4. Bölüm

340 17 12
                                    

BİR HAFTA SONRA

Bu gün kızlarla kahve içmeye gidecektik o yüzden hazırlanıyordum. Üstümde beyaz bir kazak, altımda kahverengi bol pantolon vardı. Şimdi ise makyaj yapıyordum. Hafif bir allık, maskara ve kahverengiye yakın tonlarda bir ruj sürdüm ardından makyajımı bitirdim. Beyaz ve küçük bir çantamı aldıktan sonra odadan çıktım. Ezgi'nin odasının kapısını çaldım ve içeriden gel sesi duyunca kapıyı açtım. Ezgi pembe bir kazak, beyaz bir etek giymişti. "Ay ne kadar güzel olmuşsun maşallah." dedim.

"Teşekkür ederim sana da maşallah. E ben hazırım çıkalım mı?"

"Olur çıkalım bende hazırım zaten." dedim ve ayakkabılarımızı giymeye gittik. Ben beyaz spor ayakkabı giyerken Ezgi'de siyah uzun botlarını giyiyordu. Ayakkabılarımızı giydikten sonra evden çıktın ve kol kola yürümeye başladık.

"Kız sana bir şey söyleyeceğim." dedi Ezgi. "Ne oldu?"

"Ya ben bu Aslan'a karşı bir şeyler hissediyordum. Sonra hemşireler konuşurken duydum. Bunun 20 tane sevgilisi varmış." Şaşkınlıkla ona bakarken gülerek ağzımı kapattım. "Şaka yapıyorsun." dedim uzatarak. "Yani tam emin değilim ama öyle duydum."

"Ya bence Aslan böyle bir şeyi yapacak kadar karaktersiz değil." Aslan'ı savunarak. "Yani bence böyle bir şey yok. Yalan dedikodu." dedim emin olarak. "Kızım ne erkekler var inandırıyorlar seni. Ama artık arama mesafe koyacağım. Biraz sürünsün eğer sürünürse beni gerçekten seviyor." dedi. "Sen bilirsin yine ama yine de Aslan böyle bir şey yapmamıştır." dedim yine Aslan'ı savunarak.

Buluşacağımız kafeye varınca Ilgın'ı gördük. Üstünde beyaz gömlek, gömleğin üstünde kolsuz bir sarı kazak vardı. Altında beyaz bir eteği vardı. Yanına oturduktan sonra karşıdan gelen Betül'ü gördük. Üstünde yeşil bir kazak altında beyaz pantolon vardı. Koşarak oturdu yanımıza. Ilgınla hasret giderdikten sonra ikisi de Ezgiyle hemen kaynaşmışlardı. Şimdi de Ezgi Aslan konusunu anlatıyordu.

"Valla şekerim ben Aslan abiyi 5 yıldır falan tanıyorum, asla böyle bir şey yapmaz, yapamaz." dedi Ilgın emin olarak.

"Benim bu konu hakkında hiç bir fikrim yok." dedi Betül.

"Ya ben de diyorum yoktur öyle bir şey ama nafile." dedim. "Aman Aslan kadar taş düşmesin kafanıza. Bakın acıdım size düşmesin dedim." dedi Ezgi. "Bence Aslan senin kalbine düşmüş." dedim. Koluma bir sille attı Ezgi. "Kız ben diyor muyum yüzbaşı seni kucakladı diye!" dedi. Betül kaşlarını çatarak, Ilgın gülerek bana baktı. "Yüzbaşı kim?" dedi Betül. 

"Canım şimdi bu yüzbaşı Yiğit abin." dedi Ezgi. Betül şaşkınlıkla bana döndü. "Bana niye verilmedi bu bilgi?" dedi yapay bir sinirle. "Ya ben sana bunu sonra anlatacağım." diye geçiştirdim. "Öyle olsun Belgin Hanım." dedi tek kaşını havaya kaldırarak. Saniyeler, dakikalar, saatler geçmişti ve biz bir ton konuşmuştuk. Saat akşam beşi gösterirken "Şey saat beş olmuş kalkalım mı?" dedim. "Olur hatta içelim mi?" dedi Ezgi. Hepimiz olur dedikten sonra bir markete girdik ve 4 tane bira aldık. Bir kaldırıma oturup içmeye başladık. "Grup kuralım mı?" dedi Ezgi. Hepimiz yine olur dedik ve Ezgi telefonuyla ilgilenmeye başladı. "Ilgın sizin Alpay'la ne iş?" dedim. "Ya aslında ben birazcık bir şeyler hissediyorum ama birazcık." dedi.

Her şey Betül'ün "Ya bu bitti ben biraz daha alıp geleceğim." deyip bira almaya gitmesiyle başladı. Biz bira içerken Betül'ün "Yardım edin." diyen çığlığını duyduk ve hemen sesin geldiği yöne koşmaya başladık. O yöne doğru baktığımızda Betül'ü kenara kıstırmış beş tane eleman gördük. Koşarak yanlarına gittim ve bir elemanı bana doğru çevirip yumruğumu yüzüne çaktım. Ve tabi ki bizim kızlar durur mu hemen diğer elemanlara atladılar. Ezgi bir adamı yere yatırmış yüzüne yumruklarını çakıyordu, Ilgın daha çok dövülüyor gibiydi çünkü eleman Ilgın'ı kolundan tutmuş bir o tarafa bir bu tarafa çeviriyordu. Ilgın'ın imdadına elemanı kendime çevirip Osmanlı tokadı atarak yetiştim ve erkekliğine sert bir tekme attım. Elemanın hallettikten sonra diğer eleman saçlarımdan tuttu. Acı bir çığlıkla elimi arkaya attım ve elemanın elini cimcikledim. Eleman saçımı bırakınca erkekliğine tekme attım. O elemanı hallettikten sonra Betül'e döndüm. Eleman saçından tutmuş sürüklüyordu Betül'ü. Koşarak elemanın üstüne atladım. Eleman ne olduğuna şaşırırken Betül elemanın elini ters çevirip var gücüyle ısırdı. Ben elemanın sırtından atlarken Ezgi başka bir elemanla cebelleşiyordu ki polis sirenlerini duydum.

İskambilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin