"Hadi içeri geçelim."
Onun havuzdaki bacakları benim bacaklarımla örtüşürken sudan çıktım.Onu arkamda bırakıp havluyla saçımı kurulayarak arkamdan gelmesini bekledim.
"UNO!"
"YA HAYIR ÖNCE BEN YAPACAKTIM!"
İçerde bağırıp çağırıp oyun oynamalarını umursamadan odama çıkarken sessizlik olmuştu.Hepsinin beni izlediğini biliyordum.
Merdivenden çıkarken duyduğum ayak sesleriyle Hyunjin'in arkamda olduğunu anladım.Benimle gelicek sanıyordum ama o odasına girip kapıyı anında kilitlemişti.
Üstüme bir şeyler geçirdikten sonra bizimkilerin yanına oturdum.İlk geldiğimde sessizlik olmuştu ama sonrasında devam etmişlerdi.
Yarım saat sonra yukardan kapı açma sesi geldi.Kimse umursamamıştı ama ben anında o yöne dönmüştüm.Hyunjin yeni kuruttuğu saçlarıyla kimsenin yüzüne bakmazken aşağı indi.Mutfakta kendine su dolduruyordu.
Bende bu anı fırsat bilip yukarı çıktım.O kadar dalmış görünüyorduki benim yukarı çıktığımı bile fark etmemişti.
Odasına girip yatağına oturdum ve gelmesini bekledim.Beklediğim gibi de oldu.2 dakika sonra odasına girmiş kapıyı kilitlemişti.Beni farkedince olduğu yerde duraksadı.
"Neden buradasın?"
"Sence de konuşmamız gerekmiyor mu?"
Sadece bir lambanın yandığı loş odada masanın üzerine otururken konuştu.
"Şuan hiçbir şey yapmak istemiyorum Minho.Beni yalnız bırakır mısın?"
Yataktan kalkıp masaya doğru ilerledim.O masanın üzerinde oturup bana bakarken daha çok yaklaştım.Tepki vermiyorken kollarımı bacaklarının kenarına dayadım.Geri çekilince onu kendime çektim.
"Seni asla yalnız bırakamam Hyunjin,bilmem gereken bir şey var."
Ben ona daha çok yaklaşırken o daha çok geri gidiyordu.En sonunda beni itip masadan kalktı.
"O zaman öğren ve git."
"Peki,bana gerçekten aşık değil misin?"
İç çekti ve gözlerini benden kaçırdı.
"Evet,değilim."
Sinirlenmiştim.Yalan söylüyordu.Ona yaklaşıp çenesini tuttum ve yüzüme çevirdim.
"Bana doğruyu söyle Hyunjin.Eğer gerçekten benden hoşlanmıyorsan emin ol sana bir daha asla dokunmayacağım."
Sinirli bir şekilde yüzüne yaklaşırken konuştum.Bir süre sessizlikten sonra gözünden bir damla yaş gelmişti.
"İyi misin?"
Çenesindeki elimi çekip yanağına götürdüm ve göz yaşını sildim.O ise bir anda ağlamaya başladı ve bana sarıldı.
Öyle sert sarılmıştı ki yalpalamama neden olmuştu.Bir elimi beline diğer elimi saçlarına yerleştirerek sarıldım.Bir süre sonra kırmızı gözlerle bana bakarak konuşmaya çalıştı.
"B-ben seni ç-çok seviyorum!"
Ağladığı için hıçkırmaktan konuşamıyordu bile.Bir şeyler anlatmaya çalışıyordu ama onu durduran ben oldum.
Göz yaşlarından dolayı ıslanan dudağına küçük bir buse kondurup susmasını sağladım.O da bana tekrar sarılmıştı ve yatağa oturmuştuk.
"Madem beni seviyordun,neden bana öyle dedin?"
Elim elini tutuyordu ve o bana bakmıyordu.Gözlerinde pişmanlık ve hüzün vardı,hissedebiliyordum.
"Zorundaydım,çok özür dilerim."
"Neden zorunda olasın Hyunjin."
"Çünkü.."
İç çekerek devam etti.
"O gün,Han beni almaya gelmişti hatırlıyor musun?"
Kaşlarım çatılmıştı.
"Evet."
"İşte o zaman Han yukarı geldi ve beni yakamdan tutup kendine çektikten sonra kulağıma fısıldayarak konuştu."
"Bak Hyunjin,Minho ile aranızda ne var bilmiyorum ama son zamanlarda davranışların hiç hoşuma gitmiyor.Onunla bu kadar yakın olman gereksiz.En kısa zamanda bu samimiliği kesiyorsun yoksa seni doğduğuna pişman ederim."
"Aynen bu şekilde konuştu ve ben o psikolojiyle korkmuştum."
"İyi de neden Han böyle bir şey yapsınki?
"Çünkü sana aşık Minho."
Eveet villain belli oldu arkadaslarr.Yeni bolum atamıyorum son sınıf oldugum icin anlayısla karsılarsanız sevinirimmm.