Evet iyisiyle kötüsüyle bir yılı geride bırakmıştık evliliğimizde. Ve yarın evliliğimizin birinci yıl dönümüydü. Biz de kutlamak için bir haftalık tatil vermiştik kendimize. Her şeyden uzaklaşıp, başbaşa olduğumuz bir tatil. Düşünürken bile yüzümde oluşan tebessüm buna ne kadar ihtiyacımız olduğunu gösteriyordu. Çünkü son zamanlarda hep işlerle uğraşmıştık. Biraz dinlenip birbirimizle ilgilenmeliydik.
Kocam güzel bir dağ evi ayarlamıştı bizim için. Ben istemiştim öyle olmasını yazdan çok kışı severdim zaten. Ayrıca soğuk havayı bahane ederek kollarının arasından çıkmazdım fena mı? Evi görmemiştim hiç ama insanlardan uzak bir bölgede olduğunu biliyordum.
Bavulun içine kalın giysilerimizi yerleştirmeye devam ettim. Aslında dün akşam hazırlamam gerekiyordu çünkü bugün yola çıkacaktık. Ama dün akşam kocamın beni baştan çıkarma planına mağlup gittim. Pişman değildim aslında oldukça keyifli bir mağlubiyetti. Sadece biraz acele etmem gerekiyordu bavulu hazırlarken.
Kocam giyinme odamıza girerken sordu "Aşkım hazır değil mi hâlâ?"
Elimdeki son parçaları da yerleştirip cevapladım onu "Şimdi hazır oldu hayatım."
O yerdeki büyük bavulu alırken ben de pufun üzerindeki montumu aldım. Beraber merdivenlerden aşağı indik. Ben evimizin kapısını kilitlerken o da bavulu arabanın bagajına yerleştirdi. En sonunda arabaya yerleşip yola koyulduk.
Sonunda benim yarı uyuklamalarım yarı dışarıyı ya da onun güzel yüzünü izlediğim yolculuğun sonuna geldik. O arabayı kullanmıştı yol boyu.
Arabadan inince etrafta gezdirdim meraklı gözlerimi. Çok büyük durmuyordu ev dışarıdan. Ama oldukça samimi bir havası vardı. Evin olduğu yerde karla kaplı bir açıklık vardı ama onun dışında yer yer seyrekleşen ağaçlar kaplamıştı etrafı. Oldukça soğuk bir hava vardı. Ağzımdan nefesimi üfledim dışarı ve buharını izledim. Bu görüntüyle dudaklarım kıvrıldı mutlulukla.
"Aşkım gelsene." Etrafı inceleyişim kocamın beni çağırmasıyla son buldu. Elindeki bavulla evin kapısını aralamış beni bekliyordu.
"Tamam, geliyorum." Ayağımdaki botlarımla karda izler bırakarak yanına ulaştım hızlıca. Evin önünde birkaç basamak vardı ben onları çıkarken bavulu içeri kattı kocam.
İçeri adımladım merakla; sol tarafta bir şömine vardı önünde biraz açıklık hemen ardından alçak, ahşap bir masa vardı. İki kenarında rahat gözüken ikili koltuklar. Sol arka tarafta küçük bir Amerikan mutfak vardı.Odanın sağ tarafında yukarı doğru uzanan bir merdiven.
Görüş alanımı kocam işgal etti. Ellerini belime dolarken "Çok büyük ve lüks olmasını istemedim. Böylesini daha samimi bulursun diye düşündüm. Beğendin mi karıcım?" Gözlerime merakla bakıyordu.
Yüzümdeki gülümsemeyle ellerimi boynuna doladım "Çok doğru düşünmüşsün hayatım." Gözlerimi etrafta gezdirirken "Bayıldım buraya gerçekten çok samimi ve sıcak."
Alnımda sıcak öpücüğünü hissettim. "Beğenmene sevindim. Sen geç otur ben de şömineyi yakayım içerisi buz gibi."
Kolları arasından sıyrıldım, koltuğa doğru ilerleyip oturdum. O da şöminenin yanında daha önceden kullanmamız için konulan kesilmiş odunları alarak şömineyi yakmaya çalıştı. Gerçekten çok soğuktu üstüm çok ince değildi aslında altımda kalın taytım onun üstünde biraz uzun kalın kazağım onun da üstünde montum vardı. Ama tüm bunlar üşümemi engelleyemiyordu.