıyorum, hayır eymen ya neden bunu yaptın kiii.
"Abla bak sana küçüklügümü gösteğcem." Diyerek yanıma oturdu ve heyecanla albümü açtı.
Gözlerimin dolduğuna eminim ama sakin olmam lazımdı. Eymen fark etmeden gözlerimi sıkıca kapatıp açıp gelen yaşların geri gitmesini sağladım.
Eymen'in açtığı albümün ilk sayfasına baktım. Kumral bir çocuk vardı 12 yaşlarında iki yanında da ondan küçük iki erkek çocuğu vardı ellerinde toz toprakla keyifli bir oyun oynadıklarının ispatıydı. Yan sayfaya baktım orada tahminimce Azat bey vardı ve kucağında iki bebek...
Yeni doğmuş iki bebek ,iki ikiz.Biri akındı ama biri ben değildim.
Evet ben asla onun ikizi olamamıştım ki şimdide olayım.
Gözümden fark edilmeyen bir yaş aktı ve uçtu gitti. Neyse dedim, buda geçip gitti dedim.
Geçmiyor geri zekalı! Senin geçti dediklerin bana zarar oluyor! Yeter artık!
Sus Nuriye, haklısın.
Fotoğrafı görmeye dayanamadım ve hızla sayfayı çevirdim. Çevirirken fazla kuvvet uygulamış olmalıyım ki albümün sayfasının üst kısmı hafif yırtıldı. Bunu gören akın hızla yanımıza gelip elimden aldı.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun! Uzak dur geçmişimden. Dokunma ona!" Fazla bağırıyordu. Yapmamalıydı, Eymen buradayken bağırmamalıydı.
Küçüklüğü bağırtılarla geçen bir insan hariç bunu kimse anlayamazdı...
Ona bakmadan hızla eymen'e dönüp ona dolu gözlerle gülümsedim.
"Ablam hadi sen bu albümü sonra beraber bakarız, hem senin yatma saatin çoktan gelip geçmiş. Hadi bakalım." Bana dolu gözlerle baktı ardından sözümü dinleyip odadan hızla çıktı. Gözlerimi akına çevirdiğim de gözlerinden ateş çıkıyordu.
Haklıydı ben onun hiç bir şeyiydim,o da benim.
"Sakin olur musun lütfen, haklısın hatalıyım." Diye konuştum. Ama sanki o beni duymuyor gibiydi, bana dünyanın en iğrenç insanı gibi bakması normal miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eylül-Gerçek Ailem Vakası-
Teen Fiction✨Kitapta bazı yerlerde şiddet vb. Olduğu için 12 yaş ve üzerinin okumasını talep ediyorum✨ 17 yıl sonra gerçek ailesinin kendisini bulmasıyla ailesinden ayrılan Eylül'ün serüvenine hoş geldinizzz. Eylül bir emekli asker ve Antep aşiret torunu iken b...