5 farklı kişi...5 farklı hayat...Gizem, Alçin, Helin, Alaz ve Savaş...Hepsi hayatın zorluklarıyla sınanmış...
Şehirde dolaşan seri katilin peş peşe işlediği cinayetler üzerine uluslararası suçları çözen bir teşkilatın üyelerine katilin yakalanması...
Aşklarımmmmm! Yeni bir bölüm demek yeni bir macera demektir. Çok uzatmadan sizi bölümle baş başa bırakıyorum! Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen!
Bölüm Müziği:Elmalı Turta/Ömer Öz-IşılAyman
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bazen var olduğunu sandığınız şeyler zihninizin size sunduğu birer küçük ilüzyondur sadece. Bu ilüzyonlar o kadar gerçekçi ve doğaldır ki bunun gerçek mi yoksa ilüzyon mu olduğunu anlayamazsınız. Bu gerçek olamayacak kadar korkunç, kabus olamayacak kadar gerçekti.
Bu gördüklerimin bir anlamı var mıydı yoksa sadece korkunç bir kabusa mı hapsolmuştum?
Pansiyondaki kızın yüzündeki o korkunç ifadeyi anımsadım. Gözlerinde saf korku o kadar gerçekti ki bunun basit bir kabus olduğuna inanamıyordum. Hangi kabus korkuyu bu kadar gerçekçi gösterebilirdi?
Bazen kendiniz yaptığınız ve utanç verici bulduğumuz şeyler vardır. Bu yaptıklarımızın hiçbir anlamı yoktu ve dışarıdan birinin deli olduğumuzu düşüneceği şeylerdi bunlar. Fakat internette bir yerlerde diğer insanların da sizinle aynı şeyi yaptığını görürsünüz ve bunu sadece ben yapıyordum sanıyordum düşüncesi oluşuyor beyninizde. İşte tam bu noktada tüm insanların tuhaf da bulsa yaptığı ruhsal bozukluk olduğunu fark ediyorsunuz.
Bunları düşününce insanların korkunç zevklere sahip olacağını daha iyi anlıyorsunuz. Kan içmek yada ölen biri izlerken zevk almak gibi...
Hayatın maratonunu bir kez kaçırdığınız anda tüm var olan düzeniniz korkunç bir bataklığa sürüklüyor kendini. Her şey o kadar ani ve bir anda oluyor ki siz o maratonu tamamen kaybediyorsunuz. Bu tıpkı dalgalarla savrulup kıyıya vuran bir balığı andırıyor. Her şey saniyeler önce gelen bir dalganın balığı bir anda korkunç bir sona sürüklemesi. Bu noktada balık için kaçınılmaz bir ölüm yada dışarıdan gelecek bir yardım umudundan fazlası yok. Peki sizce o balık herhangi biri tarafından kurtulacak mı? Yoksa kavurucu güneşin alında kuruyarak ölecek mi?
Karen Güneş ölünce Ferhat Güneş' in çocuğu kabul edeceğini umdun. Kulağımı dolduran korkutucu ses zihinimin en karanlık noktasından fısıldıyordu. Karen Güneş ölürken ondan kurtulduğun için mutluydun değil mi? Böylece artık Ferhat Güneş sana kalacaktı.
Ahh bu yakışıklı genç adam da kim? Yoksa o...
Rüyalarımdan sıyrılıp gözlerimi açmıştım. Beni kaçıran kişinin ya da büyük ihtimalle katilin beni duymasını umarak " Sevgili katil bey, beni bayıltacağınız zaman lütfen başka yöntemlerle bayıltın. Oğlum sürekli elektroşok veriyorsun yeter be!" ne bir ne de cevap vardı. En azından bu sefer Konteyner da değildik. " Vay be, parayı bulmuş olmalısın ki Konteynerdan odaya geçmişsin. Bir tebriği hak ettin valla. " diyerek ellerimle alkış hareketi yapıyordum. Daha fazla durmadan ayağa kalkıp odayı gezdim. Bakın Konteyner değil oda. Sert bir yatak ve aynı zamanda rutubet kokan bir oda.