1.BÖLÜM: SONUN BAŞLANGICI

234 55 172
                                    


Sonunda liseye geçmiştim. Okulun ilk günü ilk heyecan... Çok heyecanlıydım. 5 saatlik uykuyla duruyordum çünkü heyecandan uyuyamamış telefonun ışığıyla kitap okumuştum.- Eğer lambamı açarsam annem ve babam uyumam için başımda beklerlerdi...- Okulun ilk günü olması asabiyle babam bırakacaktı bugün. O sebeple iş yerinden izin almıştı. Ben de giyindim, süslendim, saçlarımı açık bıraktım.- Zaten saçlarım kıvırcık olduğu için hiçbir toka saçımı tutmuyordu.- Daha sonra babam uyandı ve evden çıktık. O sırada yangından mal kaçırırmış gibi evden çıkan karşı komşumuzla karşılaştık. Kendisi yeni taşınmıştı. Merhabalaştık ve babam beni okula kendi de eve annemle vakit geçirmeye geçti...

Okulun ilk günü, klasik okulun ilk günüydü. Herkes kendini tanıtıp kaç yaşında olduğunu ailesinin ne meslekle uğraştığını söyledi.

Sanki insanları, ailesinin mesleği ile tanırdınız.

Oysaki bir insanı; en sevdiği renk ile duygu durumunu, hobileri ile karakterini, en sevdiği kitap ile ne değiştirmek ne yaşamak istediğini öğrenirdiniz. Ama büyüklerin hakkımızda ve de arkadaşlarımız hakkında öğrenmek istedikleri şeyler bunlar değil, ailelerinin ne meslek yapmak istemeleri ne acı değil mi?

Böyle böyle aynı şeyleri tekrar ede ede 6 okul saatini geride bıraktık. Eve gitmek için çok heyecanlıydım. Ne de olsa en yakın arkadaşlarım kitaplarıma kavuşacaktım.

Servis yolculuğu aşırı yorucuydu. Servis şoförü tek tek herkese sabah kaçta kapını önünde olması gerektiğini söyleye söyleye sonunda evime geldim. Servis şoförüne "iyi akşamlar" dedikten sonra eve yürümeye başladım. Sitemiz 6 bloktan oluşuyordu ve bizim blok en sondaydı. Yavaş yavaş yaylana yaylana yürürken biri koşarak koluma çarptı. Çok garip hissettim çünkü bu kişiyi tanımıyordum. Bir özür bile demeden koşmaya devam etti. Aslında sitedeki neredeyse kimseyi tanımıyordum ama bu kişi bana kötü hissettirmeyi başarmıştı.

Arkasından "bir özür fena olmazdı. " diye bağırdım dönmeye tenezzül bile etmedi.

Eve gitmek için dış kapının zilini çaldım çaldım kimse açmadı oysaki annem de babam da bugün evdeydiler nedenini anlamadan üst komşumuzun zilini çaldım. Bende evin anahtarı vardı fakat dış kapının anahtarı yoktu. Evin kapısının önüne geldim fakat ne televizyon sesi ne de süpürge sesi geliyordu.

Apartman ölüm sessizliğindeydi. Kapıyı açtım ve içeri giremedim.

Gördüğüm manzarayla yere yığılmak, ağlamak istedim...

Annemle babamın kanlarını geri bedenlerine sokup bana ' hoş geldin kızım ilk okul günün nasıl geçti? ' demelerini istedim.

Şoktaydım. Sesimi bulamıyordum. Bağırmak acımı tüm ülkeye duyurmak istiyordum.

Ama bağırsam neye yarar, adaleti olmayan bu ülke bir kız çocuğunun yakarışlarına kulak mı tıkardı yoksa onun sesi olup ona yardım eli mi uzatırdı?

En sonunda sesimi bulup şoktan çıktığımda bağırmaya başladım." Ambulans'ı arayın " herkesin kapı açma sesi duyuldu ben bas bas bağırıp " ambulans'ı arayın " demeye devam ettim. Bir yandan da eve direk ayakkabılarımla girip okul üniformamı yırttım. Ve anneme tanpon uygulamaya başladım.

Manzaram çok kötüydü...

Annem göğsünden bıçaklanmıştı, babama bakmaya bile korkuyordum o kadar kötüydü ki her tarafında mücadele izleri vardı. Bacağındaki kesik o kadar derindi ki tendonlarının göründüğüne emindim. Galiba böbreğinin olduğu bölgeden de bıçaklamıştı. Annemle babamın kanları o kadar fazlaydı ki holü kaplamıştı. Annem sadece göğsünden bıçaklanmıştı -görebildiğim kadarıyla - ya babam, her yerinden kanlar geliyordu sanki ...

𝐂𝐄𝐑𝐑𝐀𝐇Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin