6. KARŞI KARŞIYA

18.9K 1.4K 410
                                    


Bölümlerimizde oylar ve yorumlar oldukça az hatta ilk bölümümüz 1K okunmada lütfen okuyan herkes oylarını ve yorumlarını bizden esirgemesin. Önce ki bölümlerde oy vermeyip ve yorumsuz geçtiyseniz lütfen dönüp yıldıza basarak ve bir tane de bile olsa yorum verirseniz çok sevinirim. 💋

Gerçek asker olaylarından ve bilgilerininden bağımsızdır.

KURGU GERÇEKLİĞİ
YANSITMAZ.

Keyifli okumalar <3

♪ Barış Akarsu • Mavi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


♪ Barış Akarsu • Mavi

♪ Ayten Alpman • Ben Böyleyim

♪ Evgeny Grinko • Jane Maryam

6.KARŞI KARŞIYA

Yıllar geçse de unutamadığınız birileri vardır.

İçinizde bir yere öyle bir işlemiştir ki o kişi her an yoklar sizi. Bir koku, bir bakış, bir ses, bir anı ile her zaman var olduğunu bilirsiniz.

İz bırakır.

Yüreğiniz o izi unutamaz. Yıllar geçer ve siz bilirsiniz. O kişiyle bir gün tekrardan karşılaşacağınızı. Belki bir sokakta, belki bir yol kenarında, belki bir kalabalığın içinde, belki de bir mezar taşıyla.

Ben korkmuştum. Bir mezar taşıyla karşılaşacağım içindi bu korku. Yıllar önce iki mezar taşı ile baş başa kalmıştım. Her gün iki mezar taşının arasına oturup saatlerce konuşurdum. Bütün gün neler yaptıysam anlatırdım onlara sonra bir an da ağlamaya başlardım. Ne oldu diye soran olmazdı ama ben anlatırdım neden ağladığımı. Annem derdim, babam derdim. Siz gittiniz ben büyüyemedim. Ben büyümek istedim ama büyüyemedim. Küçük bir kız çocuğu olarak kaldım. Çünkü sizin gidişiniz benim büyümeme engel oldu. Kaç gece ağladım saatlerce, günlerce, aylarca, yıllarca yine de gelmediniz siz geri ama ben beklemekten hiç vazgeçmedim. Siz gelmeyince ben geldim hep yanınıza. Bunları derken aklımın bir köşesinde hep o vardı. Babasının mezarı vardı tam annem ile babamın yanında. Arada annem ile babama anlatamadıklarımı o mezarın başına gider sanki kulağına söylüyormuşum gibi fısıldayarak anlatırdım. Bazen aklıma o gelince de babasının mezarına bir gün gelirse çamurlar içinde ya da otlar içinde görmesin diye de hep temizlerdim.

O gelmedi.

Ben ise onun yanına gidemedim.

Bilmiyordum ki nerede olduğunu. Bulmak istedim ama yapamadım. İçimde bir his vardı sanki birbirimizi bulacağımıza dair.  Bu his yatıyordu içimde o yüzden hep bekledim.

Bir gün yine mezara gittiğimde annem ile babamla konuşmuştum uzun uzun sonra kalkıp gidecekken babasının mezarının üstünde mavi iki kuş olduğunu gördüm. Yan yana durmuşlar etrafa bakıyorlardı. Yavaşça mezara yaklaştım ve çantamda olan fotoğraf makinemi çıkardım. Bu makine babamdan kalmıştı. Küçükken her zaman benim fotoğrafımı çekerdi. O yüzden evde iki tane albüm vardı. Dolu dolu iki albüm ve hepsinde benim fotoğraflarım vardı. Bir albüm de ise annem ve kendi için ayırmıştı. Orada ise askeriye içinde çektiği ya da annemle evlendikleri zamanlar çektiği fotoğraflar doluydu. Ben de bu geleneğe bağlı kaldım. Babam nasıl benim fotoğraflarımı çekerek bir albüm yaptıysa bende büyüyene kadar hep bir şeylerin fotoğraflarını çektim. Albümler oluştum ve şimdi neredeyse bir kutu dolusu albüme sahiptim.

EKİZ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin