🍁29.Bölüm🍁

110 12 130
                                    

pile16 @dystinabell @reem133x @ece373738 @user62209598 @Karadenizperisi61 @yaghazask97 @Daryoosh @DilaYilmaz3 @snglss3 @selfinaz5 @HilalYucel7 @TeffyLeal @KrishnaMukherjeeSurb @hex-hex @oylebiri2 HazanEgemen1 💗💗🌸🌸

Zehra kitaplığın önünde durmuş, dördüncü rafta gördüğü dosyaya uzanmak için sağla olan kolunu uzatmıştı ama yine de dosyaya yetişememişti. Bunun üzerine yetişebilmek için ayaklarının üzerinde yükselmeye çalışırken dengesini kaybetmiş geri geri düşüyordu ki kendini bir anda sıcak ve güçlü kolların arasında bulması uzun sürmemişti.

"Hih!!"

Serdar tatlı bir kızgınlık içeren ses tonuyla "Zehra'm ne yapıyorsun?" diye serzenişte bulunsa da bu tamamen Zehra'nın düşüp zarar görebileceği ihtimalinden kaynaklıydı.

"Aklımı aldın Serdar ya senden ne zaman geldin? Duymadım"

"Yaramazlık peşinde olduğun olabilir güzelim, az kalsın düşüyordun"

"Sadece dosyayı almak istemiştim uzanamayınca da dengemi kaybettim abartılacak bir şey yok sevgilim"

Serdar, Zehra'nın bu sözleri üzerine gözlerini devirip kocaman açarken Zehra'nın omzundan uzanıp raftaki almaya çalıştığı dosyaya almış ve masanın üzerine bırakmıştı.

"Lütfen bir dahakine uzanamadığın bir şey olursa başka birine söyle o alsın olur mu?"

Zehra gülümseyerek "Tamam öyle yaparım" dedi ve yüzünü saran muzip gülüşle genç adamın yanağına bir öpücük bırakmış ve hafifçe geri çekilmişti. Birlikte Zehra'nın kullandığı masanın önünde duran ikili deri koltuğa geçip yan yana otururlarken Zehra başını Serdar'ın göğsüne yaslayıp derin birkaç nefes almıştı.

"Hiç de kıyamaz sevgilisine"

"Ben senin saçının bir teline ölüyorum, nasıl kıyabilirim acaba? Sen benim bu hayattaki en değerli varlığımsın Zehra ne eksik ne fazla benim seni incitecek hiçbir şeye tahammülüm yok o ben olsam bile"

Bu adam bir gün kalpten götürebilirdi, her seferinde bir öncekinden daha fazla ayaklarını yerden kesiyordu çünkü. Zehra bir şey demek istese de ne diyeceğini bilememişti, o yüzden onları sessizliğin sarmasına izin verirken sağlam olan elini genç adamın kirli sakallı yüzüne götürüp yanağına yaslarken dudaklarını onun dudaklarına bastırmış, ufak bir öpücük bırakmıştı sevdiği adamın dudaklarına.

Serdar muzipçe gülümseyerek "Hem bu kadar çocuksu olup hem de bu kadar farklı olmayı nasıl başarıyorsun bazen aklım almıyor... Tek bir bakışınla bile nefes alamaz hale getiriyorsun beni" diye karşılık verip kokusunu içine çeke çeke saçlarını okşarken yeniden başını genç adamın göğsüne yaslamıştı. Burası Zehra için annesinin anlattığı masallardaki kuş tüyü yastıklardan bile daha rahat ve huzur doluydu. Gözleri kapalı bir şekilde sevdiği adamın kollarının arasında huzuru kucaklarken bir süre sessizliği dinledi.

"Eee sen niye geldin Serdar?"

"Seni özledim, görmek istedim ve geldim güzelim"

"Ha Tarık'ı merak etmedin yani"

"Yoo"

Zehra kıkırdayarak "Yalan söylemeyi hiç beceremiyorsun Maviş, ayrıca ondan hiç hoşlanmadığını ve beni kıskandığını farkındayım" diye karşılık vermişti.

KARADUT REÇELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin