Murat Tunç'un anlatımı✨
"Güzelim?"
Ben hala Eylül'e bakarken yanımdan sağımdan solumdan sesler geliyordu ama anlamıyordum.
Şuan tek anladığım Eylüldü ve Eylül de sedyenin üzerinde yatıyordu.
Üzerindeki ona bu yılın başlarında aldığım ona çok yakıştığını söylediğim elbise vardı ve elleri ayakları kan içindeydi yüzü çökmüş ve kilo vermişti.
Eylül isteyerek kilo vermezdi çünkü kilosunu seviyor kendine yakıştırıyordu.
"Murat Tunç!" Bir anda birinin bağırmasıyla kendime gelip gözümden akan yaşı sildim ve hızla eylüle yöneldim.
Sakin ol Murat...
Sakin...
Eylül her şeye göğüs gerdi bunda mı yıkılacak?
'bazen ağır şeylerin acısı küçücük nedenlerden patlar.' Eylül'ün bu sözü şuan beni daha da korkutuyordu.
Allah'ım sen bize yardım et!
Lütfen kardeşimi bize bağışla...
Hızla bilincine ne durumda diye gözlerine baktım ve nabzını kontrol ettim. Kafasını oynatmamamız gerekiyordu.
"Arkadaşlar hastayı alıyoruz!" Diyerek sedyeyi hastanenin içine sürüklemeye başladık.
Hastanede ilerlerken korkumdan biriciğimin yüzüne bakamıyordum. Onu bu halde görmek istemiyordum...
Röntgen ve emar bölümüne geldiğimizde erkek personellerin hepsini çıkartıp kadınların yardımıyla Eylül'ün başını çok oynaymadan baş örtüsünü çıkarttık.
Emar ve röntgen de çekilince kadın hemşirelerden birinin buraya pansuman malzemelerini getirmesini istedim. Malzemeler gelince herkesi dışarıya çıkarıp kapıyı kitledim ve biriciğimin yattığı yatağın kenarına yöneldim.
"Bir tanem?"
"Abim?"
"Hadi ama uyan sabah oldu." Dediğimde burnumdan hafif bir gülme sesi çıktı.
"Tamam bir daha yalan söylemeyeceğim sana, hadi kalk..."
"Eylül."
"Eylül..." Sesim titremişti.
"Ne oldu senin bu pamuk ellerine, narin ayaklarına?"
İlk önce ellerine pansuman yaptım ve cam kalıntılarını iyice temizleyip sargı beziyle sarıp iki avucunun içini de koklayarak öptüm.
O Eylül'üm dü her dakika güzel ve huzurlu kokardı...
Sonra kalkıp ayaklarının ucuna gittim ve ayaklarına da aynı şeyleri yaptım.
Tekrardan başına gelip otururken kapı çaldı.
"Ne var?!" Diye seslendim.
"Hocam Eylül Tunç'un röntgen ve emar sonuçları geldi." Diyince hızla yerimden kalkıp kapıyı açıp sonuçları aldığım gibi kapıyı tekrar kapatıp kitledim.
"Hocam ailesi kızı soruyor ne diyelim?"
Ailesi mi?
Öztürk ailesi mi?
Ben buna götümle gülerim!
"Kızlarını mı? Benim kızımı kimseye hele ki Öztürklere asla yedirmem. De ki onlara başınıza geleceklere hazırlıklı olsunlar."
Kız bir şey demeden gittiğinde hızla Eylül'ün yanındaki sandalyeye oturup sonuçlara göz attım. beyin kanaması veya ona benzer bir şey yoktu çok şükür ama 3 gün müşahede altında kalması lazımdı ve uyandıktan sonra ilk 36 saat uyumaması lazımdı. Şuan bile uyuması tehlikeliydi ama aldığı sakinleştiriciler yüzden uyumak zorunda kalıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eylül-Gerçek Ailem Vakası-
Teen Fiction✨Kitapta bazı yerlerde şiddet vb. Olduğu için 12 yaş ve üzerinin okumasını talep ediyorum✨ 17 yıl sonra gerçek ailesinin kendisini bulmasıyla ailesinden ayrılan Eylül'ün serüvenine hoş geldinizzz. Eylül bir emekli asker ve Antep aşiret torunu iken b...