4

137 16 21
                                    

Uyku düzenimin iyi ve yerinde olduğu söylenemezdi.Genellikle gece yarısı durup dururken uyanırdım daha sonra tekrar uyumaya çalışırdım.Neden olduğunu bilmiyordum ama alışmıştım.Bu gece yine aynı şey oldu.Yine gece yarısı uyanmıştım,ama bu sefer sebebini biliyordum.

Ensemdeki sıcak nefes,karnımdaki sıkı el ve vücuduma yapışan o vücut.

Bir anda irkildim ve arkamı dönmeye çalışsamda olmadı.Karnımda ki el o kadar sıkıydı ki,haraket edemiyordum.

Bir süre sonra arkamı döndüm ve döndüğüm gibi beni daha çok kendine çekip göğsüme gömülen kişiyi gördüm.

Hyunjin.

Gerilmiştim ama ağzımı açmamıştım.Genelde Hyunjin'e yaklaşan ben olurdum ve her zaman geri çekilen kişi de o olurdu.

Aramızda böyle bir yakınlık ilk defa olmuştu.

Cama vuran yağmur sesi,odaya dışarıdan gelen sokak lambasının vurduğu loş ışık ve göğsümde yatan Hyunjin.

Şuan olduğum durumdan çok memnundum.Sorgulamadan ona sımsıkı sarıldım ve o gece öyle uyuduk.

***

Sabah vücudumda hissettiğim kıpraşmalarla uyandım.Hyunjin hareketlenmişti ve büyük ihtimalle birazdan uyanacaktı.Bir süre onu izledikten sonra gözlerini açtığını fark ettim.

"Günaydın."

Esneyip mırıldandı ve bana tekrar sarıldı.

"İyi misin?"

Kafasını göğsümden kaldırıp bana baktı.

"Mmh,sen?"

"Bende iyiyim ama merak ettiğim bir şey var."

"Bende merak ediyorum.Gece yatarken bir anda sana sarılmak istedim ve geldim işte."

Dudaklarımı içe doğru kıvırarak anladığımı belirttim.

Garip gelmişti ama memnun olduğum için sorgulamadım.Kollarından ayrılıp yataktan çıktım.

"Kahvaltıda ne istersin?"

"Maalesef bugün programım yoğun ve 2 saate gitmem lazım kahvaltı yapmadan eve geçsem iyi olucak."

"Anladım."

Onu yolcu ettikten sonra mutfak tezgahın yaslandım.Hyunjin de bir şeyler vardı.Hissediyordum, ama sesimi çıkarmak istemiyordum.Çünkü onda ne varsa sanırım bendede vardı.

***

"Seungmin hyung fotoğrafımı çeker misin?"

"Neden herkesin içinde hep beni seçiyorsun Jeongin?"

"Çünkü en güzel sen çekiyorsun hadi."

Bugün dans pratiğimiz vardı.Yeni çıkan albüm için çok sıkı çalışıyorduk.Ben her zaman ilk gelenlerden olurdum ama bu sabah farklı şekilde uyandığım için biraz geç kalmıştım.

"Ooo Lee Minho hiç gelmeyeceksin sandık nerdesin sen ya?"

"Yanlış alarmı kapatmışım da, geç uyandım."

"Ben pek inanmadım ama öyle olsun bakalım."

Chan sanırım bazı şeylerin farkındaydı, ya Hyunjin'le özel bir ilişkimiz vardı ya da ben hislerim yüzünden öyle hissediyordum.Hislerim diyorum ama ne olduğundan emin değilim.Belki fazla sevgi,belki yakın arkadaşlık, belki de... Aşk.

Chan'a gülümseyip çantamı koltuğa bıraktım.Üstümde düz siyah bir sweat ve sweatin içinde de duz siyah t-shirt vardı.Hava soğuktu ama içerisi çok sıcaktı,sweatimi çıkarırken t-shirtüm de açıldığı için vücudum gözüküyordu.

Karnımda hissettiğim ellerle irkildim.

Sweati çıkartınca Hyunjin ile göz göze geldim.

Saçlarım dağılmıştı,yüzümde makyaj yoktu ve büyük ihtimalle çok bakımsız görünüyordum.Ama Hyunjin...O çok güzeldi,günün hangi saati olursa olsun,makyaj olsun olmasın her zaman güzeldi.

Gülerek t-shirtümün içinden ellerini sokup kaslarıma dokundu.

Belki ona göre bir şakaydı ama benim için çok farklı bir histi.Kaslarıma dokunarak bana bakıyordu ve gülümsüyordu.

Daha fazla hareketlenince kendimi çektim ve etkisinden çıkmaya çalıştım.

Neden onu gördüğümde böyle hissediyorum?

Elimi kalbime götürüp derin nefesler aldım.Neydi bu?Neden sadece o bana dokununca böyle hislere kapılıyordum?

***

"Bugün bizde mi buluşsak?"

Felix herkesi evine davet etmişti.Aslında istemiyorum,istiyorum arasında kaldım ama herkes kabul edince bende kabullendim.

"Kim kimin arabasıyla gidiyor?"

Chan klasik soruyu sorarken ben arabama ilerliyordum.Tüm üyeler genelde servislerle giderken ben kendi arabamla giderdim.Yalnız olarak.

"Ben Minho hyung ile gideceğim!Bir daha Changbin hyung'un arabasına binmem!"

"Ya ben gayet güzel sürüyorum ne var Jeongin?!"

"Geçende bizi öldürüyordun ya!"

Aslında izin vermezdim ama bugün benimle gelmesine izin verdim.Vermez olaydım...

Kapının önünde beklerken Hyunjin önümden geçti.Ona bakarken arabama ilerlediğini farkedip tamamen ona döndüm.Hiç birşey olmamış gibi çantasını koltuğa bırakıp yanıma geldi.

Tam bir şey diyecekken..

"LEE MİNHO!"

Bir anda irkildim ve sese doğru yöneldim.

"Tabii ki senin arabana bineceğim."

"Hayır Han çok kalabalı-"

"Baybayy"

Beni dinlememesine sinir olmuştum ama umursamadım.Yola çıkma zamanı geldiğinde Felix'in arabasını takip ederek devam ettim.

"Ya şarkı açsana sıkıcı adam."

Han'ın lafına göz devirdim ve radyoyu açtım.
Açtığım gibi o şarkı başladı ve Hyunjin'le göz göze gelmemize neden oldu.

Play With Fire.

Bu arada finali öyle bir yazıcamki şok olucaksınız.Neyse nasıl gidiyor bilmiyorum bu bölüm biraz geçiş gibiydi pek içime sinmesede paylaşıyorum.


opia//hyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin