Yeni bölümle geldim aşklarım! Çok tutmadan sizi oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın!
Bölüm Müziği:Berkay Altunyay-Olmazlara İnat
Neden burada olduğunu biliyor musun?"
Başımı olumsuz anlamda iki yana salladım. "Hayır"
"Çünkü hak ettiğin yer burası..." parmağını uzatıp eski odayı işaret etti. "Bu pis yer. Sana ait olduğun yeri her zaman hatırlatacak"
Dönüp bana baktı. İtiraz etmemi veya ağlamamı bekliyormuş gibi doğrudan gözlerimin içine bakıyordu. Fakat beklediği şey olmadı. Yüzümde tek bir mimik dahi kıpırdamamıştı. Bir şey söylemeyeceğimi anlayınca bana doğru yaklaştı.
"Okulda veya başka bir yerde bundan bahsedersen seni geldiğin çöplüğe gömerim"
Sol eliyle omzumdan itip odadan çıktı.
O giderken sessizce yeni odama baktım. Eski bir yatak ve ikinci el bir dolaptan ibaret olan oda ,eski odama benziyodu.
Duvarları rutubet tutmuştu. Neyse ki günün sekiz saatini bu odadan uzakta okulda geçirebilecektim. Çantamı dolabın içine yerleştirip eski yatağın üzerine oturdum. İlk fırsatta buradan bu çöplükten kaçacaktım...
Gözlerimi yavaş yavaş açmaya başlamıştım. Kollarımı iki yana açarak esnedikten sonra gözlerimi kırpıştırarak etrafıma bakındım. Nafile o güzel sıcak yatağımı artık zor bulurum.
Bazen düşünüyorum:
Hayat bazen başkalarının şans diye adlandırdığı şansızlığı yaşamaktır. O şans diğer herkesin için öyle büyüktür ki dönüp baktığınızda insanların ne kadar kör olduğunu fark edersiniz.
O insanlar ne yaşadığınızı bilmezler. Kim olduğunuzu,
O şansın içinde nasıl çaresizce boğulduğunuzu...
O insanlar sadece sizi her gördüklerinde ne kadar şanslı olduğunuzdan bahseder.
İşte tam bu noktada insanların gerçek bir aptal olduğunu fark ediyorum. Bertrand Russel'in çok güzel bir sözü var.
"Günümüzde en büyük sorun, aptalların kendilerinden son derece emin, zekilerin ise sürekli şüphe içinde olmalarıdır."
Ben hangi guruptayım emin değilim . Fakat bildiğim bir şey var ben kesinlikle aptallardan biri değilim.
Önümdeki manzaraya bakarken geçirdiğim son birkaç günün ne kadar tuhaf olduğunu düşündüm. Bir şekilde bir şeylerin içine çekiliyordum. Bu tesadüf müydü yoksa evren benim için kötü bir kader mi hazırlamıştı bilmiyorum.
Hiç birşey bilmiyordum...Burada geçirdiğim onuncu günümdü. Zaman çok yavaş akıyordu. Burada nedense hep birileri tarafından izlenildiğim hissi veriliyordu bana.
Görünmeyen biri sanki
Boşluğa doğru konuştum"Kimsin sen? Benden ne istiyorsun,
ben sana ne yaptım?" sesim boş Konteynerın için de yankı yapıyordu.
Ama biliyorum o beni duyuyordu.
&&&
Dışardan gelen seslerden uyanmıştım." Polis bey lütfen kızımı kurtarın! "diye ağlamaklı bir ses duydum. Hızlıca ayağı kalkarak kilitli yere kulağımı dayadım ve seslere dikkat kesildim. Seslerin annemlere ait olduğunu anlayınca zaman kaybetmeden bağırmaya başladım." Anne, baba! Burdayım kurtarın beni! N'olur kurtarın beni! Gözlerim ağlamamak için

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKLIMDA
Teen Fiction5 farklı kişi...5 farklı hayat...Gizem, Alçin, Helin, Alaz ve Savaş...Hepsi hayatın zorluklarıyla sınanmış... Şehirde dolaşan seri katilin peş peşe işlediği cinayetler üzerine uluslararası suçları çözen bir teşkilatın üyelerine katilin yakalanması...