5- Suç ve Kavga

13 4 1
                                    

Sabah uyandığımda saat 10:22 idi. Sabahları bu kadar erken kalkmaya alıştığım için şu anda kendime lanet ediyordum. Tekrardan uykuya dalmak için çırpınsam da nafileydi. Alarm kurmasam bile iş saatimden birkaç saat sonra kalkmak alışkanlık haline gelmişti ve bu sinir bozucuydu.

Kapım tıkladıktan sonra içeriye Daniel girdi. "Günaydın uykucu." Yastığı başımın üstüne koyup kendimi boğmak sureti ile kafama bastırdım. Sesim ne kadar boğuk çıkabilirse öyle çıkmıştı. "Günaydın." Gülerek yatağımın yanına geldi ve zorla kafamdaki yastığı aldı. "Kendini boğma zahmetine girmeden önce kahvaltıda krep yaptığımı söylemek isterim."

Zorla oturur pozisyona geldiğimde dik dik Daniel'e baktım. "Uyumak istiyorum." Yanağımı öperek ayağa kalktı. " Kalk bakalım çürük. Yapılacak işlerimiz var." Daniel odadan çıktığında yastığı tekrardan kafama koyup kendimi boğmaya çalıştım. "Kalk yataktan Nora."

Kendimi zorlayarak ayağa kalktım ve evin duvarlarına çarpa çarpa banyoya girdim. Elimi yüzümü iyice yıkadıktan sonra Daniel'in yanına mutfağa geçtim. "Günaydın."

"Aynen ondan." Camın önündeki sigara paketinden bir dal alıp yaktım. "Sabah sabah Nora. Bir dur." Başımı bir şey olmaz der gibi salladım. "Haydi krep koyda yiyelim madem o kadar uyandırdın beni."

"Mutfağı duman kokutuyorsun Nora." Sanırım takıldı kaldı. "Daniel ne olacak?" Omuz silkti. Gıcık.

"Neymiş bu daha işimiz var adı altında yapılacaklar?" Ağzındaki yemeğini yutarken bilmem dercesine bir ses çıkardı. "Bilmem buluruz elbet."

"Bugün ayrı bir sinir bozucusun Daniel."

"Sen bir de kendine bak." Göz devirerek içime bir duman çektim. "Baban bu kadar sigara içtiğini biliyor mu Nora?"

Gerçekten ayrı bir sinir bozucuydu bugün. "Bilmiyor Daniel. Git söyle." Yanıma gelip saçlarımdan öptü. "Sinirlenme hemen çürük. Senin iyiliğin için söylüyorum."

Kaşlarımı ciddi misin der gibi kaldırdım. "Şaka yapıyor olmalısın Daniel." Sigara izmaritini küllüğe koyup bir krep aldım tabağıma. "Ben gayet ciddiyim Nora."

"Öyle diyorsan." Krepten bir ısırık alırken gözlerimi tekrar Daniel'e çevirdim. "Peki bugün ne yapıyoruz?"

"İlk önce babamın yanına gidiyoruz." Kaşlarımı çattım. Ne alakaydı ki şimdi? "Neden? Ayrıca Kral Pars nerede?"

"Teşkilat binasında." İşime yarar en ufak bir şey bulabilirdim. Bu benim için güzel bir fırsat. "Peki. Neden?"

"Babamın istediği bir dosya var onu götürmem gerek." Göz devirdim. "Baban dosyalarını kendi evinde taşımayı öğrenmeli."

"Nora!" Omuz silktim. "Gerçekten bugün ayrı bir gıcıksın."

Biz birbirimizle uğraşa uğraşa kahvaltı ederken öyle böyle ortalığı da toplamıştık. Evden çıktığımızda Daniel'in bebeği yerine koyduğu motoruna binmiş ve teşkilat binasına gitmiştik. Binadan içeri girdiğimizde üst düzey güvenlik önlemlerinden geçmiştik. En son bariyere geldiğimizde ise göz taramasından geçip, tek kullanımlık adımıza çıkarılan ziyaretçi kartlarını alıp tam olarak içeriye girebilmiştik sonunda.

Kral Pars'ın odasına geldiğimizde ise kapıyı tıklatıp içeri girdik. "Hoş geldiniz." Ayağa kalkıp bizi selamlayan Kral Pars'ı bizde aynı şekilde selamladık. "Sizi de buraya kadar yordum kusuruma bakmayın. Ama bu dosya benim için çok önemliydi."

"Hiç önemli değil Kral Pars. Daniel siz babanla konuşun ben bir lavaboya gidip geleceğim." Odadan çıktığımda tuvaletin olduğu katın tersine gidip odaları incelemeye başladım. Önemli isimlerin olduğu kattı burası. Ve katta kimsenin olmaması kesinlikle şansımaydı. Birkaç kapıyı zorlamıştım ama hepsi kilitliydi. Tam pes etmişken biriyle göz göze geldim.

İnsanlığın Ayak SesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin