5 farklı kişi...5 farklı hayat...Gizem, Alçin, Helin, Alaz ve Savaş...Hepsi hayatın zorluklarıyla sınanmış...
Şehirde dolaşan seri katilin peş peşe işlediği cinayetler üzerine uluslararası suçları çözen bir teşkilatın üyelerine katilin yakalanması...
Ben geldim ama nedense moralim çok bozuk Yazma hevesimi tamamen kaybetmiş durumdayım. Kalkıp yazasım bile yok. Çok uzatmadan sizi okumaya gönderiyorum.
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın!
Not: Yüz on iki okumaya ulaştık hepinize çokkkkkkkkkkkkk teşekkür ederim. Okuyan herkese öpücüklerimi yolluyorum! İyi ki varsınız!
Bölüm Müziği:Batuhan Korel-Sıcak Şarap
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Gözlerimi yeni bir güne açmış ve hazırlanıp okula gidecektim. Yaklaşık 5 dakikaya aşağı inmiş olacaktım.
Çantamı tek koluma takıp merdivenlerden aşağı iniyordum lakin semdeleyerek durdum. Annemler benim hakkım da konuşuyordu.
"Bu yaşadıkları hiç birşey, daha kötülerini yaşayacak."
"Zamanı geldiğin de... Birazdan aşağı iner sus."
Dediklerinden hiç birşey anlamamıştım ama onları hiç duymamış gibi ruhsuz bir şekilde aşağı inip yemek masasına oturdum.
...
Kahvaltımı yaptıktan sonra botlarımı giyip kapıyı kapatıp evden çıktım. Köşede her gün peşimden gelen sivil polisler yine aynı yerindeydi. Bahçe kapısını kapattıktan sonra yürümeye başladım. Yaklaşık sivil polislerle aramız da yirmi ya da yirmi beş metre olduğun da onlar da peşime takıldı.
Otobüs durağına yaklaştığım da durağa yakın olan AVM'nin dev ekranın da Zeynep Elçin'in haberleri yansıyordu. Durakta ki banka oturduğum da insanların konuşmaları kulağıma ilişiyordu.
"Zeynep Elçin' e olan şeyin aynısından bana da olmasından korkuyorum... Ben ölmekten korkuyorum."
"Sadece sen değil, ben de. Hem de hiç tahmin edemeyeceğin kadar."
Sırada ki kurban kim acaba? Belki benimdir ama ben ölmek istemiyorum. Yaşamak istiyorum...
Zeynep Elçin' in hayranları ayaklanmıştı.
Ne adalet ama. Bir insana araba çarpıp hayatını kaybedince çöp olabiliyordu fakat başka bir insan kendi canından vazgeçince milyonlara ses getirebiliyordu. Zeynep Elçin'in ünlü olduğunun farkındayım. Fakat yine de o da bir insandı. Hayatı o kaçırılıp öldürülen insanlardan daha değerli olamazdı. Hepimiz bir gün öleceksek ve aynı toprağın altında yatacaksak birbirimizinden nasıl daha fazla değerli olabilirdik?
Sanırım dünyanın adaletsiz olduğunu tam bu noktada fark ediyorum. İnsanlar başarıları sayesinde üst bir konuma gelebilirdi. Bu onların hakkıdır. Ama başarılı olmaları için başkalarının başarısız olması gerekir. Ortada fakir yoksa kimse zengin değildir. "Sizde bunu tutun" On sekiz yaşlarında kısa bir kız elindeki pankartlardan birini bana uzattı. " Zeynep Elçin' e bunu borçluyuz. Onu onurlandırmamız lazım."